Jan Valjean, sadece bir somun ekmek çaldığı için kürek cezasına çarptırılır. Ancak birkaç kez kaçmaya çalıştığı için cezası on dokuz yıla çıkarılmıştır. 1815’te serbest bırakılır fakat hapisten çıktıktan sonra inancını kaybeden, topluma öfke ve kin besleyen biri haline gelmiştir. Sefil bir şekilde “D” kasabasına gider. Kasabanın piskoposu ona iyilik gösterir ve böylece Jan Valjean’ın ruhu aydınlanır.
Jan Valjean yıllar sonra kendine böylesine güzel davranıldığı için çok mutlu olur. Fakat Jan Valjean, bu güzel davranışa rağmen kendine engel olamayıp piskoposun gümüş yemek takımlarını çalar. Polis Jan Valjean’ı yakalar ve onu piskoposun karşısına çıkarır. Ancak Piskopos güzel davranışından ödün vermeyerek yemek takımlarını kendisinin hediye ettiğini söyler. Hatta polisin yanında “Şamdanları unutmuşsun” diyerek Jan Valjean’ı kurtarır.
Jan Valjean, piskopostan özür diler ve hayatına dürüst ve erdemli bir insan olarak devam etmeye karar verir. Geçimini sağlamak için Fransa’nın kuzeyinde ucuz mücevher üretimi yapmaya başlar. Burada geçmişini gizler, kısa sürede zengin olmayı başarır ve hatta kasabada herkesin sevgisini kazandığı için belediye başkanı seçilir.
Ancak Jan Valjean’ın geçmişi hakkında şüpheler ortaya çıkar. Polis Javert, bir hırsızlık olayından hareketle araştırma yapar. Polisin araştırdığı konu, “D” kasabasındaki hırsızlık olayına kadar gelir. Jan Valjean yerine aynı isimde olan başka biri tutuklanır.
Bunun üzerine polis Javert, hata yaptığından dolayı Jan Valjean’dan özür dileyip istifa etmek ister. Polisin istifası kabul edilmez ve konu kapanır. Ancak Valjean, kendisi yerine bir başka kişinin hapse atılmasını kendi ahlakına uygun bulmaz. Bu yüzden hapishaneye girer ve yalnızca bir gece kaldıktan sonra hapishaneden kaçar.
Jan Valjean özverili bir şekilde çalışarak kazandığı parayı biriktirir ve teslim olmadan önce yanında götürür. Eski bir ****** olan Fantina’nın ölümünden sonra kötü koşullarda yetişen Fantina’nın kızı Cosette’i bulur. Valjean, Cosette’i de yanına alır ve bir manastıra sığınırlar. Jan Valjean, manastırda bahçıvanlık yaparken evlat edindiği Cosette rahibe okuluna başlar. Polis müfettişi Javert’ten kaçmayı başaran Jan Valjean, güvenli bir şekilde hayatını sürdürmektedir.
Seneler sessiz sedasız geçerken Cosette genç bir kadın haline gelir ve öğrenci Marius’a aşık olur. Marius, babası Napolyon ordusunda subaylık yapmış birinin oğludur ve zengin dedesi tarafından yetiştirilmiştir. O da Jan Valjean gibi haklıdan yana olan sosyalistlerin tarafını tutar ve 1832’deki başarısız Paris ayaklanmasına katılır.
Cosette ve Marius, Paris’te bulunan Luxemburg Gardens adlı bir parkta tanışır ve Jan Valjean kendini gizli tutmasına karşın gizlice mektuplaşırlar. Paris ayaklanırken sosyalistler isyan ederler. Marius ve arkadaşları da isyana katılırlar. Jan Valjean da aralarındadır. Paris kanlı bir şekilde yıkılırken Javert ile Jan Valjean yine karşı karşıya gelirler. Jan Valjean, Javert’i ve Marius’u ölümden kurtarır. Javert, Valjean’ı tutuklamaz ve Jan Valjean, Javert’i öldürmeye kalkmaz. Ancak bu asil davranış karşısında inandığı tüm değerlerin sarsıldığını gören Javert, ilk kez bir hükümlünün kanuna saygıda kusur etmeyen bir vatandaştan daha iyi bir insan olabileceğini düşünmeye başlar. Polis memuru olarak sahte ihtimallere göre iş yaptığına karar verir. Valjean’ı tutuklamak yerine kendini öldürür.
Başkaldıranların durumu parlak değildir. Yaralanan Marius’un durumu ağırdır ve Valjean onu yer altı kanalizasyonları vasıtasıyla kurtarır. Marius’u büyükbabasının evine götürür fakat kendisini kurtaran kişiyi tanımaz.
Valjean, Cosette’in Marius’u sevdiğini ve onunla evlenmek istediğini anlayarak aralarına girmemeye karar verir. Cosette’in eski bir mahkumun kızı olarak tanınmaması için ona büyük bir miktar para verir ve bir barones olarak yalnız yaşamasına izin verir.
Ancak Marius, hayatını Valjean’a borçlu olduğunu öğrenir. Bu yüzden Valjean’ın ölüm yatağında son anlarını yaşadığı zaman Cosette ile onu ziyaret ederler. Bu karşılaşmada, herkes duygusal anlar yaşar. Valjean, ölüm yatağında bile Cosette ve Marius’un mutlu olması için dua eder ve yıllar önce piskoposun kendisine hediye ettiği gümüş şamdanları Cosette’e verir.
Sonunda Cosette ve Marius evlenir. Valjean ise zamanla yaşlanıp yatağa düşer, bir süre sonra hayatını kaybeder.
