Muğla - Kaunos Antik Kenti

Emir

Moderatör
Moderatör
image


image


Şair Ovidius’un anlattığı bir mitolojiye göre; Miletos’un ikiz çocukları olan Kaunos ve Biblis ile birlikte büyürken Biblis ikizini öyle sever ve beğenirmiş ki her an onunla birlikte olmak istermiş. Bu sevginin doğa dışı olduğunu bilen Biblis aşkını bir mektupla Kaunos’a bildirince bu durumu öfke ve tiksinti ile karşılayan efsanevi kral, ikizin bir daha görmemek için Milet’ten kaçıp Karya ile Likya sınırına gelerek Kaunos Kenti’ni kurmuştur. Strabon “Kent kapatılabilen bir limana ve tersanelere sahiptir”. diyerek Kaunos’un antik çağdaki konumunu bize açıklamaktadır. Ancak dönemde Anadolu kıyılarında bulunan pek çok liman kenti gibi bugün kaunos’ta kıyıdan hayli içeride kalmıştır.

Perslerin Anadolu’yu bütünüyle ele geçirmesi üzerine kent Mausolos’un yönetimine girdi. MÖ 334’de İskender’in Persleri yenmesi üzerine Prenses Ada’nın, sonra Antigonos’un, daha sonra Ptolemaios’un yönetimine girdi. Rodos Krallığı, Bergama Kralığı ve Roma İmparatorluğu egemenlikleri altında kaldı. Limanın dolmasıyla önemini yitirmeye başladı.

Akropol 152 metre yükseklikteki tepeye kurulmuştur. Surların kuzey yönünde olanı Orta Çağ’dan kalmadır. Uzun sur limanın kuzey yönünden başlayıp Dalyan Köyü’nün ilerlerindeki sarp kayalığa kadar uzanıyor. Surun kuzey kısmı Mausolos döneminde yapılmıştı. Kuzeybatı yönündekiler Helenistik Dönem’dendir. Limana doğru olanlar ise Arkaik Devir’den kalmadır.

Tiyatro akropolün eteğindedir. 33 Oturma sırası bulunmaktadır. Tiyatronun batı yönündeki yapı kalıntılarından biri bazilika tipi kiliseye aittir. Diğerleri Roma Hamamı ve Tapınağı’na aittir.

Aşağıda tamamlanmayan bir daire biçiminde örülmüş ve yivsiz sütunları bulunan yapının arkasında üç basamakla yükseltilmiş podyum bulunuyor. Burada tapınağın kalıntıları görülüyor. Daire biçimindeki yapının ne olduğu ise bilinemiyor. Eski liman olan Sülüklü Göl’ün kuzeyinde yapılan kazılarda stoa ortaya çıkarıldı. Çevresinde bir çok heykel kaidesi bulundu, ama heykeller bulunamadı. Stoanın yakınındaki çeşme restore edilmiştir.

Antik kente varıldığında ilk dikkat çeken kalıntılar, kayalara oyulmuş Kral mezarlarıdır.

Büyük ve görkemli olanlar cepheden in-antis planlı ion tapınaklarını hatırlatmaktadır.
Büyük İskender’in Anadolu’ya gelmesi sonucu yarım kalmış olan, en doğudaki kaya mezarı bu tür eserlerin yapım aşamasını göstermesi açısından hayli ilginçtir. Kentte dikkati çeken diğer bir alan yukarı akropoldür. Güney yamacı tamamen sarp olan akropolün zirvesinde kulelerle desteklenmiş orta çağdan kalma bir sur duvarı bulunmaktadır.

Kaynak : Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Nasıl Gidilir: Köyceğiz İlçesi Çandır Köyü sınırları içerisinde bulunan antik kente Ortaca İlçesi, Dalyan Kasabası’ndan karayolu ile ulaşıla bilindiği gibi ayrıca deniz yoluyla da ulaşmak mümkündür.
 

Muğla’daki Kaunos Antik Kenti’nde sarnıç ve ‘tıp merkezi’ bulundu​

Muğla’da Kaunos Antik Kenti’nde yürütülen kazılarda sarnıç ve sağlık sistemine ait kalıntılara rastlandı.

a-a-c99-d1


Muğla’nın Köyceğiz ilçesindeki Kaunos Antik Kenti’nde yürütülen kazılarda, sarnıç ile cerrahi malzemeler gün yüzüne çıkarıldı.

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan alandaki 2 bin 400 yıllık kaya mezarları, 5 bin kişilik tiyatro, bazilika, hamam, agora ve kutsal alanlar ile bin 300 yıllık mozaikler, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Kazıların bu yıl ağırlıklı olarak yapıldığı Arkaik sur içi manastır alanında, çoğu kentte ilk kez rastlanan malzeme ve yapılar gün yüzüne çıkarılıyor.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Ufuk Çörtük, manastır bölgesindeki Geç Antik Çağ’a ait yapı kompleksinde iki yıldan beri kazı çalışması yaptıklarını söyledi.

Geçen yıldan itibaren yapı kompleksinin odalarını boşaltmaya başladıklarını belirten Çörtük, “Bu yıl yürütülen kazılarda dört mekânın kazısını tamamladık. Burası büyük bir kompleks. Ortasında büyük bir avlu, bu avlulara açılan dar sokaklar ile etrafına dağılmış vaziyette odalardan oluşan bir yapı var” dedi.

Kazısı yapılan kompleksin milattan sonra 6. yüzyılda ilk evresini gösterdiğini, en son kullanımının ise Osmanlı Türk döneminde olduğunu dile getiren Çörtük, bu nedenle yapının uzun süre Kaunos sakinlerine iskan olduğunu kaydetti.

a-a74-c91

“Şu ana kadar kompleksin 5-6 mekânını açtık”​

Çörtük, bu yıl yürütülen kazı çalışmalarında iki önemli yapıyı gün yüzüne çıkardıklarını anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

“Bu yıl yürüttüğümüz kazı çalışmalarında vurgulamak istediğim özel iki yapımız var. Bu kompleksin su ihtiyacını karşılayan büyük bir sarnıcı arkeoloji bilimine kazandırdık. Buranın çalışmalarını tamamladık. Diğer önemli bir yapı ise kompleksin sağlık merkezi. İçerisinden gelen veriler ışığında, burası tıp merkezi olabilecek bir yapı. Kazılarda bu alan içerisinde, özellikle cerrahi müdahalelerde kullanılan dikiş iğneleri, ameliyatlarda kullanılan sonda malzemeleri, kesinlikle bu yapının bir tıp merkezi olduğunu bize gösteriyor. Şu ana kadar kompleksin 5-6 mekânını açtık. Yapıyı tamamen açtığımızda kente Geç Antik Çağ’a ait büyük bir yapı kazandıracağız. Bunu da büyük bir heyecanla bekliyoruz.”

Kazı çalışmalarında 6. yüzyıla tarihlenen geç Roma sikkelerine de ulaştıklarını bildiren Çörtük, tespit ettikleri Fatih Sultan Mehmet dönemine ait sikkelerin ise kompleksin son kullanım evresini gösterdiğini söyledi.

Çörtük, bunun yanında Beylikler dönemine ait seramiklerin de yapının geç dönem kullanımının izleri olduğunu dile getirdi.

Ufuk Çörtük, antik kentteki çalışmalara Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü ile Muğla İŞKUR Müdürlüğünün destek verdiğini sözlerine ekledi.


a-a466-e1


Kaynak: Haber Ekspres
 

Ekli dosyalar

  • a-a1-c011.jpeg
    a-a1-c011.jpeg
    397.2 KB · Görüntüleme: 1
Son düzenleme:

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular