Baiae’ye ilk yerleşim M.Ö. 2. yüzyıl civarına denk gelse de şehir asıl ününü İmparator Augustus döneminde kazandı. Augustus, bölgedeki tüm lüks villaları birbirine bir yol ile bağlarken, aynı zamanda evler büyük termal banyolarla döşeniyordu. Augustus’un halefleri Nero, Hadrian ve Alexander Severus da yıllar içinde geniş villalar ve eğlence merkezleri inşa ettirerek Baiae şehrini genişletmeye ve geliştirmeye devam ettiler.
Buradan da anlaşılacağı üzere Baiae, zamanla Roma’nın seçkin insanlarının yaşadığı ve sınırsız partilerin gerçekleştiği bir kent haline gelmişti. Doğal volkanik menfezlerin üstünde yer alan şehir, özellikle şifalı kaplıcalarıyla meşhurdu. Nero, Cicero ve Caesar gibi antik çağın en ünlü şahsiyetlerinin Baiae’yi sık sık ziyaret ettiği ve hatta çoğunun orada yazlık villa inşa ettirdiği biliniyor.
Las Vegas’ın Antik Roma’daki karşılığı olarak anılan ve “Sezar’ın Şehri” olarak da bilinen Baiae’deki bu şaşaalı hayat, 8. yüzyılda şehrin yağmalanmasıyla son buldu. 1500 yılına gelindiğinde ise şehir hem volkanik patlamalara elverişli olduğu için hem de sıtma salgını nedeniyle yavaş yavaş terk edildi. Terk edildikten kısa bir süre sonra da volkanik menfezler nedeniyle su seviyesi yavaşça yükseldi ve Baiae körfezin sığ suları arasında kayboldu.
Bölgede 19. yüzyılda ara sıra antik Roma kalıntıları bulunuyordu. 1920’lere gelindiğinde Pozzuoli açıklarında bir tarama operasyonu yapılırken mermer heykellerin keşfedilmesi, dönemin İtalyan lideri Benito Mussolini’nin de dikkatini çekti ve bölgenin boşaltılmasını istedi. Şehrin asıl keşfi ise 1940 yılında gerçekleşti. İtalyan Hava Kuvvetleri pilotu Raimondo Baucher, Portus Julius limanının üzerinde alçak uçuş yaparken “garip bir hayalet kasaba” olarak tanımladığı Baiae’yi keşfetti.
Aynı zamanda serbest dalışçı olan Baucher’in havadan çektiği fotoğraflar, Baiae’yi olağanüstü bir netlikte gösteriyordu. Suyun 1,5 metre derinliğe sahip olması ve o gün denizin oldukça berrak olması, o ana kadar bilinmeyen bir dünyayı ortaya çıkarmıştı.
Batık şehir Baiae ve çevresindeki kazı girişimleri ilk olarak 1959 yılında başlasa da asıl büyük çalışma 1980’lerin başında yapıldı. Bu çalışma sırasında imparator Claudius tarafından yaptırılan ve mermer heykellerle dolu bir oda olan Nymphaeum bulundu. O zamandan beri yapılan çalışmalarda arkeologlar tarafından düzinelerce tarihi eser ortaya çıkartıldı.
Hamamlar, çeşmeler, lüks evler, mozaikler ve heykeller bunlardan yalnızca birkaçı… Ancak bulunan eserler arasında çok değerli bir yazıt var ki o da L Pisonis… Bu yazıtta Piso’nun, yakın arkadaşı olan imparator Nero’yu Baiae’deki yazlık villasında öldürmeyi planladığı yazıyor. Piso bu şekilde imparator olacağını düşünse de Nero suikast planını öğrendiği için Baiae ziyaretini iptal ediyor.
KAYNAK
Buradan da anlaşılacağı üzere Baiae, zamanla Roma’nın seçkin insanlarının yaşadığı ve sınırsız partilerin gerçekleştiği bir kent haline gelmişti. Doğal volkanik menfezlerin üstünde yer alan şehir, özellikle şifalı kaplıcalarıyla meşhurdu. Nero, Cicero ve Caesar gibi antik çağın en ünlü şahsiyetlerinin Baiae’yi sık sık ziyaret ettiği ve hatta çoğunun orada yazlık villa inşa ettirdiği biliniyor.
Las Vegas’ın Antik Roma’daki karşılığı olarak anılan ve “Sezar’ın Şehri” olarak da bilinen Baiae’deki bu şaşaalı hayat, 8. yüzyılda şehrin yağmalanmasıyla son buldu. 1500 yılına gelindiğinde ise şehir hem volkanik patlamalara elverişli olduğu için hem de sıtma salgını nedeniyle yavaş yavaş terk edildi. Terk edildikten kısa bir süre sonra da volkanik menfezler nedeniyle su seviyesi yavaşça yükseldi ve Baiae körfezin sığ suları arasında kayboldu.
Bölgede 19. yüzyılda ara sıra antik Roma kalıntıları bulunuyordu. 1920’lere gelindiğinde Pozzuoli açıklarında bir tarama operasyonu yapılırken mermer heykellerin keşfedilmesi, dönemin İtalyan lideri Benito Mussolini’nin de dikkatini çekti ve bölgenin boşaltılmasını istedi. Şehrin asıl keşfi ise 1940 yılında gerçekleşti. İtalyan Hava Kuvvetleri pilotu Raimondo Baucher, Portus Julius limanının üzerinde alçak uçuş yaparken “garip bir hayalet kasaba” olarak tanımladığı Baiae’yi keşfetti.
Aynı zamanda serbest dalışçı olan Baucher’in havadan çektiği fotoğraflar, Baiae’yi olağanüstü bir netlikte gösteriyordu. Suyun 1,5 metre derinliğe sahip olması ve o gün denizin oldukça berrak olması, o ana kadar bilinmeyen bir dünyayı ortaya çıkarmıştı.
Batık şehir Baiae ve çevresindeki kazı girişimleri ilk olarak 1959 yılında başlasa da asıl büyük çalışma 1980’lerin başında yapıldı. Bu çalışma sırasında imparator Claudius tarafından yaptırılan ve mermer heykellerle dolu bir oda olan Nymphaeum bulundu. O zamandan beri yapılan çalışmalarda arkeologlar tarafından düzinelerce tarihi eser ortaya çıkartıldı.
Hamamlar, çeşmeler, lüks evler, mozaikler ve heykeller bunlardan yalnızca birkaçı… Ancak bulunan eserler arasında çok değerli bir yazıt var ki o da L Pisonis… Bu yazıtta Piso’nun, yakın arkadaşı olan imparator Nero’yu Baiae’deki yazlık villasında öldürmeyi planladığı yazıyor. Piso bu şekilde imparator olacağını düşünse de Nero suikast planını öğrendiği için Baiae ziyaretini iptal ediyor.
KAYNAK
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Son düzenleme:
