Çanakkale Ayvacık - Adatepe Köyü
Adatepe Köyü hem güzelliği, hem de vizyonu ile ayrışan bir yer. Hepi topu bir saat sürecek bir ziyaret için yolunuzu değiştirip burayı görün diyebileceğimiz kadar ilham verici ve estetik. 1980’lerde İstanbullu bir grup yazar çizer arkadaş, Kazdağ gezileri sırasında, o zamanlar kaderine terk edilmiş, hayaletleşmek üzere olan olan Adatepe’yi keşfederler. Osmanlı zamanında zengin bir köy olan Adatepe izbe haldedir. Bu arkadaşlar, devletten hiç bir destek alamadan, buradaki evleri satın alıp restore etmeye başlarlar. 100’ü aşkın ev şu an mükemmel şekilde restore ederek hem tarihe, hem de sosyal hayata kazandırılmışlar. Dantel gibi sokakları, pırıl pırıl tarihi evleri İtalya’nın meşhur köylerine benzer güzellikte.
Daha sonra köyün atıl kalan ilkokul binasını valilikten kiralayıp, onu da restore edip, bir düşünce merkezi olarak kullanıma açmışlar. Adını Taş Mektep koydukları oluşum, felsefeden sanat tarihine, edebiyattan tarihe bir çok konuda bir fikir üretim alanı. Kurucuları arasında akademisyenlerden, sanatçılara ağır toplar yer alıyor.
Köy sokaklarını yardımlaşma usülü temizliyor ve gittiğimizde yerler pırıl pırıldı. Tam kapanılıp kitap yazılası yer.
Rum nüfusu ağırlıklı olmakla beraber, Türklerin de yaşadığı köyde Türkler ve Rumlar Kurtuluş Savaşı’na kadar ahenk içine yaşamışlar. Mahallenin üst kısmında Türkler, aşağıda da Rumlar yaşarmış. Dikkatli bakarsanız Rum tarzı taş yapıların içinde Türk tarzı konakları bulabilirsiniz. (Kapak fotoğrafı Rum tarzına, aşağıdaki resim ise Türk tarzına örnektir).
Köy zamanla tenhalaşarak terk edilmiş: Kurtuluş Savaşı sonrası önce mübadele ile Rumlar gitmiş. Yerlerine Girit ve Midilli’den Türkler gelmiş. Sonra nüfus 1950’lerde iyice seyrelerek 1960’larda neredeyse heyalet bir köy haline gelmiş. Tam harabeleşerek giderken 1980lerde şehir hayatından kaçan bir grup tarafından keşfedilerek kaderi değişmiş.
Adatepe’nin ziyaretçileri için en büyük vaadi muhteşem restore edilmiş evleri ile gözlere bayram yaptıran sokakları. Ağırlıklı olarak taş Rum evleri var. Arada Osmanlı tipi konaklar da var ama daha çok yukarı mahallede. Avlusunu görebileceğiniz bir Osmanlı konağı, şu an otel olarak işletilen Hünnap Han. Evin alt katı ve avlusu zamanında hayvanlar için ayrılan bir bölmeymiş. Şimdiyse çok sevimli bir restoran olarak servis veriyor.
Köyü gezerken, köyün müthiş manzaralı bir yamaçta ama deniz manzarasını nadir gören bir şekilde kurulduğunu göreceksiniz. Bunun sebebi denizden gelen işgalci ve korsanlardan köyü gizlemekmiş. Yüzyıllar içinde korsan tehlikesi azalınca köy yavaş yavaş denize doğru büyümeye ve sahilde bir liman oluşumuna yönelmeye başlamış. Bu dağ köyünün sahili olarak Küçükkuyu da anca o zaman gelişmeye başlamış.
2. Taş Mektep
Gelelim bu harika oluşum Taş Mektep’e… 1947-1985 yılları arasında hizmet veren okul, 1985 yılında öğrenci azlığından dolayı kapatılır. Bina atıl kalır. Sonra bu köyü keşfedenlerce valilikten kiralanıp, restore edilerek felsefeyi, sanatı, tarihi, edebiyatı barındıran bir düşünce ve atölye merkezine çevrilir. Amacı “okulu uluslararası platforma oturtarak, bilgi zenginliğine ve düşünce çeşitliliğine ulaştırmak”. Kurucuları arasında akademisyenlerden, sanatçılara ağır toplar yer alıyor. Okul daha çok yazın faaliyet gösteriyor. Biz gittiğimizden okul kapalı ve kapısında bir özel mülktür uyarısı vardı.
3. Köy Kahvesi’nde Çay
Köye girer girmez karşınıza üzerine koca ağlar gerilmiş, yaprakların gölgesinde, hoşsohbet işletmecisi Ahmet Bey’in çay bahçesi çıkacak. Bir çay içmeden asla gitmek olmaz
4. Zeytin Yağı Gereçleri
Köyün içinde bir de zeytin yağı gereçleri sergi alanı var. Muhtemelen köyde salınırken kendinizi önünde bulacaksınız zaten. Olmadı, kime sorsanız gösterir.
5. Zeus Altarı
Zeus Altarı, hem Adatepe’nin hem de köyün sırtını yasladığı, mitolojideki adı İda olan, Hera, Afrodit ve Athena’nın katıldıkları güzellik yarışmasının yapıldığı yer Kazdağları’nın en tepe noktalarından birinde bulunuyor. Burası tıpkı Assos Athena Tapınağı’nda olduğu gibi denize nazır konumuyla nefes kesen manzarası olan bir tepe. Düşünün tüm Küçükkuyu, Edremit Körfezi ve Midilli ayaklarınızın altında! Bu tepe üzerine, altarla birlikte Troya Antik Kenti’ni de keşfeden Heinrich Schliemann tarafından ortaya atılan, buranın İlyada Destanı’nda “Gargaros” olarak geçen tepe olduğunu iddiası var. Mitolojiye göre, Zeus Truva Savaşı’nı bu tepeden izlemiş. Buradaki altarın merdivenle çıkılan kayadan bir taht gibi olması, tüm körfeze hakim bir tepe olması özellikleri tasvir edilen yerin burası olduğu yönünde. Truva taraflarında bu kadar tasvire uyan bir yer olmaması da bu iddiaları güçlendiriyor.
6. Otlu Dondurma Yiyin
Köyde muhakkak yapılması gereken birşey otlu dondurma yemek. O kadar beğendik ki sizin için fotoğrafını çekmeyi unutmuşuz. Külahı yarıladıktan sonra aklımıza geldi. Zencefil, kekik ve lavanta favorilerimiz. Hemen köy kahvesinin orada 1-2 dondurmacı var.
Adatepe Yakınlarında Bunlar Da Var!
Zeytinyağı Müzesi
Müze köyün içinde değil ama köye çıkan yolun başladığı yerde olduğundan yolunuzdan sapmadan ziyaret edebileceğiniz için onu 2001 yılında Adatepe’nin sahil kesimi Küçükkuyu‘daki tarihi bir sabunhanenin dönüştürülmesiyle oluşturulmuş çok derli toplu, hoş bir müze burası. Müzede civar köylerden toplamış zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine ilişkin presler, taşıma saklama toplama aletleri gibi çeşitli araç – gereçler sergileniyor. Aynı zamanda kuru baskı tarzında zeytinyağı üretimine de devam ediyorlarmış. Müzenin yanında bir de zeytin ve zeytinden üretilen yağ, sabun gibi ürünleri alabileceğiniz tatlı bir dükkan var. Taze köy ekmeğiyle tadım yapmak da cabası. Adatepe’te çıkmadan önce uğramanızı tavsiye ederiz. Giriş ücreti yok.
Adatepe’ye Ulaşım
Adatepe Köyü’ne gitmek için önce bir sahil yerleşimi olan Küçükkuyu’ya geliyorsunuz. Zaten burdan sonra Adatepe 3 kilometre mesafede.
İstanbul’dan Arabayla
Eğer İstanbul’dan kendi aracınız ile geliyorsanız en uygun yol Tekirdağ Keşan üzerinden geçerek gelmek. Gelibolu’dan Lapseki’ye, Eceabat’tan Çanakkale merkeze feribotlarla geçebiliyorsunuz. Daha sonra İzmir yolunu takip ettiğinizde Küçükkuyu’ya varmanız 100 kilometre kadar bir mesafe. Buradan da Zeus Altarı tabelalarını takip edip 3 kilometre yukarı çıkacaksınız. Zeytinlikli yol sizi köy meydanına getiriyor.
Aynı şekilde İstanbul-Yalova-Bursa-Balıkesir-Edremit-Altınoluk-Küçükkuyu güzergahını takip ederek de buraya gelebilirsiniz ama yol biraz daha uzamış oluyor. Tabi yola Anadolu yakasından çıkacaklar için bu güzergah daha uygun olabilir.
Bir diğer seçenek de İdo Yenikapı – Bandırma feribotu ile gelmek. Bu noktada Bandırma sonrası ister Biga, Lapseki, İzmir yolunu takip ederek ister Biga, Çan, Bayramiç, Ezine, Ayvacık güzergahı üzerinden Küçükkuyu’ya ve Adatepe’ye ulaşabiliyorsunuz.
İstanbul’dan Otobüsle
Adatepe’ye İstanbul’dan otobüsle gelecekler için Küçükkuyu’ya Metro, Pamukkale, Truva, Kamil Koç firmalarının direkt seferleri var. Küçükkuyu merkezden Adatepe’ye ulaşım için de taksi uygun bir opsiyon olacaktır.
Diğer İllerden Uçakla
Bu seçenek İstanbul’dan Adatepe’ye gelecekler için çok da kullanışlı değil ama diğer illerden gelecekler için pratik olabilir. İnişler Çanakkale Havalimanı veya Balıkesir Koca Seyit Havalimanı’na yapılıp buradan karayoluyla Ayvacık tarafına geçiliyor.
Kaynak bizevdeyokuz
Adatepe
Adatepe, Kaz Dağı köylerinin içinde Yeşilyurt'tan sonra en popüler olanı. Bir zamanlar liman olarak kullanılan Küçükkuyu'dan 4 km. dağa doğru çıktığınızda karşınıza çıkıyor köy. Bakımlı evleri, sokakları ile büyülüyor insanı.
Köyün geçmişinin antik çağlara kadar dayandığı söyleniyor. Köye girmeden hemen önce Zeus Altarı'nın girişi ile karşılaşacaksınız. Giriş kapısından 700 metre yürüyünce tepede Zeus Altarı'na ulaşacaksınız. Burada bütün körfezi görebileceğiniz harika bir deniz manzarası bekliyor sizi. İlyada'da bahsedilen ve Zeus ile Hera'nın Troya savaşını izledikleri antik Gargaros tepesinin de burası olduğu sanılıyor.
Cumhuriyet öncesi Türk ve Rumların birlikte yaşadığı köyde mübadeleden sonra Rum nüfus göç etmiş. Türk nüfusu da zamanla köyden çıkınca 50'li yıllarda köy hayalet bir kasabaya dönmüş. Sonrasında İstanbullu bir grup insanın birlikte ev alması ile köyün kaderi değişmiş. 100 tane yıkık ev aslına uygun restore edilerek hayata döndürülmüş.
Adatepe 1989 yılında sit alanı ilan edilerek eski taş evler koruma altına alınmış. Evler civardaki küçük taş ocaklarından çıkarılan taşlarla yapılıyor. Taş işçiliği hala yaşayan bir gelenek. Son yıllarda özelikle İstanbul'dan yerleşen yeni ev sahipleri sayesinde evlerin çoğu restore ediliyor.
Köyde 4-5 butik otel ve bir çok kafe bulunuyor. Köy meydanındaki 400 yaşındaki dev çınar ağacının etrafındaki otantik kahveler turistler için bütün yıl açık. Dondurmacılarda hünnap, kekik, nar çiçeği gibi yöreye özgü tatlarda dondurma yiyebiliyorsunuz. Gün boyunca dolu kafelerine kahve içmek ya da kahvaltı için uğramak çok moda.
Zeytincilikle uğraşılan köyde zeytinyağı ve sabun alabileceğiniz dükkanlar var. Meydandaki Elvan Kafe'nin sattığı 'sabun suyu' denilen doğal temizleyici, hem ev temizliğinde hem çamaşırlarda kullanabileceğiniz bir ürün, tavsiye edilir.
Taşmektep
Köyün 1947-1985 yılları arasında faaliyet gösteren öğrenci azlığından kapatılan ilkokulu 1997 yılında Taşmektep adıyla tekrar açılmış. Bu sefer yetişkinler için felsefe, edebiyat, sanat ve sanat tarihi alanlarında seminerlerin yapıldığı, ayrıca değişik disiplinlerde çalışan sanatçıların serbest atölye çalışmaları yapacakları bir okula dönüşmüş.
