Nevşehir Uçhisar Beldesi
Uçhisar, Nevşehir ilinin merkez ilçesine bağlı bir belde.
Tarihçe
Kalesiyle ünlü olan Uçhisar’da zamanında Hristiyanların yaşadığı bilinmektedir. Gizli yollara sahip olan Uçhisar Kalesi, hem gözetleme hem de saklanma amacıyla kullanılmıştır. Günümüzde kaleye çıkış amacıyla kullanılan yol, kalenin zirvesine çıkan bir patikadır. Önceden kullanılan yolları, güvenlik nedeniyle kapatılmıştır.
Uçhisar İsmi
Yerel halk tarafından Kapadokya bölgesinin üç farklı kale ile gözlendiği, en uçtaki kalenin Uçhisar, orta bölgeyi kontrol eden kalenin Ortahisar ve yönetim merkezinin Başhisar yani Ürgüp (Temenni Tepesi) olduğuna inanılmaktadır. Bu konuda başka bir bilgi ise; Kadı Burhanettin Beyliği’nin batı sınırı, Karamanoğulları’nın doğu sınırı olması nedeniyle Uçhisar Kalesi olarak adlandırıldığı yönündedir.
Coğrafya
İl merkezine 5 km mesafededir. Kapadokya’nın en yüksek yerleşim yerlerden olması nedeniyle, buradan tüm bölgeyi seyretmek mümkündür. Nüfus 2019 yılında 3.844 kişidir , Rakım 1270 m , İlçe Merkez , Coğrafi bölge İç Anadolu Bölgesi
Ekonomi
Bölgede başlıca geçim kaynağı tarımdır. Son 25 yıldır turizm de birçok kişi için geçim kaynağı olmuştur. Bölgede; patates, üzüm, nohut ve kayısı yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Kaynak Wikipedia
Nevşehir Uçhisar Gezilecek Yerler
Tarihin ve doğanın uyumlu dansıyla süslenen eşsiz bir vadi olan Kapadokya, Uçhisar’ın zirvesinden görüldüğünde adeta büyülüyor. Yıldızların gökyüzüyle bütünleştiği, güneşin doğuş ve batışının muhteşem bir görsel şölen sunduğu Uçhisar gezilecek yerler Kapadokya’nın kartpostalını çekmek için eşsiz bir noktadır. Issık ve Puhu kuşlarının şarkıları eşliğinde peribacalarının büyülü siluetleri insanı büyülerken, tarih ve doğanın kucaklaştığı bu muazzam coğrafyada kendinizi adeta bir masal diyarında hissedersiniz.
Nevşehir’in doğusuna 6 km, Ürgüp’ün batısına 12 km ve Avanos’un güneyine 10 km uzaklıkta bulunan Uçhisar, tarih boyunca Pers döneminde kral yolu, Selçuklu döneminde ise İpek Yolu üzerinde önemli bir konuma sahip olmuştur. Şehrin büyüklüğüne oranla oldukça yüksek bir tepede yer alan Uçhisar, adeta peri bacalarının ilk kez görüldüğü noktadır. Burada devasa bir kayanın eteklerine oyulmuş evler, tandır evi ve şıra hanesi gibi benzersiz yapılar yer almaktadır. Bu muhteşem şehir her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.
Uçhisar, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihi zenginlikleriyle de göz kamaştırır. Efsanelere göre bölgede yaşayan insanlar, yer altındaki tüf taşlarından oyma evler inşa ederek, sıradışı bir yaşam alanı yaratmışlardır. Bu yer altı şehirleri, geçmişin izlerini günümüze taşıyan muhteşem bir mirası temsil eder.
Kapadokya’nın Eşsiz Savunma Noktası Uçhisar Kalesi
Uçhisar gezilecek yerler listesi içerisinde ilk sırada olan Uçhisar Kalesi, tarih boyunca Arap akınlarına karşı önemli bir savunma noktası olarak hizmet vermiş ve Selçuklu ile Beylikler döneminde de büyük önem taşımıştır. Bu muhteşem yapı, zeminden gökyüzüne neredeyse 100 metre kadar yükselen kaya kütlesiyle dikkat çeker. Roma döneminden itibaren yöre halkı tarafından oyma teknikleri kullanılarak birçok oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mezar ve mahzen oluşturulmuştur. Bu sebeple Uçhisar Kalesi, aslında etkileyici bir yer altı şehri olarak da nitelendirilebilir.
Uçhisar Kalesi’ne çıkmak, kesinlikle bir deneyim gerektiren ve adeta bir maceraya atılmak gibidir. Yüzlerce basamağı tırmanarak zirveye ulaşmak, çaba gösterdiğiniz her adımda bölgenin tarihine doğru bir yolculuk yaşamanıza olanak tanır. Ancak tüm yorgunluğunuz, zirveye vardığınızda unutulur. Çünkü karşınızda, eşsiz güzellikteki Kapadokya coğrafyası muhteşem bir panoramayla sizi kucaklar.
Uçhisar Kalesi’nin tepesinde gün batımında izlemek için daha uygun bir yer yoktur. Akşam saatlerinde Kapadokya’nın etkileyici renk cümbüşü, burada muhteşem bir görsel şölen sunar. Kızılçukur’un koyu kırmızı rengine, Ortahisar’ın büyülü atmosferine, Ürgüp’ün canlı merkezine ve diğer ilçe ve vadilere uzanan 360 derecelik manzara, size büyülü bir an yaşatır. Ayrıca Göreme, Avanos, Çavuşin, Nevşehir, Çat ve Erciyes Dağı gibi bölgenin diğer önemli noktalarını da net bir şekilde gözlemleme fırsatını elde edersiniz.
Uçhisar’ın En Büyük İkinci Kalesi Tığraz Kalesi
Uçhisar, Kapadokya’nın mistik güzellikleri arasında adeta bir masal diyarı gibidir. Taşların sıradışı dansıyla şekillenen bu bölge, tarih ve doğanın benzersiz bir uyumunu sunar ziyaretçilere. Kapadokya’nın büyülü atmosferinde keşfe çıkmak isteyenler için Uçhisar’ın en büyük ikinci kalesi olan Tığraz Kalesi, Uçhisar’da gezilecek yerler arasında önemli duraklardan biridir.
Tığraz Kalesi, yeraltı sığınağı olarak Güvercinlik Vadisi’nin zeminine kadar inen bir yamaca zarifçe kurulmuştur. Günümüz mimarisine ilham verecek şekilde yamaçtan aşağıya kadar tam 7 kat olarak inşa edilmiştir. Bu olağanüstü yapı, Kapadokya’nın taşlarla dans eden doğasına saygı duruşunda bulunurken, aynı zamanda sağlam yapısıyla da tarih boyunca hüküm süren zorlu şartlara meydan okumuştur.
Tığraz Kalesi’nin içinde, geçmişin izlerini günümüze taşıyan odalar, mahzenler, Kapadokya’nın damarlarını oluşturan tüneller ve depolar bulunmaktadır. Bu yer altı mekanları, o dönemdeki insanların günlük yaşamlarını sürdürebilmek için nasıl yaratıcı çözümler geliştirdiğini gözler önüne serer. Arkeologların ve tarih meraklılarının ilgisini çekecek bu bölümler, geçmişe dair muazzam bir yolculuk vaat eder. Ancak Tığraz Kalesi, yalnızca tarih meraklılarını değil, herkesi büyüleyecek özelliklere sahiptir. Yamaca nasıl yeraltı sığınağı yapılır? diye merak edenler için bile içine girmeden dışarıdan görülebilecek muhteşem bir seyir sunar. Kaleye yaklaştıkça, etkileyici yapısı ve doğanın kusursuz dokusu bir araya gelerek adeta büyülü bir tablo çizer.
Güvercinlik Vadisi
Kapadokya’nın mistik atmosferini doyasıya yaşamak ve doğanın eşsiz güzelliklerine tanıklık etmek isteyenler için, 4 kilometrekarelik alanı kaplayan Güvercinlik Vadisi, muhteşem bir trekking rotası sunuyor. Uçhisarda gezilecek yerler arasında bu eşsiz vadi, Uçhisar Kasabası ve kasabanın güneyinden, Göreme’den olmak üzere iki farklı girişle erişilebilir. Eğer trekking deneyimine neden olmasın diyorsanız, tercihinizi yokuş aşağı bir rota olan Uçhisar’dan Göreme yönüne doğru yapmanızı öneririm.
Vadinin batısında, göz kamaştıran Uçhisar Kalesi tüm ihtişamıyla yükselir ve en güzel manzarasını vadinin bu kenarındaki çay bahçelerinde izleyebilirsiniz. Doğusunda ise adını vadiyle birlikte anan güvercin yuvalarını göreceksiniz. Güvercinlerin kanat çırpışları eşliğinde yürürken, zengin bitki örtüsü ve halk arasında Vasıl Deresi olarak bilinen, küçük bir derenin vadi boyunca akışını izleyeceksiniz. Ve vadinin tam ortasına geldiğinizde, sizi Bizans Dönemi’nden kalma kiliselerden biri olan Sarı Kale karşılayacak.
Göreme Milli Parkı
Uçhisar’a yakın gezilecek yerler arasında Göreme Milli Parkı, sıradanlıktan uzak ve eşsiz bir güzelliğe sahip olan Kapadokya’nın en gözde turistik destinasyonlarından biridir. Bu büyülü vadi, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınarak dünya genelindeki önemini ve değerini bir kez daha kanıtlamıştır. Tarihin tozlu sayfalarında saklı kalmış 7. ve 13. yüzyıllarda ilk Hristiyanları ağırlayan bu bölge, günümüzde ziyaretçilerini mistik bir atmosferle kucaklamaktadır.
Göreme Vadisi, görkemli peribacalarıyla doludur. Hasan Dağı ile Erciyes Dağı arasında yer alır ve adeta doğanın heykeltraşlıkla yarıştığı bir açık hava müzesine dönüşmüştür. Rüzgar ve suyun yıllar içinde tüfleri aşındırmasıyla oluşan bu muhteşem şekiller, her bir peribacasını bir sanat eserine dönüştürmüştür. Ziyaretçilerini büyüleyen bu eşsiz doğa olayı, adeta dünyanın bir diğer gezegenine adım atmış hissi verir. Göreme Milli Parkı’nın büyüsü, mevsimlere göre farklılık göstermez. Kış aylarında rüzgarın ılık esintileri misafirleri sıcak bir kucaklamayla karşılar. Yazın ise serin esen rüzgarlar, sıcaktan bunalanları ferahlatır. Her dönemde ziyaretçilere hoş geldin dercesine atmosferiyle etkileyici bir karşılama yapar.
Peribacalarının Gizemli Köyü Cevizli
Uçhisar Kalesi’nin kuzeyine bakan ve hemen aşağısında bulunan Cevizli, peribacaları deresi diye de biliniyor. Uçhisar’da gezilecek yerler arasında bu eşsiz köy, Göreme bölgesinde bulunan Güvercinlik Vadisi gibi doğa severler ve yürüyüş tutkunları için gözde bir trekking noktasıdır. Buraya adım attığınızda, sanki peri masallarındaki büyülü bir dünyanın içine girmiş gibi hissedeceksiniz.
Cevizli’nin benzersiz atmosferi, her biri çok katlı apartmanları andıran peri bacalarıyla çevrili olmasıyla dikkat çekiyor. Bu ilginç oluşumların içleri oyularak sığınaklar yapılmış ve zaman içinde birçok farklı işlevi yerine getirmiş. Günümüzde ise bu oyuklar, bölgeyi gezen turistlerin uğrak noktalarından birine dönüşmüş durumda. Küçük pansiyonlar, hediyelik eşya satışı yapan dükkanlar ve misafirlerin çay içip soluklanabileceği keyifli kafeteryalar Cevizli’yi canlı ve renkli kılıyor. Cevizli, sadece doğal güzellikleriyle değil, tarihi zenginlikleriyle de göz kamaştırıyor. Şapkalı Kale ve Kekliğin Kalesi gibi tarihi yapılar da Cevizli peribacalarını gezerken görebileceğiniz yerler arasında bulunuyor. Bu eski kaleler, tarih kokan taşları ve kendine özgü mimarileriyle ziyaretçileri büyülemeye devam ediyor.
Uçhisar’da Ne Yenir?
Kapadokya’nın büyülü atmosferi, tarih kokan yeraltı şehirleri ve peri bacalarıyla ünlü olmasıyla birlikte, Uçhisar da bölgenin en özel noktalarından biri olarak göze çarpıyor. Eşsiz manzarası ve doğal güzellikleriyle her mevsimde ziyaretçilerini büyülemeye devam eden Uçhisar, son zamanlarda açılan butik otel ve restoranlarıyla da gastronomi tutkunlarının dikkatini çekiyor. Özellikle Ürgüp ve Göreme gibi daha turistik noktalardaki kalabalıktan uzaklaşarak biraz daha huzurlu bir yeme içme deneyimi arayanlar, Uçhisar’daki lezzet duraklarını tercih ediyor. Peki, Uçhisar’da ne yenir diye merak ediyor musunuz? İşte Uçhisar’da tatmanız gereken yöresel lezzetler;
Testi Kebabı
Düğü Çorbası
Çömlek Fasulyesi
Kayısı Çorbası
Nohutlu Yahni
Dolaz
Ayva Dolması
Sütlü Çorba
Kaynak Villacim
Kapadokyanın Zirvesi Nevşehir Uçhisar
Tarihin olduğu kadar doğanın da emek verdiği medeniyetler vadisi Kapadokya’ya bir de zirvesinden bakın isterseniz! Yıldızların uzanıp alacakmış kadar yakın olduğu, güneşin sanki konuşur gibi doğup battığı Uçhisar ’dan leb-i derya Kapadokya’nın kartpostalını çekebilir, Issık ve Puhu kuşlarının senfonisiyle peribacalarının büyüsüne kapılıp gidebilirsiniz.
Nevşehir – Kapadokya bölgesinde bulunan Uçhisar Kalesi ile anılan, vadileriyle ve tarihi koklamış sokaklardaki taş evleriyle ‘ölmeden gezilmesi gereken yerler’ arasında aslında.Uçhisar’ın sunduğu görsellik ve tarihsel zenginlik kasabanın turistik değerini artırmış ve lüks butik otellerin en yoğun olduğu bölge haline getirmiş.
Uçhisar nerede?
Nevşehir’in 6 km doğusuna, Ürgüp’ün 12 km batısına, Avanos’un ise 10 km güneyine düşen Uçhisar, Pers döneminde kral yolu, Selçuklu döneminde ise İpek yolu olarak bilinen bölge üzerinde kurulmuş. Peri bacalarını ilk görmeye başladığınız yerden 40 km yüksekte devasa bir kayanın eteklerinde yer alıyor. Kayadan oyma evleriyle, tandır evi ve şıra hanesiyle de ünlü bu şirin kasabayı, her yıl dünyanın birçok yerinden milyonlarca insan ziyaret ediyor.
Uçhisar’ın Tarihi
Yerleşimin ne zaman başladığı, ilk kimlerin geldiği bilinmese de, Kapadokya’ya gelenin ilk geçtiği kapı Uçhisar. Uçhisar’ın en eski tarihini Aşıklı ve Topaklı Höyük kazılarından bulunan Cilalı Taş ile Neolitik döneme ait bulgular veriyor. Acem Höyük’le Kültepe kazılarında ise, Hitit ve Asur dönemlerine ait Anadolu’nun ilk yazılı tabletleri bulunmuş. Kapadokya’nın tarihinden pek ayrışmayan hatlarıyla Uçhisar, ilk Hristiyanların gizlenmek için seçtikleri kalesiyle de, hem yeraltı şehirlerinin gözetleme kulesi hem de bir savunma bölgesi olmuş.
Anadolu Beyliklerinin dönemine gelindiğinde ise doğuda Selçuklu ve Karamanoğullarının, batıda Kadı Burhanettin Beyliği’nin sınırı olduğundan, halk dilinde Ucasar olarak anılmış. Selçuklular zamanından günümüze kalan 3 mahalle çeşmesi Uçhisar’ın o dönemlerdeki yerleşimi hakkında izler taşımakta. Öyle ki, çeşmelerin suyu 3 km ötedeki Gemil Dağı’ndan boru döşenerek getirilmiş, aralara küçük havuzlar yapılarak suyun temizlenmesi ve dinlenmesi sağlanmış. Uçhisar 1398’de Yıldırım Bayazıt döneminde Osmanlı topraklarına katılmış.
Uçhisar’da Gezilecek Yerler
Uçhisar Kalesi
Zirveye ulaşmak için yüzlerce basamak çıkmak zorunda kalsanız da ‘buna değermiş’ deyip bulutlarla kucaklaşabileceğiniz Nevşehir Kapadokya’nın en yüksek noktası, en rüzgarlı yeri Uçhisar Kalesi! Özellikle de gün batımı yakınsa güneşin kızıllığına boyanan peribacalarını ve vadiden yansıyan renk cümbüşünü kaçırmamanızı öneririz. Anadolu’nun en yüksek dağı olan Erciyes’in karlı başından tutun, Hasan Dağı’na kadar tüm bölgeyi sere serpe gösterdiğinden olsa gerek, Uçhisar Kalesi’ne ‘Kapadokya’nın gözü’ de deniyor. Romalıların zulmünden kaçan ilk Hristiyanların hem gizlenme hem de savunma amacıyla kullandığı kale bu özelliğinden dolayı Selçuklular döneminde de gözetleme kulesi olarak da kullanılmış.
Uçhisar Kalesi’nin şehir hayatının çok katlı, çok pencereli gökdelenlerini andıran heybeti, kuzeyden ölçüldüğünde 100 metreyi bulan yüksekliğiyle iki sivri peribacasının birbirine sokularak oluşturduğu siluetten kaynaklanıyor. Bu peribacalarından büyüğüne ‘Ağanın Kalesi’, küçüğüne ise ‘Çavuşun Kalesi’ deniyor.
Kalenin zirvesi seyirlik bir manzara sunmasının yanında tarihe dokunmanızı da sağlıyor. Su sarnıçları ve oyma mezarlarla karşılaşıyor, düşman üzerine salınan taş güllelerle hayalinizde bir savaş sahnesi yaratıyorsunuz. Merdivenlerle çıkılan iç kısımlarda ise bol oda, mahzen, sığınak ve depo, o devrin insanlarının nasıl yaşadığına dair izler taşıyor. Kale 1950’lere kadar oyulmuş odalarıyla insanlara ev olmuş ve yaklaşık 1000 sene kullanılmış.
Tığraz Kalesi
Tığraz kalesi, Uçhisar’ın en büyük ikinci kalesi. Yeraltı sığınağı olarak Güvercinlik Vadisi’nin zeminine kadar inen bir yamaca kurulmuş. Günümüz mimarisine ilham verecek şekilde yamaçtan aşağıya kadar tam 7 kat olarak inşa edilmiş. İçinde yaşam alanı olarak kullanılan odalar, mahzenler, Kapadokya’nın damarlarını oluşturan tüneller ve depolar bulunuyor. ‘Yamaca nasıl yeraltı sığınağı yapılır?’ diye merak edenler için, içine girmeden dışardan görülebilen güzel bir seyir sunuyor.
Kuran Kalesi
Müslümanlar için ayrı bir yeri olan Kuran Kalesi aslında bir biriktirme alanı. Çok önceki zamanlarda arapça yazılmış evrak, dua, kitap gibi kağıtların (bunların içinde muskalar olduğu da söylenir) dine saygısızlık olmasın diye koni biçimindeki peri bacasından içeri atılmasıyla bu adı almış. Biriktirilen her şey zamanla kaybolmuş. Lakin sakladığı sırların gizemini hala koruyan efsunlu bir peri bacası kalmış geriye.
Karakale
Uçhisar civarında görülmesi gereken yerlerden biri de Karakale. 1945’lere kadar oldukça iyi durumda olan kaleden, köylülerin taşlarını sökmesi nedeniyle bugüne sadece duvarların özünü oluşturan molozlar kalmış. Kalenin kulelerle takviyeli batı bölümünde haç işaretli birçok mezarın taşları kırılmış. Güney duvarı ise kalenin en sağlam yeri olarak günümüze kadar gelebilmiş. Yüzeyden çıkan seramikler Geç Roma-Bizans dönemine tarihlenmiş.
Siyah renginden olsa gerek, halk arasında Karakale olarak bilinen ve tüm görkemiyle hala zamana meydan okuyan bu yapının şapkası bölgede pek rastlanmayan değişik bir volkanik oluşum sergiliyor.
Güvercinlik Vadisi
Eğer Kapadokya’yı içinize doya doya sindirmek için vaktiniz varsa 4 kilometre alan kaplayan Güvercinlik Vadisi’nde trekking yapmanızı öneririz. Güvercinlik Vadisi’nin biri Uçhisar Kasabası diğeri ise kasabanın dışında güneyden, Göreme’den olmak üzere iki girişi var. Trekking için ‘neden olmasın’ diyorsanız yolun yokuş aşağı olmasından dolayı Uçhisar’dan Göreme yönüne gitmeyi tercih edin. Batısında tüm heybetiyle Uçhisar Kalesi yer alır ki, kaleyi en güzel vadinin bu kenarındaki çay bahçelerinden izlersiniz. Doğusunda ise adı vadiyle anılan güvercin yuvalarını görürsünüz. Güvercinlerin kanat çırpışları eşliğinde yürürken hem zengin bir bitki örtüsüyle, hem de vadiyi dolanan ve halk arasında ‘Vasıl Deresi’ de denilen küçük derenin aktığı 15 metre yüksekliğinde bir şelaleyle karşılaşacaksınız. Vadinin ortalarına geldiğinizde ise Bizans Dönemi kiliselerinden Sarı Kale karşılayacak sizi.
Vadide 9. Yüzyıla kadar güvercin beslenmiş. Kayalara oyulmuş yuvalara güvercinlerin bıraktığı gübreler üzüm bağlarında, yumurtalar ise frekslerin renklerini canlandırmak ve onarmak için alçılarda kullanılmış. Vadide hala bulunan küçük meyve bahçelerinin meşhur kavun karpuzunun tadını bu gübrelerden aldığı da söylenir. Artık güvercinlerin terk ettiği yuvalarda sanatçı elinden çıkmış soluk süslemeler ve kuluçka takaları hala durmaktadır. Vadinin güvercinlerle bu kadar özdeşleşmesi sadece yuva oyuklardan değil, kayaların bembeyaz ve tozpembe renkleriyle bir güvercin göğsünü andırmasındandır belki de…
Uçhisar ve Göreme arasında bulunan Güvercinlik Vadisi’nin kuzeybatı yamacında, yerini sadece güvercinlerin bildiği gizli bir oyuk olduğu söylenir. Bu oyuğun girişinin sadece güvercinlerin görebildiği soluk kırmızı renkte motiflerle bezeli olduğu rivayet edilir. Yine rivayete göre, bir insanın eskiden ahır olarak kullanılan harabe evlerden birinden girip, dar ve karanlık bir tünelden sürünerek ulaşabileceği bu oyukta nadide bir güvercin kolonisi yaşarmış. Bu yabani ve insan elinden yemlenmeyen güvercinlerin gübresi en kurak çölü bile canlandırırmış. Hatta öyle ki, bu gübreyle yetişen asmanın şarabı insanın aklını başından alır, ayıldığında ise bu topraklardan ölene dek ayrılmak istemezmiş.
Güzel atlar diyarı Kapadokya’nın bu güzel vadisini isterseniz at sırtında da gezebilirsiniz. Göklerde balonların salınışını, gün batımında yayılan kızıllığı görmeden, nazar boncuğuyla bezeli ağaçların gölgesinde fotoğraf çektirmeden Kapadokya’dan ayrılmayın. Bizden söylemesi.
Göreme Milli Parkı
Göreme Milli Parkı’nın sunduğu görsel şölenin ve yarattığı atmosferin evrenselliği UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alarak tescillemiş. Dünya üzerindeki en ilginç yerlerden biri olan Kapadokya’nın 7 ve 13. Yüzyıllardaki ilk Hristiyanları ağırlayan peribacaları, Hasan Dağı ile Erciyes’in arasındaki Göreme Vadisi’nde sessiz ve kalabalık bir şehir görüntüsü sergiliyor. Dağlardan yayılan tüflerin zamanla rüzgar ve suyun aşındırmasıyla aldığı şekiller her bir peribacasını sanat eseri kılmış. Kayalara oyularak yapılmış ilk Hristiyanların kiliseleri ve kiliselerin içinde bulunan duvar resimleri ise görülmeye değer. Vadide rüzgar kışın ılık, yazın ise serin eserek misafirlerine ‘hoş geldin’ diyor.
Cevizli
Uçhisar Kalesi’nin kuzeyine bakan ve hemen aşağısında bulunan Cevizli, ‘peribacaları deresi’ diye de biliniyor. Güvercinlik Vadisi gibi burası da yürüyüş yapmak isteyenler için bir trekking noktası. Sanki bir plaza bölgesi misali, her biri çok katlı apartmanları andıran peri bacalarının içleri oyularak sığınaklar yapılmış. Bu oyuklar günümüzde bölgeyi gezen turistlerin uğradığı küçük pansiyonlara, hediyelik eşya satışı yapan dükkanlara ve çay içip soluklanacak kafeteryalara dönüşmüş. Şapkalı Kale ve Kekliğin Kalesi ‘de Cevizli peribacalarını gezerken görülebilecek yerlerden.
Kaynak Voyelo
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
Uçhisar, Nevşehir ilinin merkez ilçesine bağlı bir belde.
Tarihçe
Kalesiyle ünlü olan Uçhisar’da zamanında Hristiyanların yaşadığı bilinmektedir. Gizli yollara sahip olan Uçhisar Kalesi, hem gözetleme hem de saklanma amacıyla kullanılmıştır. Günümüzde kaleye çıkış amacıyla kullanılan yol, kalenin zirvesine çıkan bir patikadır. Önceden kullanılan yolları, güvenlik nedeniyle kapatılmıştır.
Uçhisar İsmi
Yerel halk tarafından Kapadokya bölgesinin üç farklı kale ile gözlendiği, en uçtaki kalenin Uçhisar, orta bölgeyi kontrol eden kalenin Ortahisar ve yönetim merkezinin Başhisar yani Ürgüp (Temenni Tepesi) olduğuna inanılmaktadır. Bu konuda başka bir bilgi ise; Kadı Burhanettin Beyliği’nin batı sınırı, Karamanoğulları’nın doğu sınırı olması nedeniyle Uçhisar Kalesi olarak adlandırıldığı yönündedir.
Coğrafya
İl merkezine 5 km mesafededir. Kapadokya’nın en yüksek yerleşim yerlerden olması nedeniyle, buradan tüm bölgeyi seyretmek mümkündür. Nüfus 2019 yılında 3.844 kişidir , Rakım 1270 m , İlçe Merkez , Coğrafi bölge İç Anadolu Bölgesi
Ekonomi
Bölgede başlıca geçim kaynağı tarımdır. Son 25 yıldır turizm de birçok kişi için geçim kaynağı olmuştur. Bölgede; patates, üzüm, nohut ve kayısı yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Kaynak Wikipedia
Nevşehir Uçhisar Gezilecek Yerler
Tarihin ve doğanın uyumlu dansıyla süslenen eşsiz bir vadi olan Kapadokya, Uçhisar’ın zirvesinden görüldüğünde adeta büyülüyor. Yıldızların gökyüzüyle bütünleştiği, güneşin doğuş ve batışının muhteşem bir görsel şölen sunduğu Uçhisar gezilecek yerler Kapadokya’nın kartpostalını çekmek için eşsiz bir noktadır. Issık ve Puhu kuşlarının şarkıları eşliğinde peribacalarının büyülü siluetleri insanı büyülerken, tarih ve doğanın kucaklaştığı bu muazzam coğrafyada kendinizi adeta bir masal diyarında hissedersiniz.
Nevşehir’in doğusuna 6 km, Ürgüp’ün batısına 12 km ve Avanos’un güneyine 10 km uzaklıkta bulunan Uçhisar, tarih boyunca Pers döneminde kral yolu, Selçuklu döneminde ise İpek Yolu üzerinde önemli bir konuma sahip olmuştur. Şehrin büyüklüğüne oranla oldukça yüksek bir tepede yer alan Uçhisar, adeta peri bacalarının ilk kez görüldüğü noktadır. Burada devasa bir kayanın eteklerine oyulmuş evler, tandır evi ve şıra hanesi gibi benzersiz yapılar yer almaktadır. Bu muhteşem şehir her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.
Uçhisar, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihi zenginlikleriyle de göz kamaştırır. Efsanelere göre bölgede yaşayan insanlar, yer altındaki tüf taşlarından oyma evler inşa ederek, sıradışı bir yaşam alanı yaratmışlardır. Bu yer altı şehirleri, geçmişin izlerini günümüze taşıyan muhteşem bir mirası temsil eder.
Kapadokya’nın Eşsiz Savunma Noktası Uçhisar Kalesi
Uçhisar gezilecek yerler listesi içerisinde ilk sırada olan Uçhisar Kalesi, tarih boyunca Arap akınlarına karşı önemli bir savunma noktası olarak hizmet vermiş ve Selçuklu ile Beylikler döneminde de büyük önem taşımıştır. Bu muhteşem yapı, zeminden gökyüzüne neredeyse 100 metre kadar yükselen kaya kütlesiyle dikkat çeker. Roma döneminden itibaren yöre halkı tarafından oyma teknikleri kullanılarak birçok oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mezar ve mahzen oluşturulmuştur. Bu sebeple Uçhisar Kalesi, aslında etkileyici bir yer altı şehri olarak da nitelendirilebilir.
Uçhisar Kalesi’ne çıkmak, kesinlikle bir deneyim gerektiren ve adeta bir maceraya atılmak gibidir. Yüzlerce basamağı tırmanarak zirveye ulaşmak, çaba gösterdiğiniz her adımda bölgenin tarihine doğru bir yolculuk yaşamanıza olanak tanır. Ancak tüm yorgunluğunuz, zirveye vardığınızda unutulur. Çünkü karşınızda, eşsiz güzellikteki Kapadokya coğrafyası muhteşem bir panoramayla sizi kucaklar.
Uçhisar Kalesi’nin tepesinde gün batımında izlemek için daha uygun bir yer yoktur. Akşam saatlerinde Kapadokya’nın etkileyici renk cümbüşü, burada muhteşem bir görsel şölen sunar. Kızılçukur’un koyu kırmızı rengine, Ortahisar’ın büyülü atmosferine, Ürgüp’ün canlı merkezine ve diğer ilçe ve vadilere uzanan 360 derecelik manzara, size büyülü bir an yaşatır. Ayrıca Göreme, Avanos, Çavuşin, Nevşehir, Çat ve Erciyes Dağı gibi bölgenin diğer önemli noktalarını da net bir şekilde gözlemleme fırsatını elde edersiniz.
Uçhisar’ın En Büyük İkinci Kalesi Tığraz Kalesi
Uçhisar, Kapadokya’nın mistik güzellikleri arasında adeta bir masal diyarı gibidir. Taşların sıradışı dansıyla şekillenen bu bölge, tarih ve doğanın benzersiz bir uyumunu sunar ziyaretçilere. Kapadokya’nın büyülü atmosferinde keşfe çıkmak isteyenler için Uçhisar’ın en büyük ikinci kalesi olan Tığraz Kalesi, Uçhisar’da gezilecek yerler arasında önemli duraklardan biridir.
Tığraz Kalesi, yeraltı sığınağı olarak Güvercinlik Vadisi’nin zeminine kadar inen bir yamaca zarifçe kurulmuştur. Günümüz mimarisine ilham verecek şekilde yamaçtan aşağıya kadar tam 7 kat olarak inşa edilmiştir. Bu olağanüstü yapı, Kapadokya’nın taşlarla dans eden doğasına saygı duruşunda bulunurken, aynı zamanda sağlam yapısıyla da tarih boyunca hüküm süren zorlu şartlara meydan okumuştur.
Tığraz Kalesi’nin içinde, geçmişin izlerini günümüze taşıyan odalar, mahzenler, Kapadokya’nın damarlarını oluşturan tüneller ve depolar bulunmaktadır. Bu yer altı mekanları, o dönemdeki insanların günlük yaşamlarını sürdürebilmek için nasıl yaratıcı çözümler geliştirdiğini gözler önüne serer. Arkeologların ve tarih meraklılarının ilgisini çekecek bu bölümler, geçmişe dair muazzam bir yolculuk vaat eder. Ancak Tığraz Kalesi, yalnızca tarih meraklılarını değil, herkesi büyüleyecek özelliklere sahiptir. Yamaca nasıl yeraltı sığınağı yapılır? diye merak edenler için bile içine girmeden dışarıdan görülebilecek muhteşem bir seyir sunar. Kaleye yaklaştıkça, etkileyici yapısı ve doğanın kusursuz dokusu bir araya gelerek adeta büyülü bir tablo çizer.
Güvercinlik Vadisi
Kapadokya’nın mistik atmosferini doyasıya yaşamak ve doğanın eşsiz güzelliklerine tanıklık etmek isteyenler için, 4 kilometrekarelik alanı kaplayan Güvercinlik Vadisi, muhteşem bir trekking rotası sunuyor. Uçhisarda gezilecek yerler arasında bu eşsiz vadi, Uçhisar Kasabası ve kasabanın güneyinden, Göreme’den olmak üzere iki farklı girişle erişilebilir. Eğer trekking deneyimine neden olmasın diyorsanız, tercihinizi yokuş aşağı bir rota olan Uçhisar’dan Göreme yönüne doğru yapmanızı öneririm.
Vadinin batısında, göz kamaştıran Uçhisar Kalesi tüm ihtişamıyla yükselir ve en güzel manzarasını vadinin bu kenarındaki çay bahçelerinde izleyebilirsiniz. Doğusunda ise adını vadiyle birlikte anan güvercin yuvalarını göreceksiniz. Güvercinlerin kanat çırpışları eşliğinde yürürken, zengin bitki örtüsü ve halk arasında Vasıl Deresi olarak bilinen, küçük bir derenin vadi boyunca akışını izleyeceksiniz. Ve vadinin tam ortasına geldiğinizde, sizi Bizans Dönemi’nden kalma kiliselerden biri olan Sarı Kale karşılayacak.
Göreme Milli Parkı
Uçhisar’a yakın gezilecek yerler arasında Göreme Milli Parkı, sıradanlıktan uzak ve eşsiz bir güzelliğe sahip olan Kapadokya’nın en gözde turistik destinasyonlarından biridir. Bu büyülü vadi, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınarak dünya genelindeki önemini ve değerini bir kez daha kanıtlamıştır. Tarihin tozlu sayfalarında saklı kalmış 7. ve 13. yüzyıllarda ilk Hristiyanları ağırlayan bu bölge, günümüzde ziyaretçilerini mistik bir atmosferle kucaklamaktadır.
Göreme Vadisi, görkemli peribacalarıyla doludur. Hasan Dağı ile Erciyes Dağı arasında yer alır ve adeta doğanın heykeltraşlıkla yarıştığı bir açık hava müzesine dönüşmüştür. Rüzgar ve suyun yıllar içinde tüfleri aşındırmasıyla oluşan bu muhteşem şekiller, her bir peribacasını bir sanat eserine dönüştürmüştür. Ziyaretçilerini büyüleyen bu eşsiz doğa olayı, adeta dünyanın bir diğer gezegenine adım atmış hissi verir. Göreme Milli Parkı’nın büyüsü, mevsimlere göre farklılık göstermez. Kış aylarında rüzgarın ılık esintileri misafirleri sıcak bir kucaklamayla karşılar. Yazın ise serin esen rüzgarlar, sıcaktan bunalanları ferahlatır. Her dönemde ziyaretçilere hoş geldin dercesine atmosferiyle etkileyici bir karşılama yapar.
Peribacalarının Gizemli Köyü Cevizli
Uçhisar Kalesi’nin kuzeyine bakan ve hemen aşağısında bulunan Cevizli, peribacaları deresi diye de biliniyor. Uçhisar’da gezilecek yerler arasında bu eşsiz köy, Göreme bölgesinde bulunan Güvercinlik Vadisi gibi doğa severler ve yürüyüş tutkunları için gözde bir trekking noktasıdır. Buraya adım attığınızda, sanki peri masallarındaki büyülü bir dünyanın içine girmiş gibi hissedeceksiniz.
Cevizli’nin benzersiz atmosferi, her biri çok katlı apartmanları andıran peri bacalarıyla çevrili olmasıyla dikkat çekiyor. Bu ilginç oluşumların içleri oyularak sığınaklar yapılmış ve zaman içinde birçok farklı işlevi yerine getirmiş. Günümüzde ise bu oyuklar, bölgeyi gezen turistlerin uğrak noktalarından birine dönüşmüş durumda. Küçük pansiyonlar, hediyelik eşya satışı yapan dükkanlar ve misafirlerin çay içip soluklanabileceği keyifli kafeteryalar Cevizli’yi canlı ve renkli kılıyor. Cevizli, sadece doğal güzellikleriyle değil, tarihi zenginlikleriyle de göz kamaştırıyor. Şapkalı Kale ve Kekliğin Kalesi gibi tarihi yapılar da Cevizli peribacalarını gezerken görebileceğiniz yerler arasında bulunuyor. Bu eski kaleler, tarih kokan taşları ve kendine özgü mimarileriyle ziyaretçileri büyülemeye devam ediyor.
Uçhisar’da Ne Yenir?
Kapadokya’nın büyülü atmosferi, tarih kokan yeraltı şehirleri ve peri bacalarıyla ünlü olmasıyla birlikte, Uçhisar da bölgenin en özel noktalarından biri olarak göze çarpıyor. Eşsiz manzarası ve doğal güzellikleriyle her mevsimde ziyaretçilerini büyülemeye devam eden Uçhisar, son zamanlarda açılan butik otel ve restoranlarıyla da gastronomi tutkunlarının dikkatini çekiyor. Özellikle Ürgüp ve Göreme gibi daha turistik noktalardaki kalabalıktan uzaklaşarak biraz daha huzurlu bir yeme içme deneyimi arayanlar, Uçhisar’daki lezzet duraklarını tercih ediyor. Peki, Uçhisar’da ne yenir diye merak ediyor musunuz? İşte Uçhisar’da tatmanız gereken yöresel lezzetler;
Testi Kebabı
Düğü Çorbası
Çömlek Fasulyesi
Kayısı Çorbası
Nohutlu Yahni
Dolaz
Ayva Dolması
Sütlü Çorba
Kaynak Villacim
Kapadokyanın Zirvesi Nevşehir Uçhisar
Tarihin olduğu kadar doğanın da emek verdiği medeniyetler vadisi Kapadokya’ya bir de zirvesinden bakın isterseniz! Yıldızların uzanıp alacakmış kadar yakın olduğu, güneşin sanki konuşur gibi doğup battığı Uçhisar ’dan leb-i derya Kapadokya’nın kartpostalını çekebilir, Issık ve Puhu kuşlarının senfonisiyle peribacalarının büyüsüne kapılıp gidebilirsiniz.
Nevşehir – Kapadokya bölgesinde bulunan Uçhisar Kalesi ile anılan, vadileriyle ve tarihi koklamış sokaklardaki taş evleriyle ‘ölmeden gezilmesi gereken yerler’ arasında aslında.Uçhisar’ın sunduğu görsellik ve tarihsel zenginlik kasabanın turistik değerini artırmış ve lüks butik otellerin en yoğun olduğu bölge haline getirmiş.
Uçhisar nerede?
Nevşehir’in 6 km doğusuna, Ürgüp’ün 12 km batısına, Avanos’un ise 10 km güneyine düşen Uçhisar, Pers döneminde kral yolu, Selçuklu döneminde ise İpek yolu olarak bilinen bölge üzerinde kurulmuş. Peri bacalarını ilk görmeye başladığınız yerden 40 km yüksekte devasa bir kayanın eteklerinde yer alıyor. Kayadan oyma evleriyle, tandır evi ve şıra hanesiyle de ünlü bu şirin kasabayı, her yıl dünyanın birçok yerinden milyonlarca insan ziyaret ediyor.
Uçhisar’ın Tarihi
Yerleşimin ne zaman başladığı, ilk kimlerin geldiği bilinmese de, Kapadokya’ya gelenin ilk geçtiği kapı Uçhisar. Uçhisar’ın en eski tarihini Aşıklı ve Topaklı Höyük kazılarından bulunan Cilalı Taş ile Neolitik döneme ait bulgular veriyor. Acem Höyük’le Kültepe kazılarında ise, Hitit ve Asur dönemlerine ait Anadolu’nun ilk yazılı tabletleri bulunmuş. Kapadokya’nın tarihinden pek ayrışmayan hatlarıyla Uçhisar, ilk Hristiyanların gizlenmek için seçtikleri kalesiyle de, hem yeraltı şehirlerinin gözetleme kulesi hem de bir savunma bölgesi olmuş.
Anadolu Beyliklerinin dönemine gelindiğinde ise doğuda Selçuklu ve Karamanoğullarının, batıda Kadı Burhanettin Beyliği’nin sınırı olduğundan, halk dilinde Ucasar olarak anılmış. Selçuklular zamanından günümüze kalan 3 mahalle çeşmesi Uçhisar’ın o dönemlerdeki yerleşimi hakkında izler taşımakta. Öyle ki, çeşmelerin suyu 3 km ötedeki Gemil Dağı’ndan boru döşenerek getirilmiş, aralara küçük havuzlar yapılarak suyun temizlenmesi ve dinlenmesi sağlanmış. Uçhisar 1398’de Yıldırım Bayazıt döneminde Osmanlı topraklarına katılmış.
Uçhisar’da Gezilecek Yerler
Uçhisar Kalesi
Zirveye ulaşmak için yüzlerce basamak çıkmak zorunda kalsanız da ‘buna değermiş’ deyip bulutlarla kucaklaşabileceğiniz Nevşehir Kapadokya’nın en yüksek noktası, en rüzgarlı yeri Uçhisar Kalesi! Özellikle de gün batımı yakınsa güneşin kızıllığına boyanan peribacalarını ve vadiden yansıyan renk cümbüşünü kaçırmamanızı öneririz. Anadolu’nun en yüksek dağı olan Erciyes’in karlı başından tutun, Hasan Dağı’na kadar tüm bölgeyi sere serpe gösterdiğinden olsa gerek, Uçhisar Kalesi’ne ‘Kapadokya’nın gözü’ de deniyor. Romalıların zulmünden kaçan ilk Hristiyanların hem gizlenme hem de savunma amacıyla kullandığı kale bu özelliğinden dolayı Selçuklular döneminde de gözetleme kulesi olarak da kullanılmış.
Uçhisar Kalesi’nin şehir hayatının çok katlı, çok pencereli gökdelenlerini andıran heybeti, kuzeyden ölçüldüğünde 100 metreyi bulan yüksekliğiyle iki sivri peribacasının birbirine sokularak oluşturduğu siluetten kaynaklanıyor. Bu peribacalarından büyüğüne ‘Ağanın Kalesi’, küçüğüne ise ‘Çavuşun Kalesi’ deniyor.
Kalenin zirvesi seyirlik bir manzara sunmasının yanında tarihe dokunmanızı da sağlıyor. Su sarnıçları ve oyma mezarlarla karşılaşıyor, düşman üzerine salınan taş güllelerle hayalinizde bir savaş sahnesi yaratıyorsunuz. Merdivenlerle çıkılan iç kısımlarda ise bol oda, mahzen, sığınak ve depo, o devrin insanlarının nasıl yaşadığına dair izler taşıyor. Kale 1950’lere kadar oyulmuş odalarıyla insanlara ev olmuş ve yaklaşık 1000 sene kullanılmış.
Tığraz Kalesi
Tığraz kalesi, Uçhisar’ın en büyük ikinci kalesi. Yeraltı sığınağı olarak Güvercinlik Vadisi’nin zeminine kadar inen bir yamaca kurulmuş. Günümüz mimarisine ilham verecek şekilde yamaçtan aşağıya kadar tam 7 kat olarak inşa edilmiş. İçinde yaşam alanı olarak kullanılan odalar, mahzenler, Kapadokya’nın damarlarını oluşturan tüneller ve depolar bulunuyor. ‘Yamaca nasıl yeraltı sığınağı yapılır?’ diye merak edenler için, içine girmeden dışardan görülebilen güzel bir seyir sunuyor.
Kuran Kalesi
Müslümanlar için ayrı bir yeri olan Kuran Kalesi aslında bir biriktirme alanı. Çok önceki zamanlarda arapça yazılmış evrak, dua, kitap gibi kağıtların (bunların içinde muskalar olduğu da söylenir) dine saygısızlık olmasın diye koni biçimindeki peri bacasından içeri atılmasıyla bu adı almış. Biriktirilen her şey zamanla kaybolmuş. Lakin sakladığı sırların gizemini hala koruyan efsunlu bir peri bacası kalmış geriye.
Karakale
Uçhisar civarında görülmesi gereken yerlerden biri de Karakale. 1945’lere kadar oldukça iyi durumda olan kaleden, köylülerin taşlarını sökmesi nedeniyle bugüne sadece duvarların özünü oluşturan molozlar kalmış. Kalenin kulelerle takviyeli batı bölümünde haç işaretli birçok mezarın taşları kırılmış. Güney duvarı ise kalenin en sağlam yeri olarak günümüze kadar gelebilmiş. Yüzeyden çıkan seramikler Geç Roma-Bizans dönemine tarihlenmiş.
Siyah renginden olsa gerek, halk arasında Karakale olarak bilinen ve tüm görkemiyle hala zamana meydan okuyan bu yapının şapkası bölgede pek rastlanmayan değişik bir volkanik oluşum sergiliyor.
Güvercinlik Vadisi
Eğer Kapadokya’yı içinize doya doya sindirmek için vaktiniz varsa 4 kilometre alan kaplayan Güvercinlik Vadisi’nde trekking yapmanızı öneririz. Güvercinlik Vadisi’nin biri Uçhisar Kasabası diğeri ise kasabanın dışında güneyden, Göreme’den olmak üzere iki girişi var. Trekking için ‘neden olmasın’ diyorsanız yolun yokuş aşağı olmasından dolayı Uçhisar’dan Göreme yönüne gitmeyi tercih edin. Batısında tüm heybetiyle Uçhisar Kalesi yer alır ki, kaleyi en güzel vadinin bu kenarındaki çay bahçelerinden izlersiniz. Doğusunda ise adı vadiyle anılan güvercin yuvalarını görürsünüz. Güvercinlerin kanat çırpışları eşliğinde yürürken hem zengin bir bitki örtüsüyle, hem de vadiyi dolanan ve halk arasında ‘Vasıl Deresi’ de denilen küçük derenin aktığı 15 metre yüksekliğinde bir şelaleyle karşılaşacaksınız. Vadinin ortalarına geldiğinizde ise Bizans Dönemi kiliselerinden Sarı Kale karşılayacak sizi.
Vadide 9. Yüzyıla kadar güvercin beslenmiş. Kayalara oyulmuş yuvalara güvercinlerin bıraktığı gübreler üzüm bağlarında, yumurtalar ise frekslerin renklerini canlandırmak ve onarmak için alçılarda kullanılmış. Vadide hala bulunan küçük meyve bahçelerinin meşhur kavun karpuzunun tadını bu gübrelerden aldığı da söylenir. Artık güvercinlerin terk ettiği yuvalarda sanatçı elinden çıkmış soluk süslemeler ve kuluçka takaları hala durmaktadır. Vadinin güvercinlerle bu kadar özdeşleşmesi sadece yuva oyuklardan değil, kayaların bembeyaz ve tozpembe renkleriyle bir güvercin göğsünü andırmasındandır belki de…
Uçhisar ve Göreme arasında bulunan Güvercinlik Vadisi’nin kuzeybatı yamacında, yerini sadece güvercinlerin bildiği gizli bir oyuk olduğu söylenir. Bu oyuğun girişinin sadece güvercinlerin görebildiği soluk kırmızı renkte motiflerle bezeli olduğu rivayet edilir. Yine rivayete göre, bir insanın eskiden ahır olarak kullanılan harabe evlerden birinden girip, dar ve karanlık bir tünelden sürünerek ulaşabileceği bu oyukta nadide bir güvercin kolonisi yaşarmış. Bu yabani ve insan elinden yemlenmeyen güvercinlerin gübresi en kurak çölü bile canlandırırmış. Hatta öyle ki, bu gübreyle yetişen asmanın şarabı insanın aklını başından alır, ayıldığında ise bu topraklardan ölene dek ayrılmak istemezmiş.
Güzel atlar diyarı Kapadokya’nın bu güzel vadisini isterseniz at sırtında da gezebilirsiniz. Göklerde balonların salınışını, gün batımında yayılan kızıllığı görmeden, nazar boncuğuyla bezeli ağaçların gölgesinde fotoğraf çektirmeden Kapadokya’dan ayrılmayın. Bizden söylemesi.
Göreme Milli Parkı
Göreme Milli Parkı’nın sunduğu görsel şölenin ve yarattığı atmosferin evrenselliği UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alarak tescillemiş. Dünya üzerindeki en ilginç yerlerden biri olan Kapadokya’nın 7 ve 13. Yüzyıllardaki ilk Hristiyanları ağırlayan peribacaları, Hasan Dağı ile Erciyes’in arasındaki Göreme Vadisi’nde sessiz ve kalabalık bir şehir görüntüsü sergiliyor. Dağlardan yayılan tüflerin zamanla rüzgar ve suyun aşındırmasıyla aldığı şekiller her bir peribacasını sanat eseri kılmış. Kayalara oyularak yapılmış ilk Hristiyanların kiliseleri ve kiliselerin içinde bulunan duvar resimleri ise görülmeye değer. Vadide rüzgar kışın ılık, yazın ise serin eserek misafirlerine ‘hoş geldin’ diyor.
Cevizli
Uçhisar Kalesi’nin kuzeyine bakan ve hemen aşağısında bulunan Cevizli, ‘peribacaları deresi’ diye de biliniyor. Güvercinlik Vadisi gibi burası da yürüyüş yapmak isteyenler için bir trekking noktası. Sanki bir plaza bölgesi misali, her biri çok katlı apartmanları andıran peri bacalarının içleri oyularak sığınaklar yapılmış. Bu oyuklar günümüzde bölgeyi gezen turistlerin uğradığı küçük pansiyonlara, hediyelik eşya satışı yapan dükkanlara ve çay içip soluklanacak kafeteryalara dönüşmüş. Şapkalı Kale ve Kekliğin Kalesi ‘de Cevizli peribacalarını gezerken görülebilecek yerlerden.
Kaynak Voyelo
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
2022 06 21 Tarihinde çektim
Ekli dosyalar
Son düzenleme:
