Pompeii

HasanTürk

Moderatör
Moderatör
Tarih 24 Ağustos 79 yılını gösteriyordu. Birçok Roma kenti için sıradan bir gün olabilirdi belki ama Pompeii için hiç de öyle olmadı. Şehir, başına geleceklerden bihaber yeni güne merhaba derken, Vezüv Yanardağı büyük bir patlamaya hazırlanıyordu. Adeta İsrafil surunu Pompeii için çalmıştı. İşte o gün zevk-i sefasına düşkün olan bu kentte kıyamet koptu. Heybetli Vezüv, kızgın lavlarını etrafa saçmaya başladı. Napoli yakınlarında bulunan bu şehrin miladı artık dolmuştu. Kimileri evlerine kaçmaya çalıştı, kimileri de denize. Tüm çabalar nafileydi. Ne yazık ki şehirde nefesi alan tüm canlılar, volkanik külün altında kalarak hayatlarını yitirdiler. Geriye hayat hikâyeleri ve taş kesilmiş suretleri ile antik bir kent kaldı.

Pompeii Halkı Vezüv’ün Yanardağ Olduğunu Bilmiyordu
Pompeii halkı heybetli Vezüv’ün 1800 yıldır patlamayan bir yanardağ olduğunu bilmiyordu. Zaman zaman yaşanan sarsıntılara herkes alışmıştı. Belki de bu yüzden patlama öncesi yaşanan depremleri kimse önemsemedi. Tahmin edilenin aksine insanları püsküren lavlar öldürmemişti. Şehri mezarlığa çeviren neden patlama ile yayılan zehirli gaz ve gökten yağan küller buna sebep olmuştu. Bu yüzden ne evlerine saklanan insanlar ne de limana koşup denizden medet umanlar bu felaketten sağ kurtuldu. 2 gün boyunca devam eden Vezüv hareketi, eteklerinde kurulu olan güzel Pompeii’yi 6 metre yerin altına gömmüştü.

Küllerin Altında Yüzyıllarca Saklandı

1500 yıl boyunca küllerin altında kalan Pompeii’nin bunca yıl nasıl göz ardı edildiği kafa karıştırmıyor değil. Bu gizem 1599 yılında İtalyan mimar Domenico Fontana’nın su tüneli kazma çalışması ile sona eriyor ve şehir küllerin altından yeniden doğuyordu. O görkemli villalar, heykeller, duvar resimleri, mozaikler, tapınaklar ve pazarların dokunulmadan gömülü olarak kaldığı görülüyor. Küllerle kaplı kentin hava koşulları sayesinde gün yüzüne çıkmaması yağmalanmasını da engellemiş. Bu yüzden su kanalları, kanalizasyon alt yapısı, amfi tiyatrosu, limanı, mimarisi ve daha birçok özelliği ile kendi dönemine göre oldukça ileri seviyede teknolojik gelişmelere sahip olan şehri günümüzde de inceleyebilme fırsatı bulabiliyoruz. Yüzlerce yıl önce bu denli gelişim göstermiş Pompeii’ye şaşırmamak mümkün değil. 1748 yılında başlayan arkeolojik kazı çalışmaları ise hâlen devam ediyor.

Pompeii’nin Kehaneti Hırsız turistlerin Başına Bela Oldu
Pompeii’den turistler tarafından hatıra olarak alınıp götürülen tarihî eser parçaları var; fakat bu taşlar uğursuzluk getirdiği inancıyla geri gönderilmiş. Kazı alanı sorumlusu arkeolog Profesor Massimo Osanna, 1960’lardan itibaren Pompeii’deki kazı alanlarından binlerce parçanın çalındığını ve 1990’lardan itibaren de bu çalıntı parçaların uğursuzluk getirdiği efsanesinin yayılmaya başladığını anlatıyor. Osanna mozaik parçaları, deniz kabukları, paralar, volkanik taşlar gibi parçaları çalan; ancak daha sonra pişman olan turistlerden yüzlerce mektup aldıklarını belirtiyor. Tabii bu uğursuzluk hikâyelerinin tarihî eserleri korumak için bilerek çıkarıldığı da iddialar arasında. Vallahi ben tur rehberimizin yalancısıyım. Ayrıca antik kentte güvenlik o kadar sıkı ki gezimiz boyunca yanımızda İtalyan bir görevli bizlere eşlik etti. “Hayır, biz hırsız değiliz memur hanım, rahat ol” desek de gülümseyerek tüm gezi boyunca yanımızdan ayrılmadı.

M.Ö. 5000 yıllarında Osca halkı tarafından 155 dönümlük bir arazi üzerine kurulan Pompeii, patlamadan 159 yıl önce Romalıların egemenliği altına girmiş. İtalya’nın en popüler turistik merkezlerinden biri olan Pompeii, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
images (15)


images (16)


images (17)


images (18)


images (19)


images (20)


Kaynak Stand Box
 
  • Beğen
Tepkiler: Rafet

Konu görüntüleyen kullanıcılar