Şili 🇨🇱

Ali_Adana

Paylaşımcı Üye
Ülke Tarihi

Şili topraklarındaki arkeolojik çalışmalar ülkedeki ilk insan izlerini MÖ 18.000’lere kadar götürmektedir. MÖ 10.000’li yıllarda, başta Monte Verde olmak üzere bölgeye göç eden yerli halklar Şili’deki bilinen ilk toplulukları teşkil etmektedir. Şili topraklarının kuzey bölümü, sömürge öncesi dönemde kıtanın en büyük devleti olan İnka İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına girmiştir.

Şili’de sömürge sürecinin başlangıcı olarak 1520’de Macellan’ın ülkenin güneyine ayak bastığı tarih baz alınmaktadır. 1535’te bölgedeki altın madenlerini ele geçirmek için Peru’ya ayak basan İspanyol sömürgeciler, 1540-1541 yıllarında bugünkü Şili topraklarını da kontrol altına almış ve başkent Santiago şehrini kurmuşlardır. 1542’de Şili, İspanya İmparatorluğu’nun Peru Valiliği’ne bağlı bir birim hâline getirilmiştir. Bölgenin sömürgeleştirilmesi ile birlikte yerli halk yok edilmeye başlanmış, misyonerlik faaliyetleriyle insanlar zorla Hristiyanlaştırılmıştır. 1777’de gerçekleştirilen nüfus sayımına göre, nüfusun yalnızca %10’unun yerli halktan oluştuğu, bölgedeki Avrupa kökenlilerin oranının %70’leri aştığı görülmektedir. Öte yandan Şili, coğrafi ve jeopolitik konumu sebebiyle İspanya İmparatorluğu’nun kıtadaki askerî üslerinden biri olarak kullanılmıştır.

Şili’de bağımsızlık mücadeleleri, kıtadaki diğer ülkeler gibi 19. yüzyılın ilk çeyreğinde başlamış, 18 Eylül 1810 tarihinde İspanya’ya karşı otonom bir bölge olarak, 12 Şubat 1818 tarihinde de cumhuriyet idaresi şeklinde bağımsızlık ilan edilmiştir. Bağımsızlığın kazanılmasından sonra da iktidar sınırlı seçkin bir zümrenin elinde kalmaya devam etmiş, bununla birlikte ülkede yüzyılın sonlarına kadar görece istikrarlı bir siyasi yapı muhafaza edilebilmiştir. Şili, komşu ülkeler Peru ve Bolivya ile yaşadığı sınır anlaşmazlıklarından kazançlı çıktığı savaşlar sonrasında topraklarını büyük oranda genişletmeyi başarmıştır. 1879-1883 yılları arasındaki Pasifik Savaşı’nın kazanılmasıyla Şili, topraklarını üçte bir oranında genişletirken, Bolivya’nın okyanusla olan bağlantısı kesilmiş ve bölgede bulunan dünyanın en zengin bakır ve nitrat yatakları Şili’nin kontrolüne geçmiştir. Böylece Şili, 19. yüzyılın ikinci yarısında kıtanın en zengin ülkelerinden biri olmuştur.

Ülkede ekonomik güç ve siyasi iktidarın sınırlı bir kesimin tekelinde kalması, 20. yüzyılın başlarından itibaren gelir dağılımındaki eşitsizliğin artmasına ve geniş halk kitlelerinin giderek fakirleşmesine yol açmıştır. Bu durum ise siyasi istikrarsızlıkları, işçi hareketlerini ve askerî müdahaleleri beraberinde getirmiştir. 1970 yılında iktidara gelen Salvador Allende’nin 1973 yılında ABD destekli bir askerî darbe ile devrilmesiyle birlikte Augusto Pinochet, 1990 yılına kadar 17 yıl ülkeyi cunta rejimi ile yönetmiştir. Pinochet’nin iktidara gelmesinden sonra ABD’nin de desteği ile ekonomide belirli bir istikrar yakalanmış olsa da insan hakları ihlalleri, faili meçhul cinayetler, keyfî tutuklama ve işkenceler döneme damgasını vurmuştur.

Şili’de 1988’de gerçekleştirilen referandumun ardından askerî yönetimin sonlandırılması gündeme gelmiş ve 1989’da uzun bir aradan sonra ilk bağımsız seçimler gerçekleştirilmiştir. 1990 yılından itibaren de ülkede yeniden demokratik düzene dönülmüş ve bu tarihten itibaren Şili, siyasi ve ekonomik alanda hızla gelişme kaydeden bir ülke pozisyonu kazanmıştır. Başta Pinochet olmak üzere cunta rejiminde görev alan üst düzey pek çok isim yargılanmış ve mahkûm edilmiştir
Kaynak insamer
 
Son düzenleme:
Flag_of_Chile.svg
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular