Doğaüstü Yetenek Sahibi Olmak Mümkün Müdür?

turgutkuzan

Paylaşımcı Üye
Doğaüstü yetenek sahibi olmak mümkün müdür?

Bilim kurgu olarak sınıflandırılan filmlerin çoğunda sıradan insanların yapamadıkları bazı davranışları olan insanlar konu edilmektedir.
Örnek:
  1. Başkalarının zihinlerini okumak
  2. Herhangi bir malzeme kullanmadan havada veya su içinde yaşam sürdürebilme.
  3. Kesilen, kopan veya başka şekilde zarar gören organları yeniden oluşturabilme.
  4. Geleceği / geçmişi görme
  5. Zamanda hareket edebilme
    vs.
Bu tür davranışlar “doğaüstü” kavramı ile tanımlanmaktadır.

Doğaüstü : (sıfat) Doğa yasalarına uymayan, doğa yasalarıyla açıklanamayan, tabiatüstü

Çok merak ediyorum, doğa yasalarını kim koyuyor acaba?
Ülkemizde yasalar çiğnenmek içindir inancı yaygındır. Doğa yasalarının çiğnenmesi de mümkün olabilir mi?

Bilim kurgu filmlerinin de etkisi ile günümüzde, örneklendirilen özelliklerin birer yetenek olduğu ve bazı çalışmalar yapılarak bu yeteneklerin geliştirilmesinin mümkün olduğu inancı yaygınlaşmaktadır.
Batı dünyası, madde odaklı düşündüğü için, bu yetenekleri maddi desteklerle (özellikle muhtelif ilaçlar geliştirerek) geliştirmeye çalışmaktadır.

Kur’an’da tanımlanan ruh kavramını dikkate alanlar ise maddi desteklere ihtiyaç olmaksızın bu davranışların gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu bilirler.

Bir çok kişi ruhu yoğunluğu olmayan veya çok az olan bir varlık olarak hayal eder:

Sofi’nin Dünyası isimli kitapta verilen şu örneklere dikkat çekmek istiyorum :

Ruhun su buharından bile daha “boş” bir şey olduğuna inanılır. Oysa gerçek bunun tam tersidir. Ruh, buzdan bile daha yoğundur.

Bir zamanlar meleklere inanmayan bir adam varmış. Bir gün ormanda ağaç keserken yanına bir melek gelivermiş.
  • Bir süre beraber yürümüşler. Sonunda adam meleğe dönüp: “Pekâlâ. Meleklerin varolduğunu kabul ediyorum. Ama siz bizim gibi gerçek değilsiniz,” der.
    Melek, “Bununla ne demek istiyorsun?” diye sorar.
    Adam cevap verir: “Biraz önce bir kayaya geldiğimizde ben kayanın yanından dolaşmak zorunda kaldım. Sense kayanın içinden geçtin, gittin. Yolu kütükler kapatmıştı.
    Ben kütüklerin üzerinden tırmanıp aşmak zorunda kaldım. Sense kütük yığınının içinden geçip gittin.” Melek bu cevaba şaşırır ve: “Nasıl böyle dersin?” der.
    "Demin bir bataklıktan geçerken ikimiz de sisin içinden yürüyüp geçtik. Çünkü her ikimiz de sisten daha yoğunuz."
Bir duvarın içinden geçmek istediğimizi varsayalım. Duvarın içinden geçebilmek için duvar malzemesinden daha yoğun bir varlık mı olmalıyız yoksa yoğunluğu daha az bir varlık mı olmalıyız?
Dağlara tünel açan araçlar, deldikleri kayalardan daha mı az yoğundurlar?
Bedenimiz sudan daha yoğun olduğu için, suyun içinden kendimize yol açıp gidebilmekteyiz.

Ruhumuz, bedenimizin içindedir ve zaman zaman kısmen bedenimizden çıkabilmektedir. (Örneğin uyurken)
Anne karnındayken bedenimize girebildiği gibi, öldüğümüzde ise tamamen bedenimizden çıkmaktadır.
Ruhumuz, bedenimize girip çıkabildiğine göre, bedenimizden daha yoğun olması gerekmez mi?

Bedenimizden daha yoğun bir varlığımız olduğuna göre, bedenimizin yapamadığı bazı şeyleri ruhumuzun yapması mümkün olamaz mı?

Ruhumuzun daha esnek hareket edebilmesi, daha fazla şey yapabilmesi için bedenin yoğunluğunun azalması zorunludur.
Az yemek, az konuşmak, az uyumak bedenin yoğunluğunu azaltan unsurlardır.
Bunun yanı sıra ruhun yoğunluğunu artırmak için de yöntemler vardır. Bu yöntemleri kullanarak doğaüstü diye tanımlanan yetenekleri kullanmak mümkün olmaktadır.

Sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular