Trabzon-Akçaabat İlçesi

HasanTürk

Moderatör
Moderatör
AKÇAABAT

TARİHİ

Akçaabat; Trabzon iline bağlı, Karadeniz’in nadide ve şirin sahil ilçelerinin başında gelmektedir. İlçemizin tarihi şüphesiz Trabzon tarihi ile yakından alakalıdır. Şevket Şâkir Paşa Trabzon Tarihi adlı eserinde Rum tarihçilerin etkisinde kalarak “Trabzon milattan önce 750 yıl önce inşa olup, ilk Trabzon’da yerleşen Meletlerin atası olan ‘Katris’ adlı bir kişidir." demektedir. Aynı eserde Akçaabat’ın 96 köy ve 6.700 hane olduğundan da bahsetmektedir. Madrid Milli Kütüphanesinde bulunan Klavion’un “Şark Seyahati” adlı eserinde: “Hava elverişli olmadığı için fındık yüklü gemi, Trabzon’un batısında 6 mil uzakta olan ‘Blâton’dan geri dönmüştü” diyerek Blâton adını anmakta ve burasının eski bir merkez olduğunu söylemektedir. Bu da M.Ö. 4’üncü asırda Akçaabat’ın önemli bir yerleşim birimi olduğunu göstermektedir.

Kentin bilinen en eski adı ‘Platana’ olup Yunanca ‘çınar ağacı’ anlamına gelmektedir. Bıjışkyan (1817) seyahatnamesinde kentin adı hakkında şu açıklamayı yapmıştır: “Platana, altı mil uzakta Yoros Koyu’nun içinde bir kasabadır. Platana çınar ağacı demektir, çünkü eskiden bura halkı aynı ağaca tapardı. Bununla beraber, bazıları Polathane yani ‘demir fabrikası’ olarak zikrederler.” Akçaabat’a eski dönemlerde ‘Pulathane’ isminin verilmesi hakkında kesin bir tarihi bilgi yoktur. Bıjışkyan’ın seyahatnamesinde olduğu gibi Şevket Şakir Paşa da, Trabzon’un putperestlerin elinde iken halkın ‘Platana’ denilen çınar ağacına tapmakta olduğunu, bu sebeple de nahiye isminin o ağaca nispet edilerek ‘Pulathane’ye teşmil edildiğini yazmaktadır.

COĞRAFİ YAPISI

Akçaabat, coğrafi olarak 39- 40 derece doğu boylamı ile 40- 41 derece kuzey enlemi arasında yer almaktadır. Başkent Ankara’ya 744 km, İstanbul’a karadan 1.065 km/ denizden 555 mil ve il merkezi Trabzon’a 13 km uzaklıktadır. Doğusunda Ortahisar ve Maçka ilçeleri, batısında Çarşıbaşı ilçesi, güneyinde Düzköy ilçesi ve kuzeyinde boydan boya Karadeniz bulunmaktadır. İlçemiz 385 km2 yüzölçümüne sahiptir.

İlçemiz yüzey şekilleri bakımından genellikle dağlıktır. Arazi fazla engebeli ve eğimlidir. Dağlar kıyıya paralel olarak uzanmakta ve bu dağlar küçük dereler ve derin vadilerle birbirinden ayrılmaktadır. Arazinin engebeli oluşu nedeniyle “tepe” niteliğindeki büyüklü küçüklü yükseltilere her yerde rastlanılabilir. Dağların ise üzerlerinde geniş düzlükler bulunur. Bu düzlüklerin yükseklikleri ise 1.800- 1.900 m civarlarındadır. Önemli yaylalarımız arasında; Hıdırnebi, Kayabaşı, Büyük Oba, Balıklı Obası ve Işıklar Obası bulunmaktadır.

İlçemizdeki dereler kaynaklarını kıyıya paralel uzanan dağların doruklarından alırlar. Dereler, güneyde kalan dağ ve platoları derin bir biçimde yararak hızlı akışları ile Karadeniz’e ulaşırlar. Derelerin havza genişlikleri 20 m’yi, kaynaklarından denize uzaklıkları ise 60 km’yi geçmez. İlçemizin doğu ve batı sınırları içinde bulunan başlıca dereler: Yıldızlı Deresi, Söğütlü Deresi, Kireçhane Deresi, Kavaklı Deresi, Darıca Deresi, Zeytinlik Deresi, Çatalzeytin Deresi, Akçakale Deresi ve Taşlıca Deresidir. Ayrıca Yıldızlı Deresi üzerinde kıyıdan 4 km uzaklıkta, 1950 yılındaki toprak kayması sonucu oluşan ve bugün mesire alanı olarak değerlendirilen ‘Sera Gölü’ bulunmaktadır. Bu göl turistik olarak da ilgi görmektedir.

İlçemizde tipik Karadeniz iklimi görülür. Genellikle yazlar orta sıcaklıkta, kışlar ise ılık geçer. Bütün mevsimler yağışlıdır. Ortalama % 73,3 nem, aylık ortalama yağış m2’de 54 kg’dir. İlçe merkezinde rakım 10 metredir. İklimin ılıman karakterde olması, kıyıdan başlayarak yükselen dağların, özellikle karayel rüzgarını alması, yörede gür bitki örtüsünün oluşmasına yol açmıştır. Ormanlık alan 14.311 hektardır. Bu miktar ilçe yüzölçümünün %37’sini oluşturmaktadır. Yaygın ağaç türleri ladin, kayın ve yer yer sarıçamdır.

‘Akçaabat’ adının verilmesine gelince; rivayete göre ilçenin ismi üzerinde etimolojik ayrıştırma yapılarak “Akça’dan âbad olmuş yer, zengin yer” anlamında “Akçaabat” adının verildiği söylenmektedir. Kentin adının ticaretin gelişmesinden, paranın bolluğundan ve beyaz evlerinden dolayı veya eski Türkçeden kaynaklanan ‘batıdaki şehir’ anlamına geldiği de iddia edilmiştir.

Türkler ilçeye 12’nci yüzyıldan itibaren Selçuklu döneminde Türkmen beylerinin bölgeyi fethetmesiyle yerleşmeye başlamışlardır. İlçemiz, Trabzon’un 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilmesi ile Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde bucak iken 1897 yılında ilçe teşkilatı kurulmuş ve ilk Kaymakamlığa da Giritli Mehmet Ali GORDANOĞLU tayin edilmiştir. Akçaabat, 1461 yılında Türk idaresine katılmasından 1 inci Dünya Savaşı yıllarındaki 1916 Rus işgaline kadar geçen 455 yılda herhangi bir işgale uğramamıştır. Şehrin tarihinde 1810 yılı Ramazan Ayı ayrı bir yer tutar. Bu tarihte Rus donanması Sargana mevkiine çıkarma yapmak istemiş, Akçaabat halkı 48’i kadın olmak üzere 969 kayıp vererek Akçaabat’ı savunmuş ve işgali engellemiştir.

20 Nisan 1916 yılında Rus gemileri Trabzon ve Akçaabat’ı topa tutarak yakıp yıkmışlar ve karaya asker çıkararak Akçaabat’ı işgal etmişlerdir. Çaresiz kalan halk, ülkenin batı ve iç bölgelerine göç etmek zorunda kalmıştır. İşgalden iki yıl sonra Türk ordusu Akçaabatlı milis kuvvetlerinin de yardımıyla 17 Şubat 1918’de işgalcileri kovmuştur.
KAYNAK:TRABZON VALİLİĞİ
Ortamahalle
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular