Çocukluğunu 90’larda ya da 2000’lerin başında Balıkesir'de geçirenler iyi bilir. Yaylada geçirilen yaz geceleriyle, sabahın köründe merkeze inip yapılan simitli kahvaltıların tadı hâlâ damağımızda. O dönemler Edremit otobüslerinin yaz sıcağında dolup taştığı, Zağnos Paşa Camii’nin gölgesinde serinlenip sohbet edilen, Ali Hikmet Paşa’da bir turluk yürüyüşün sosyal etkinlik sayıldığı günlerdi.
Bir de Avlu yokken ne yapardık? Lunaparka giderdik, Sinema Günay'da film izlerdik, akşamüstü ise mutlaka Kuvayi Milliye Meydanı’nda bir tanıdıkla karşılaşırdık. Dondurmacıdan kornet alır, saat kulesine bakıp zamanın nasıl geçtiğini fark etmezdik bile.
Bu başlık altında Balıkesir’in eski günlerini, semt semt değişen hikâyeleri, unutulmaz esnafını, kaybolan mekânlarını ve yeniden yeşeren anılarını konuşalım. "Ben o günleri yaşadım" diyen herkesi bir yorum bırakmaya davet ediyoruz.
Bir de Avlu yokken ne yapardık? Lunaparka giderdik, Sinema Günay'da film izlerdik, akşamüstü ise mutlaka Kuvayi Milliye Meydanı’nda bir tanıdıkla karşılaşırdık. Dondurmacıdan kornet alır, saat kulesine bakıp zamanın nasıl geçtiğini fark etmezdik bile.
Bu başlık altında Balıkesir’in eski günlerini, semt semt değişen hikâyeleri, unutulmaz esnafını, kaybolan mekânlarını ve yeniden yeşeren anılarını konuşalım. "Ben o günleri yaşadım" diyen herkesi bir yorum bırakmaya davet ediyoruz.