Kaynak assosrehberim
Adatepe Köyü
Küçükkuyu beldesinin kuzeyinde, yüksekçe bir tepenin içinde vadiye yerleşmiş, bir zamanlar Türklerin ve Rumların birlikte yaşadığı köydür.
1924 yılındaki Büyük Mübadele’de buradaki Rumlar Yunanistan’a giderken yerlerine Girit’ten Müslüman Türkler köye yerleştirilmiştir. Kazdağları’nın güney eteklerinde zeytinliklerle çevrili taş evleri ve serin gölgeli sokaklarıyla bir rüya beldesidir. Genellikle iki katlı taş yapılarıyla dikkat çeken köyde, bütün yapılar iç avlulu ve bahçelidir. Ana binaları iki katlı olup, yaşam alt katta geçmekte, üst katta ise yatma bölümleri bulunmaktadır. Çatılar kiremitlidir, ancak toprak dam olan yapıların çatıları, yazın kışlık erzak kurutmak için kullanılır.
Adatepe, 1980’li yıllarda, büyük kent yaşamından kaçan bir grup tarafından keşfedilmiştir. Bu grup, köyde harabe sayılabilecek yapıları satın alıp, geleneksel mimariye sadık kalarak binaları yaşanılan mekânlara dönüştürmüşlerdir. Bugün köyün yerlileriyle dışarıdan gelenler uyum içinde yaşamaktadırlar. İki yaşlı çınarın yer aldığı meydan, köyün kalbinin attığı yerdir. 1989 yılında kentsel SİT alanı ilan edilen köy, bölgedeki tek korunan köy olma özelliğini de taşımaktadır.
Hemen yakınında “Zeus Altarı” olarak ünlenen sunak yeri vardır. Çevreye hâkim bir tepede olan sunak yerinde, taş bir oda ve su dolu bir sarnıç bulunmaktadır. Zeus Sunağı’nın bulunduğu tepeye çıktığınızda, doyumsuz bir manzara ile karşılaşırsınız; kıyısındaki köylerden dört mevsim dumanlar yükselen Edremit körfezi, Ayvalık civarındaki adalar ve bütün baştan çıkarıcılığıyla Midilli adası durmaktadır. Homeros, Troia Savaşı’nda Baştanrı Zeus’un savaşı buradan izlediğini söylemektedir.
Kaynak Ayvacık kaymakamlığı
Kazdağları'nın Yamacında Küçük Bir Köy: Enfes Dondurmalarıyla Ünlü Adatepe Köyü
Yunan mitolojisinden hikayeleriyle ve ciğerlere bayram ettiren oksijeniyle Kazdağları ülkemizin en efsane yerlerinden. ''Ege’nin arka bahçesi'' de denilen bu cennetin gezerken en keyif veren köşelerinden biri de Adatepe Köyü
Cumhuriyet öncesinde Türklerle Rumların bir arada yaşadığı ve farklı kültürleri harmanladığı Adatepe Köyü, bugün restore edilmiş eski evlerin arz-ı endam ettiği bir seyir durağı. Yolunuz düşerse ya da adını ‘huzur rotası’ koyduğunuz bir Ege turuna çıkacaksanız ‘mutlaka gezin görün’ diyeceğimiz Çanakkale köylerinin en güzellerinden bu şirin köyü gelin biraz yakından tanıyalım;
Adatepe Köyü Nasıl Bir Yer?
İçinde oyalanarak dolaştığınızda bile her köşesini 2, bilemediniz 3 saatte keşfedip bitirebileceğiniz Adatepe, Kazdağları’ın en güzel köylerinden biri. Denize yaklaşık 4 km mesafede bulunan köy SİT alanı olduğu için izinsiz ev yapmak, hatta çivi çakmak bile yasak. Bu yüzden sokaklarında yürürken göreceğiniz sayısı 400’ü bulan evlerin hepsi sonradan restore edilmiş eski Rum ve Osmanlı evleri. Ama içinde oturanları köyün eski sakinleri sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tıpkı İzmir’deki Doğanbey Köyü’nde olduğu gibi burada yaşayanlar da sanatçı, yazar, akademisyen kimlikli insanlar. Köyün merkezindeki 600 yaşındaki çınar ağacı, ağzı dili olsa da bir konuşsa kim bilir neler anlatacak. Savaşı mı, huzurla bir arada yaşamayı mı yoksa tam unutulmuşken bu sanatçı insanlarca kurtarılışını mı?
Adatepe Köyü'nün Tarihi
Kazdağları’nın en batı tarafında, Edremit Körfezi’nin maviliğini tepeden izleyen bir konumda bulunan Adatepe Köyü’nde ilk yerleşim Selçuklu zamanında başlamış. Osmanlı döneminde ise Rumlarla Türklerin bir arada yaşadığı mütevazi bir Ege köyü iken, Rum nüfusunun tümü mübadeleyle Midilli ve Girit’e yollanmış. Rumların gidişiyle köyün aşağı kısmındaki taş evler boş kalırken, yukarı tarafındaki Osmanlı konaklarında yaşam kısa bir süreliğine devam etmiş. Ticari gelişimin sahil kesimini kapsamasıyla gittikçe boşalıp yalnızlaşan köy 1950’lerde tamamen terk edilip izbe evlerin olduğu hayalet bir köye dönüşmüş.
Adatepe’nin şimdiki vizyonunun başlangıcı ise 1989’larda resmi olarak SİT alanına dönüştüğü yıllarda gerçekleşmiş. Köyün günümüz sakinlerini oluşturan okumuş-yazmış ve yaşadıkları büyük şehirlerden sıkılıp kaçmış entelektüel insanları sihirli dokunuşlarla köyü yeniden yaratmış. Eski evlerin hepsini aslına uygun olarak tekrar yapılandıran köy sakinleri, bu iş için gereken tüm maddiyatı da kendi ceplerinden karşılamış.
Adatepe Köyü’nün Neyi Meşhur?
Gezdiğiniz yer bir köyse ya da adında mutlaka bir köy kelimesi geçiyorsa akla hemen satılan ve yenilen her şeyin organik olduğu geliyor. Adatepe’nin en meşhur ve en organik ürünü de zeytinyağı. Köyü ziyaret ettiğinizde;
• Zeytinyağı ve zeytinyağından üretilmiş sabun, zeytin sütü alabilirsiniz.
• Köyün meşhur otlu dondurmasının tadına bakabilirsiniz. Dağlardan toplanan otlarla yapılan bu dondurma bizce oldukça lezzetli!
• Gezerken karnınız acıktıysa ve yöreye özel bir menü var mı merak ediyorsanız gözlemeyle mantı karışımı bir yemek olan Sarımsaklı Manlama, keçi sütünden yapılmış tatlılar köyü hatırlatan lezzetler olacak.
Adatepe Köyü'ne Gelmişken Bunları da Yapın
1- Köy Meydanındaki Yaşlı Çınarın Altında Oturup Önce Bir Soluklanın
Köyün çocuklarını, pazara inen, zeytin toplamaya giden köylüleri izleyin; kahvesinde tavşan kanı bir çay için. Büyük şehirlerin kaosundan uzak bu manzaranın kalbinizin ritmini nasıl da değiştirdiğini hissedip huzura erin.
2- Sokaklarda Kaybolun, Bol Bol Fotoğraf Çekin
Gerçi köy kaybolacağınız kadar büyük değil ama sokakları aheste aheste turlamaya, hatta dönüp bir tur daha atmaya değer. Neler mi göreceksiniz? Rumların taş evleri, Osmanlıların konakları ve nostaljik bir atmosfer!
3- Taş Mektep’le Tanışın
Adatepe gezilecek yerler arasında özel bir önem arz ediyor Taş Mektep. Hikayesi ise şöyle; 1947 ile 1985 yılları arasında çocukların gidip geldiği bir okul olan Taş Mektep 1985’de öğrencisi az diye kapatılmış. 90’ların başında köyü keşfeden ve evleri de birer birer yenileyen yeni sakinler ise bu duruma kayıtsız kalamamış. Binayı valilikten kiralayarak onarmış ve sanat, felsefe edebiyatın konuşulup tartışıldığı bir düşünce merkezine dönüştürmüş. Burası özel mülk olduğu için gezilemiyor ama Adatepe’ye yazın gidiyorsanız sadece bu mevsimde faaliyete açılan merkeze de uğramanızı öneririz.
4- Orman Yürüyüşlerine Çıkın
Köyde konaklayacaksanız kaldığınız süre zarfında sabah insanı olmanız ve erkenden orman yollarına koyulmanız, fiziken ve zihnen rahatlamanız için en güzel terapi. Yolu biraz uzatacağız ama madem mevsim yaz ve madem bu kadar yürüdünüz (yaklaşık 4 km) Mıhlı Şelalesi’nin buz gibi suyuna atlamadan da dönmeyin.
5- Zeus Altarı’nın Olduğu Tepeden Manzara İzleyin
Selvilerle kaplı köy mezarlığının paralelinden yürüyerek Zeus altarı’nın olduğu tepeye tırmanın. Buraya köyün en tepe noktası da denilebilir. Troya Antik Kenti’ni ve Zeus Altarı’nı keşfeden arkeolog Schliemann’a göre burası İlyada Destanı’nda adı geçen Gargaros Tepesi. Ve yine mitolojiye göre Tanrı Zeus Truva Savaşı’nı burada durup seyretmiş. Bu mitolojik sahnelerin hayaliyle antik çağlara ışınlanırken bir yandan da manzaraya kilitlenin. Karşınızda tüm ihtişamıyla boylu boyunca uzanan bir Ege Denizi belirecek. Muhteşem körfez manzarasına Midilli ile bir sürü küçük adacık da dahil. Ayrıca sürüsüne bereket zeytinlikleri izlemek de size farklı bir huzur verecek.
Adatepe Köyü'ne Gelmişken Buralara da Gidin
1- Zeytinyağı Müzesi’ni Gezin
Girişi ücretsiz olan bu müze köyün içinde değil, ama gitmek için yolunuzu değiştirmenize de gerek yok! Zira hemen köy yolu üzerinde, Küçükkuyu sahil yolunda. Adatepe zeytinyağının eski usul yapımını ve zeytinden yağa dönüşüm aşamalarını merak ediyorsanız; preslerin, küplerin ve nice materyalin olduğu iki katlı bu taş müzeyi es geçmeyin. Dilerseniz müze içindeki satış mağazasından zeytinyağı ve zeytin ürünleri de alabilirsiniz.
2- Yeşilyurt Köyü’nde Yeşile Doyun
Yeşilyurt köyü’nün hikayesi de tıpkı Adatepe gibi. Burası da mübadeleyle boşalmış ve sonra şehirden gelen sakinlerinin entelektüel dokunuşlarıyla yenilenmiş eski bir Rum köyü. Bir de burayı görün ve kalitesi yüksek oksijenini de yüklenip öyle dönün. Yol üzerinde Küçükkuyu kamp alanları da var, isterseniz burayı da keşfedin.
3- Mistik Şehir Assos’a da Uğrayın
Adatepe’den ortalama hızda bir sürüşle taş çatlasa 40 dakikada gidebileceğiniz 30 km mesafedeki Assos’da, gidin görün diyeceğimiz yakın rotalardan. Eğer bir yaz gezginiyseniz burada denize de girebilirsiniz. Ayrıca gitmişken Athena Tapınağı’nda bir gün batımı izlemenizi de öneririz.
Adatepe Köyü Nerede?
Adatepe nerede sorusuna vereceğimiz ilk yanıt ‘çam ağaçlarıyla bezeli bir cennette’ olurdu elbet! Gerçekten de cennet gibi bir Kuzey Ege rotasının uğranmazsa olmazlarından küçücük bir köy Adatepe. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesi Adatepe’ye çok yakın. Yine bu rotanın en popüler köylerinden olan Yeşilyurt Köyü ise Adatepe’ye sadece 5 km mesafede.
Adatepe Köyü’ne Nasıl Gidilir?
Özel aracınızla geliyorsanız köyde merkez dahil birçok yere aracınızı kolayca park edebileceğinizi belirterek başlayalım söze. Yola İstanbul’dan çıkacaksanız geleceğiniz mesafe ortalama 400 km ve isterseniz Tekirdağ yönünden, isterseniz Osmangazi Köprüsü’nü kullanarak ulaşabiliyorsunuz. Eğer uçakla gelecekseniz Balıkesir Koca Seyit Havalimanı veya Çanakkale Havalimanı’nı kullanabilirsiniz. Eğer otobüsle geliyorsanız ilk önce Küçükkuyu’ya ulaşmanız gerekiyor ki Küçükkuyu Adatepe arası da zaten 3 km. Çanakkale’nin merkezi ile Adatepe Köyü arası ise yaklaşık 95 km.
Kaynak neredekal
2024 09 14 tarihinde çektim