Kaç seferdir dil döktüm, detaylarını anlatmaya çalıştım, hatta ne yazılıp ne çiziliyor diye sessizce yazılan mesajlara baktım ve görünen o ki; burada “Kapımdan otobüs geçsin, her yere kesintisiz gideyim” mantığı ısrarlı bir şekilde sürdürülmeye devam ediliyor. Bu konu hakkında son kez yazacağım çünkü amacım kimseyle tartışmak değil, durumu açıklamak. Umarım yeterince açık olur.
Şimdi bu; “Kapımdan otobüs geçsin, her yere kesintisiz gideyim” diyen arkadaşların unuttukları bir şey var: Günümüz metropollerinde aktarma mantığı var ve otobüsçülük böyle işliyor. Otobüsler, metro veya tramvayın olmadığı yerlerde olurlar ve en yakın raylı sisteme entegre olurlar. Buradaki asıl gaye de budur. İnsanları raylı sistemlerle yolculuk yapmasını sağlamak. Raylı sistemler de birbirine entegredir. Bu sayede gereksiz yakıt israfından kaçınılır.
Basit bir örnekle; Mescidi Selam’dan Topkapı’ya otobüs hattı vermek ne kadar saçma öyle değil mi? İnsanlar, tramvay seçeneği durururken niye Eski Edirne Asfaltı trafiğini çeksin?
Bir de köprü geçişli hatlar konuşulmuş da, İstanbul gibi köprü trafiği olan bir kentte metrobüs’ü tercih etmek hızlı ulaşım sağlar. 15 TŞK ve E-5 trafiğinde insanlar sürünmezler.
FSM köprüsüne gelince, oradan geçen hatların Mecidiyeköy’de bitirilmesi de yeterli. Çünkü Mecidiyeköy’den her yere ulaşmak mümkün. (M2+M7 kesişim noktası) Zincirlikuyu, Taksim, Beşiktaş, Eminönü, Beyazıt, Yenikapı, Topkapı, Maslak, gibi kritik noktalara rahatlıkla gitmek mümkün.
Ha, bazı hatlarda iyileştirme yapılabilir mi? Evet.
Gereksiz şekilde dolaşan hatlar var ne yazık ki.
Yani özetle; küçük kentlerde kesintisiz olarak bir noktadan bir noktaya gitmek mümkünse de, büyük kentlerde o iş öyle işlemez. Çünkü bu mantıkla; Büyükçekmece’den Ümraniye’ye otobüs hattı açılabilir.
İstanbul’da raylı sistemlerin her yere yaygınlaşması dileğiyle.