Bursa Ulu Camii

Ulucamii fotoğraflarını ve haberlerini bu başlık altında paylaşalım.

3 Beğeni

Bursa Ulu Cami

Bursa Ulu Cami, Orhan Gazi Parkı’nın bulunduğu geniş bir alana, Yıldırım Bayezid zamanında, 1396-1400 yılları arasında yapılmıştır. Osmanlı camileri arasında çok kubbeli anıtsal yapıların ilkidir. Ulu Cami’nin on iki büyük dört köşeli paye üzerine oturan yirmi kubbesi bulunmaktadır. Yıldırım Bayezid’in 1396 Niğbolu zaferinden sonra Ulu Cami inşaatına başlanmıştır. Caminin inşaatı bittikten sonra ilk namazı, aralarında Yıldırım Bayezid, Molla Fenari, Emir Sultan’ın da olduğu cemaate Somuncu Baba kıldırmıştır. Ulu Cami’nin ilk imamı, Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi’dir.

Caminin içinde kubbenin altında yer alan şadırvanın on altı köşeli havuzu ve üç çanaklı fıskiyesi vardır. Minber kapısı üzerindeki kitabe, caminin bitiş tarihini 802 (1399-1400) yılları olarak göstermektedir. İki minaresi olan caminin batıdaki minaresi Yıldırım Bayezid, doğudaki minaresi ise Çelebi Sultan Mehmed zamanında yaptırılmıştır.

Timur istilasında tahrip edilen cami, bu yıllarda tamir edilmiş, en büyük onarımı ise 1855 depreminden sonra yapılmıştır.

Yapılış tarzı açısından Osmanlı mimarisinde özgün bir yapı olan Ulu Cami, 55 x 69 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlı bir yapıdır. Toplam iç alanı 3.165 metrekaredir. Türkiye’deki Ulu Camilerin en büyüğüdür. On iki ayak üzerine yirmi kubbe ile üzeri örtülmüş olan caminin ortasındaki kubbenin üstü açıktır. Son yıllarda bu açıklık camla kaplanmıştır. Duvarları tümüyle düzgün kesme taş ile örülmüştür.

İmam odası bitişiğinde doğu kapısı tarafında yüksekçe bir yere asılan siyah örtü, Kâbe kapısının örtüsüdür. Mısır Seferi’nden sonra halife olan Yavuz Sultan Selim, Kabe’nin örtüsünü İstanbul’dan gönderilen yeni örtü ile değiştirmiştir. Yavuz, eski örtüyü ise Bursa’ya getirtip Ulu Cami’ye hediye etmiş ve kendi elleri ile taşıyıp asmıştır. Saf altın iplik ile üzerine ayetler işlenmiş olan örtü, yüzyıllar boyunca kararmadan kalmıştır; ancak caminin rutubet alması üzerine işlemeleri dökülmüş olduğundan günümüzde ayetler parlak ışık altında görülebilmektedir.

  1. yüzyıl izlerini taşıyan sekiz sıraya düzenlenmiş istalaktitleri, dış yan köşelerde kum saati biçimli sütunceleri ile zengin görünümlü olan mihrap 1751 yılında tamamlanmıştır. Mihrabın sol tarafında mihrabı yapan Mehmet ustanın adı yazılıdır. Ceviz ağacından yapılmış ve siyah renge boyanmış olan minber, eşine az rastlanır bir sanat eseridir. Kapısı üzerinde bulunan 0.40 x 1 metre boyutlarındaki kitabede, Yıldırım Bayezid’in emri ile caminin 1400 yılında tamamlandığı belirtilmektedir. Minber, Manisa’ da Saruhanlı İshak Bey’in 1379 tarihli Ulu Camii minberini yapan Antepli Hacı Mehmet b. Abdülaziz el Dukki’nin eseridir. Bu bilgiyi veren yazı, minberin sağ korkuluğuna dikey olarak yazılmıştır. Kündekari sanatının etkileri görülen eser, tutkal ve çivi kullanılmadan geometrik şekilde oyularak birbirine geçme tekniği ile meydana getirilmiştir. Doğu yüzünde bazı çıkıntıları vardır ve bunların güneş sistemi ile gezegenler olduğu söylenir. Üzerindeki işlemeler ile minber, Osmanlı mimari üslubuna geçişin önemli eserleri arasındadır.

Zarif sekiz sütun üzerine oturan yüksek ve sade müezzin mahfili, 1549 yılında yaptırılmıştır. Mahfilin karşısındaki ayağa yerleştirilmiş yuvarlak tek parça mermerden oyulmuş taş kürsü, 1815 yılında yaptırılmıştır. Caminin doğu, batı ve kuzey yönünde olmak üzere üç kapısı vardır. Bu kapılardan kuzey ve batı yöndekiler yeni olup, doğudaki kapı kanatları camiyle aynı dönemde yapılmıştır. Ahşap kanatları ceviz ağacındandır. Bazı yerleri bozulmuş olmasına rağmen, günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiştir. Oyma ve geçmeli geometrik motiflerle süslü kanatlar, caminin minberine uygun olarak 16. yüzyılın karakteristik özelliğini taşımaktadır. Kuzey yönündeki avluya açılan taç kapısının görümünü, eserin heybetini bir kat daha artırmaktadır. Kavsarası on bir sıra düzenlenmiş istalaktitlerden oluşmakta, parlak nişinin etrafını geniş ve sade bir silme dolanmaktadır.

Caminin pencereleri biçim ve ölçü bakımından her cephede farklı olup söveleri düz mermerlidir. Pencere alınlıklarında “nefeslik” denilen küçük açıklıklar bulunmaktadır. Güney duvarındaki bir alt sıra pencereler, sonradan kapatılmıştır. Üst sıra pencereler, alt sıra pencerelerle aynı eksen üzerinde değildir. Duvar kalınlıkları birbirinden farklıdır. Doğu 2.80 metre, batı 3.10 metre, kuzey 2.40 metre ve güney duvarı ise 2.20 metre kalınlığındadır.

Ulu Cami’nin iç duvarlarını süsleyen levhaların çoğunun altında, hattatının imzası bulunmaktadır. Büyük çoğunluğunun eksikleri Hattat Şefik Beytarafından düzeltilmiş veya yeniden yazılmıştır. Cami içinde 13 ayrı yazı karakteri ile 41 ayrı hattat tarafından, duvara yazılmış 87 levha halinde, 192 adet yazı mevcuttur. Ayrıca çok değerli saatler, şamdanlar ve Kur’an-ı Kerim’ler bulunmaktadır.

Cami avlusunda üç şadırvan bulunmaktadır. Cami içerisindeki şadırvanın, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında Türklerin suya olan ilgilerinden kaynaklanarak tasarlandığı tahmin edilmektedir.

On altı köşeli havuz, üç çanaklı fıskiyeden sekiz kol halinde dökülen sularla dolarak musluklara dağıtılmaktadır. Mihrap ekseni ile her üç kapının ekseni şadırvanın merkezinde birleşmektedir.

Kaynak: Bursa Valiliği, Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

4 Beğeni







4 Beğeni

5 Beğeni

5 Beğeni

Bursa’daki tarihi Ulu Cami’ye “Dünyada bir yolcu gibi ol” yazılı mahya asıldı

Bursa’daki tarihi Ulu Cami’nin minareleri arasına “Dünyada bir yolcu gibi ol” yazılı mahya asıldı.

11.03.2024 - Bursa

Osmanlı Devleti’nde ilk defa Sultanahmet Camisi’ne asılmasıyla başlayan yaklaşık 400 yıllık mahya geleneği sürdürülüyor.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ndeki uygulamanın ardından Bursa’da, selatin camileri arasında bulunan tarihi Ulu Cami’ye, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü koordinesinde, Osmanlı’nın son mahyacısı Hacı Ali Ceyhan’ın çırağı Kahraman Yıldız’ın başında olduğu ekip tarafından hazırlanan mahya yerleştirildi.

Ekiplerce caminin şerefesine çıkarılarak iki minare arasındaki 70 metrelik mesafeye asılan mahyada, “Dünyada bir yolcu gibi ol” yazısı yer aldı.

Hazırlanan geleneksel mahya, akşam ezanıyla yakıldı ve 15 gün boyunca birlik mesajı verecek. Ramazanın kalan günlerinde de farklı bir mahya minareler arasını süsleyecek.

Bu yılın teması "Ahiret ve ramazan bilinci"ne uygun mahya

AA

5 Beğeni

Temenyeri sirtlarindan ulucami manzarasi

6 Beğeni

5 Beğeni

7 Beğeni

4 Beğeni

4 Beğeni




2 Beğeni

3 Beğeni