Muğla - Milas

Emir

Moderatör
Moderatör
Milas, en az 5 bin yıllık geçmişi ile bir tarih ve kültür kentidir. İlkçağlarda Anadolu’nun güneybatısında hüküm süren Karia Uygarlığının en önemli kentiydi. Antik çağlardaki adıyla Mylasa, bu dağlık ülkenin batısında, Sodra Dağı’nın eteğinde kurulmuştur. Tarihte iki kez, Karia ve Menteşe Beyliği dönemlerinde, başkentlik yapmıştır. Milas’ta Karia, Roma, Bizans, Selçuklu, Menteşe ve Osmanlı uygarlıkları hüküm sürmüştür. Bugün Milas ve çevresinde bu uygarlıklardan kalma çok sayıda tarihi eser bulunmaktadır.

Adını rüzgarlar tanrısı Ailos’un soyundan gelen Mylasos’dan alan Mylasa’nın, arkeolojik araştırmalara göre kuruluşu İ.Ö 1.binyıla kadar uzanmaktadır. M.Ö. 1. yüzyılda yaşamış olan ünlü coğrafyacı Strabon’a göre Karia Sözcüğünün kökeni “sorguçlu tolga” dan gelmektedir.Kent, Karia Döneminde önemli bir şehir ve satraplık merkezi olmuştur. İ.Ö. 280 yıllarından sonra ise Pergamon Krallığı, Karya’ya hakim olmuştur.

Milas’ın tarihinde 27 antik kent kurulmuş ve bu kentlerden günümüze İasos, Labranda, Euromos ve Herakleia antik kentleri gelmiştir. Ayrıca günümüze kadar tüm elemanlarıyla ayakta kalabilen tek mezar anıt olan Gümüşkesen Mezar Anıtı, Bodrum’da bulunan ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan Mousaleum’dan esinlenerek yapılmış olup onun bir minyatürüdür. Roma dönemine ait su kemerleri, Menteşe Beyliği kenti olan Beçin’de o döneme ait eserleriyle ayakta durmaktadır.

İlkçağlarda Milas mermerleriyle ünlü bir kenttir. Şehrin yakınında olan Sodra’da mermer ocaklarının bulunması, inşaat için gereken malzemenin kolayca elde edilmesi, Mylasa’nın çok sayıda mabetle donatılmasını sağlamıştır. Daha sonra Mylasa Roma egemenliği altına girmiş ve Bizans çağında Milas sınırları en geniş halini almıştır. 13. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise Türklerin hakimiyetine girmiştir. 1923 yılında Cumhuriyetin ilanıyla Muğla iline bağlı bir ilçe olmuştur.

Geçmişte, Milas’ta Türklerden sonraki ikinci etnik grup Rumlar kabul edilir. 19.yüzyılda Milas’ta Rumlardan sonraki ikinci azınlık Musevilerdir. Milas’ın 19.yüzyıla ait bilgisini veren W.Turner’a göre 1818 yılında Milas’ın nüfusu 2.000 hane idi. Bu hanelerin 130’u Rum, 30’u Ermeni ve 10 tanesi Yahudilere aitti. Yahudiler, Milas’ta “Yahudi Mahallesi” olarak da bilinen Hocabedrettin Mahallesi’nde ikamet etmişlerdir. Yahudi aileler zamanla Milas’tan göç etmişler göçleri 1965-1975 yılı arasında yoğunlaşmıştır. Bugün Milas’ta Yahudilere ait bir mezarlık bulunmaktadır. Milas geçmişte farklı kültür ve inanıştan insanların barış içinde yaşadığı bir kent olmuştur.

Hem doğal hem de kültürel değeri yüksek mozaiklerle donanmış olan Milas ilçesinde yer alan turistik-tarihi-kültürel değere sahip başlıca yerler ve değerler şu şekildedir:

BALTALI KAPI

milas_baltali_kapi.jpg


Kentin eski surlarından günümüze ulaşan tek kalıntı olan “Baltalı Kapı”, adını kemerinin kilit taşı üzerinde yer alan çift yüzlü balta motiflerinden almaktadır. M.Ö. 1. yüzyıla tarihlenmektedir. Hristiyanlığın bölgede yayılmaya başladığı 3-4. yüzyıllardaki dönemlerde şehrin doğusundaki dağlardan su getiren kemerler bu kapıya bağlanmıştır.

BEÇİN KALESİ

milas_becin_kalesi.jpg


Milas kentinin 5 km güneyinde yer alan kale, Mutluca(Beçin) köyünde yer almakta ve Bizans dönemine tarihlendirilmektedir. Sonrasında, 13-14. yüzyılda bölgede hüküm süren Menteşeoğulları Beyliği’nin, daha sonrasında da Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına giren Beçin Kalesi, Orta Çağ ve Yeni Çağ Batı Anadolu mimarisini yansıtan birçok farklı kültüre ait esere ev sahipliği yapmaktadır. Milas Ovası’na hakim konumu sebebiyle, Menteşeoğulları Beyliği hakimiyetinde olduğu dönemde askeri bir üs olarak da kullanılmıştır.

LABRANDA

milas_labranda.jpg


Milas’ın 14 km kuzeyinde Kocayayla’da bulunan alan, M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenen bir kült alanıdır. Hakkındaki ilk bilgiler ünlü antik çağ tarihçisi Heredot kökenli olup, eski çağlarda Güneybatı Anadolu’da yaşamış olan Karyalılar için bir hac ve ibadet merkezi kabul edilmiştir.

HERAKLEIA/LATMOS

milas_herakleia.jpg


Milas-Söke karayolu üzerinde yer alan antik kent ismini, antik çağda ‘Latmos Dağları’ olarak anılan Beşparmak Dağları’ndan ve Latmos Körfezinden alır. Bafa Gölü’ne yakın konumdaki Kapıkırı Köyü ile günümüzde iç içe geçmiştir. Özellikle Hellenistik Dönemde deniz ticareti ile zenginleşmiştir. Hem doğal güzellikleri hem de antik çağı yansıtan dokusu ile bilinmektedir.

GÜMÜŞKESEN MEZAR ANITI

milas_gumuskesen_aniti.jpg


Gümüşkesen Mezar Anıtı gri-beyaz mermerden inşa edilmiş olup M.S. 2. yüzyıla tarihlenmektedir. Küçük Asya İyon sütun kaidesi taşımaktadır. Üst yapısı piramit görünümlü olan anıtın Halikarnassos’ta bulunan ve dünyanın yedi harikasından biri olan Mousaleum’un küçük bir kopyası olduğu tahmin edilmektedir.

SU KEMERLERİ

milas_su_kemerleri.jpg


Milas’ın doğusunda yer alan kemerler doğudaki yüksek yamaçtaki dağlardan şehre su getirmek amaçlı inşa edilmiştir. Taş işçiliği Roma İmparatorluğu’nun geç döneminde yapıldığını ortaya koymaktadır. 2,5 km boyunca üzerinde yer aldığı hattı izlemek mümkündür.

ÇOMAKDAĞ KÖYÜ/MAHALLESİ

milas_comakdag.jpg


Yaklaşık 500 yıllık gelenek ve göreneklerin yaşatıldığı, bunlara ait izlerin yörede yaşayan yörüklerin günlük kıyafetlerinde, düğünlerinde, mimarisinde, mutfağında kolayca rastlanabildiği ender yerlerden biridir. Geleneksel düğünleri 4 güne kadar sürebilmektedir. Bu nitelikleriyle yerli ve yabancı turizm için bir cazibe noktası niteliğinde olan köy, birçok habere konu olmuştur. Bölgede benzer özelliklerde İkiztaş, Kızılağaç ve Ketendere Köyleri de yer almaktadır.

MİLAS ZEYTİNİ-ZEYTİNYAĞI VE HASAT FESTİVALİ


Zeytincilik ilk çağlardan günümüze kadar Milas’ın en temel geçim kaynaklarından biri olmuştur. Milas’ın tarihinin ilk aşamalarından itibaren, bölgenin yaşadığı siyasi ve askeri tarihin hemen her olayına konu olmuş, yer yer tarihi gerçeklik yer yer de efsane niteliğindeki anlatılara da sirayet etmiştir. Milas’taki ekonomik değerini günümüzde de korumakta olan zeytin çiftçiliği bölgede yıllık hasat festivalleri eşliğinde kutlanmaktadır. Zeytincilik günümüzde daha modern yöntemlerle yapılmakla beraber, geleneksel çiftçilik öğeleri de halen bölgede yaşatılmaktadır.

MİLAS HALISI VE HALICILIĞI

milas_hali.jpg


Eski çağlardan itibaren insan yerleşiminin arkeolojik izlerine rastlanan Milas ilçesi, buna paralel olarak dokumacılığın da geliştiği bir bölgedir. Kıl, yün ve bez dokumaların, pamukçuluk ve ipekçilik kaynaklı giyime yönelik dokumaların yanısıra, ilçe 16. ve 17. yüzyıllar arasında Anadolu kentleri arasında özellikle halıları ile de ön plana çıkmaya başlamıştır.

GÜLLÜK KÖRFEZİ

milas_gulluk.jpg


Bodrum-Milas yolu üzerinde yer alan Güllük, Bodrum’un kalabalığından hoşlanmayan tatilciler için daha sakin bir tatil imkanı sunmaktadır. Bir liman kasabası olan Güllük, çevreden çıkarılan boksit madeni için bir transfer noktasıdır. Bölgede ayrıca hem doğal hem kültürel balıkçılık gelişmiştir.

BOĞAZİÇİ KÖYÜ

milas_bogazici.jpg


İsmi mitolojideki Bellerofon’un kanatlı atı Pegasus’un çiftesiyle ölen Bargylos’dan gelmektedir. Ölümü üzerine Bellerofon arkadaşının ismini kente vermiştir. Başlıcası pelikan olmak üzere, sulak alanları ve göç rotaları üzerinde yer alması sebebiyle köy, birçok göçmen kuş türüne çeşitli mevsimlerde ev sahipliği yapmaktadır.

İNCİRLİ MAĞARASI

milas_incirli.jpg


Milas’ın güneybatısında yer alan yer alan Gökçeler Kanyonu’nu görür konumda, Manastır Dağı’nda yer almaktadır. Bölgenin jeolojik özellikleri sebebiyle mağaranın tavanı ve tabanı sarkıt, dikit ve sütunlarla bezenmiştir. Yatay gelişimli bir fosil mağara niteliğinde olan İncirli Mağarası, bölgedeki jeomorfolojik gençleşmeye ayak uyduramamış, gelişiminde etkili olan fay hatları sebebiyle kafesli bir yapıya bürünmüştür.

GÖKÇELER KANYONU

milas_gokceler.jpg


Milas’ın güneybatısında yer alan kanyon, içinden geçen Hamzabey Çayı(Değirmen Deresi) ve oluşturduğu şelale, gölet gibi yapılarla doğa sporları ve doğa yürüyüşünü sevenler için 8 km uzunluğunda eşsiz bir parkur sunmaktadır. Panoramik görüntüsü ve endemik ağaç türleriyle bilinen kanyon, aynı zamanda çeşitli arkeolojik buluntulara da ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde doğa turizmi açısından hızla gelişmekte olan bir bölgedir.

ÇÖKERTME KOYU

milas_cokertme.jpg


Milas’ın doğası ve denizi ile sakin bir dinlenme imkanı sunan doğal bir koydur. Koyun tam karşısında Datça Yarımadasında yer alan Kocadağ görünmektedir. “Çökertmeden çıktım da Halilim” sözlerine sahip olan türküye kaynaklık etmiştir. Yine sakin ve sessiz bir dinlenme yerini sevenlerin özellikle tercih ettiği bir noktadır.

ÖREN/KERAMOS

fd2343d2a17d6d324f5386edbe5cc840b4366d9e.jpeg


Gökova Körfezi kıyısında küçük bir sahil yerleşkesidir. Bölgede Keramos antik kentinin kalıntıları mevcuttur. Bakıcak diye bilinen bölgesinde kente ait iki önemli tapınak mevcuttur. Hellenistik dönemde Rodos egemenliğinde bulunan kent, Roma İmparatorluğu egemenliğine geçmesiyle beraber giderek önemini yitirmiştir. Günümüzde uygun coğrafi koşulları sayesinde özellikle yamaç paraşütü sporu için gelişmekte olan bir noktadır.

Kaynak:
 
  • Beğen
Tepkiler: Rafet ve Meksika

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular