Muğla - Menteşe

Emir

Moderatör
Moderatör
Karia bölgesinin en eski şehirlerinden biri olan Muğla şehir merkezinin eski kayıtlarda adı “Mobolia” olarak geçmektedir. M.Ö. 3400 yıllarında, başında “Kar” isimli bir liderin bulunduğu bir kavim yerleşmiştir. M.Ö.1000 yıllarında Dor’ların hâkimiyetine giren bölge, M.Ö.228’den sonra Bergama Roma birliğine katılmış ve M.Ö.133 yılında bir Roma eyaleti olmuştur.

Muğla’nın Türklerin eline geçmesi, Uç Beylerden Menteşe Bey tarafından 1284 de gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra bölge “Menteşe” adıyla anılmaya başlanmıştır. Osmanlı topraklarına 1391 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından katılan bölge, 1402’de Timur’un hakimiyetine girmiş ve Timur tarafından Menteşe Beyliği’ne verilmiş, II. Murat döneminde ise tekrar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştur. 1811 tarihinde Saruhan, İzmir ve Menteşe Sancakları Kütahya’dan alınarak Aydın Eyaleti’ne bağlanmıştır. 1884 yılında 5 ilçe, 3 bucak ve 329 köyden meydana gelen Menteşe Sancağı 30 Ekim 1913’te Aydın eyaletinden ayrılarak il olmuş ve Muğla adını almıştır. Muğla adının Selçuklu Sultanı Kılıçarslan’ın komutanlarından “Muğlu” Bey’den gelmekte olduğu söylenmektedir.

12 Kasım 2012’de TBMM’de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile Muğla merkez ilçesinin lağvedilmesinin ardından Menteşe ilçesi kurulmuştur.

SABURHANE MEYDANI

mentese_saburhane.jpg


Sivil mimarlık örneği yapısı, 400’e yakın tescilli evi, 170’e yakın sivil mimarlık örneği, 100’e yakın sokağı, eski hanları, şadırvanları, arastası, meydanları ve camileriyle örnek bir kentsel sit alanıdır. Türk-Rum ya da Müslüman-Hristiyan olmak üzere iki farklı kültürün yaşatıldığı bir yerleşkedir.

ULU CAMİİ

mentese_ulu.jpg


Şehrin en eski camisi olup, Menteşe sultanlarından İbrahim Bey tarafından 1334 yılında yaptırılmıştır. 1938 yılında Muğlalı Abdizade Bey tarafından onarılmıştır.

KURŞUNLU CAMİİ

mentese_kursunlucami.jpg


1943’te Esseyit Şucaaddin tarafından yaptırılmıştır. 1900’de Şerif Efendi tarafından son cemaat yeri eklenmiştir. Minaresi de aynı yıllarda Hacı İsmail tarafından yapılmıştır. Eskiden otuz odalı bir medresesi de bulunan bu camiyi diğer camilerden ayıran en önemli özelliği kubbesinin kurşunla kaplı olmasıdır. Camii içinde yer alan kalem işi süslemeler Rodos’tan getirilen kök boyalarla işlenmiştir. Düzgün kesme taştan örme beden duvarları Selçuklu Mimarisi özelliği taşımaktadır.

Kaynak:
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular