Antalya-Myra Antik Kenti

crypton

Paylaşımcı Üye

Myra Antik Kenti​

görüntü


görüntü


Bugünkü Demre ilçe merkezi ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. **Myros Nehri’**nin (Demre Çayı) batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı. Kanalın diğer yanında yer alan Andriake (Çayağzı) Limanı’ndan da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Myra Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlüdür.

e81cc0c4f7cbf1f8959010cd7b9370585b391cc4_2_690x459.jpeg


Kaya mezarları, Likçe yazıtları ve sikkeler, Myra’nın en azından İ.Ö. 5’inci yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterirler. Strabon’un verdiği bilgiye göre Likya Birliği’nin altı büyük kentinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda Myrrh adıyla anılır.

İ.S. 2’nci yüzyıl Myra’nın büyük bir gelişmeye sahne olduğu dönemdir. Likya Birliği’nin Metropolisi olan şehirde, Likyalı zengin kişilerin yardımları ile birçok yapı inşa edilmiş ve onarılmıştır. Bizans Dönemi’nde ise Myra, dini yönden olduğu kadar idari yönden de önde gelen şehirlerden biri olmuştur. Günümüze dek ulaşan ününü, Aziz Nikolaos’un (Noel Baba) İ.S. 4’üncü yüzyılda şehrin piskoposu olmasına ve ölümünden sonra aziz mertebesine ulaşıp adına kilise yapılmasına borçludur.

2079cd3388f591d3409cf2a355791792d0b8e753_2_690x469.jpeg


Myra, 7’nci yüzyıldan itibaren gerek deprem, su baskını ve Demre Çayı’nın getirdiği alüvyonlar, gerekse Arap akınları sebebiyle önemini yitirip 12’nci yüzyılda köy hüviyetine dönüşmüştür. Günümüz kalıntılarını, akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her iki yanında yer alan kaya mezarları oluşturur. Yapılan araştırmalara göre bugün oldukça sağlam durumda olan Roma Dönemi surlarının dışında, Helenistik, hatta İ.Ö.5’inci yüzyıla tarihlenen sur kalıntılarına akropol tepesi ve çevresinde rastlamak mümkündür. Akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile iyi korunmuş bir Roma Dönemi tiyatrosunun özelliklerini yansıtır. Sahne binası ikinci katın yarısına kadar ayaktadır. Tiyatronun hemen iki yanında, kabartmalı veya düz kaya mezarları yer alır.

20190730120006864_myra%201%20yeni.jpeg


Likyalıların ahşap ev mimarisinin kaya mezarlarına en iyi uyarlanmış örnekleri olan Myra mezarlarının içinde, ölüyü ve yakınlarını betimleyen kabartmalı mezar, en ilginç örneklerden biridir. Ayrıca yine kabartmalı veya kitabeli birçok kaya mezarı, kayalığın güneye bakan yüzünde üst üste veya yan yana sıralanmaktadır. Tiyatro yakınındaki şehir merkezine giderken yolun solundaki hamam kalıntıları ise Roma Dönemi tuğla mimarisinin erken ve ilginç örneklerini oluştururlar.

20190730115954785_myra3%203.jpg


Şehrin su ihtiyacı, Demre Çayı’nın aktığı vadi kenarındaki kayaya oyulmuş kanallarla karşılanmaktaydı. Likya Konfederasyonu’nda üç oy hakkına sahip altı şehirden biri olan Myra’nın “En parlak kent” unvanıyla anılması ne denli önemli bir kent olduğunu göstermektedir. Myra’nın Likya Konfederasyonu’na ait sikkelerin yanında kendi adıyla basılmış sikkelerinde, şehrin ana tanrıçasıArtemis’in Anadolu’nun en eski tanrıçası Kybele formunda temsil edilmiş olması ayrı bir önem taşımaktadır. İ.S. 5’nci yüzyılda Likya eyaletinin başkenti olan Myra’nın, St. Paul ve arkadaşlarının uğradıkları şehir olması Hıristiyanlıkça da özel bir önem taşımaktadır.

Kaynak: “Myra” Dünden Bugüne Antalya (II. Cilt),
Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2012)
 

Myra Antik Kenti ve Andriake Limanı Kazılarında Yeni Keşifler​

Antalya’nın Demre ilçesinde sürdürülen Myra Antik Kenti ve Limanı Andriake kazılarında çok özel bulgulara ulaşıldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığının “Geleceğe Miras” projesi kapsamında Akdeniz Üniversitesi iş birliğiyle sürdürdüğü kazılarda “Millefiori (Bin Çiçek)” olarak adlandırılan teknikle üretilmiş çok çeşitli ve fazla miktarda cam kaplama levhalara rastlandı.

Önemli yapılarda kullanıldığı bilinen bu özel yapı iç dekorasyon malzemesinin Andriake’de çok çeşitli miktarda bulunmuş olması uzmanlar tarafından önemli ve şaşırtıcı bir keşif olarak nitelendiriliyor.

Türkiye’de bu boyutuyla ilk kez rastlanılan buluntular zor ve ince cam işçiliği tekniğiyle dikkat çekiyor.

Keşif Yılın Bulguları Arasında​

Andriake’de gün ışığına kavuşan düz plaka formundaki millefiori kaplamalar Türkiye için yılın bulguları arasında sayılabilecek kadar önemli.

Döneminin lüks dekorasyon malzemeleri olan kaplamalar çeşitli renklerde çiçekler ve geometrik formlarıyla çok zengin bir çeşitliliğe sahip.

Andriake Agorası’nın liman tarafındaki Gümrük Bölgesi’nde bulunan 42 numaralı mekânda ortaya çıkan yüzlerce parça üzerinde çalışmalar sürüyor.

Andriake liman yerleşimindeki bu buluntuların milattan sonra 5’inci yüzyıla ait olduğu düşünülüyor.

Özel ve Zengin Bir Duvar Dekorasyonu​

Andriake’de gün ışığına kavuşturulan cam levhalarla birlikte aynı dekorasyon düzenlemesinde kullanılmış olan küçük kare ve yuvarlak cam rozetlerden ve bu levhaların yine camdan yapılmış çerçevelerinden de çok sayıda buluntu yer alıyor.

Myra Antik Kenti’nin liman yerleşimi olan Andriake’deki keşifte bu kaplamalarla birlikte duvar dekorasyonunda kullanılmış olduğu anlaşılan benzer büyüklükteki levhalar arasında kakma tekniğinde kuş figürleri taşıyan örnekler ve yine Türkiye için ünik bir keşif niteliğinde olan opus sectile tekniğindeki aziz figürleri ile kuş ve deve figürleri de Andriake’de çok özel ve zengin bir iç mekan dekorasyonunun varlığını gösteriyor.

Andriake’deki Granarium ve Agora kavşağında, batı Agora Sokağı’nın baş köşesinde, limanın en önemli yerinde konumlanan yapıda bulunan kıymetli dekorasyonları ve plan özellikleriyle yapının bir yönetim binası olduğu düşünülüyor.

Kaynak: Ray Haber
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular