İngilizce'de En Çok Kullanılan Kelimeler

Emir

Moderatör
Moderatör
İngilizce’de en çok kullanılan fiiller - 500 fiil
YazılışıOkunuşuTürkçe Anlamı
acceptekseptkabul etmek
addedeklemek
admireedmayırhayran olmak
admitedmititiraf etmek
adviseedvaystavsiye etmek
affordeffordkarşılamak
agreeegriiaynı fikirde olmak
allowallovizin vermek
amuseemuyseğlendirmek
announceannonsduyurmak
annoyennoyrahatsız etmek
answerensırcevap vermek
apologiseepolıcayzözür dilemek
appeareppeyırgözükmek
appreciateapperişıeytmemnun olmak
approveepruvonaylamak
argueargutartışmak
arrangeerrencdüzenlemek
arriveı-rayvulaşmak
arriveerrayvvarmak
askesksormak
attendattendkatılmak
avoidevoydsakınmak
backbeckgeriye gitmek
bakebeykpişirmek
balancebalensdengelemek
bangbengvurmak/çarpmak
battlebedılsavaşmak
behavebiheyvdavranmak
belongbilongait olmak
belong tobilong tuait olmak
blessbıleskutsamak
blindbılayndkörleştirmek
blushbılaşutançtan kızarmak
boilboyılkaynamak
bombbambbombalamak
bookbuukrezervasyon yapmak
borrowborrovödünç almak
brakebıreykfren yapmak
breathebırethnefes almak
brushbıraşfırçalamak
burnbörnyanmak
calculatekalkıleythesaplamak
callkollaramak
carekeyırönemsemek
carrykerriytaşımak
causekauzneden olmak
challengeçelıncmeydan okumak
changeçencdeğiştirmek
chaseçeyskovalamak
cheatçiitaldatmak
checkçekkontrol etmek
claimkıleymiddia etmek
clapkılepalkışlamak
cleankıliintemizlemek
cleankılintemizlemek
clearkıliırtemizlemek
clipkıliptutturmak
closekılozkapatmak
collectkollektbiriktirmek
communicatekomunieytiletişim kurmak
comparekompeyrkarşılaştırmak
complainkompleynyakınmak
completekompliittamamlamak
confesskonfesitiraf etmek
confusekonfuyskafasını karıştırmak
connectkonnektbağlamak
considerkonsiderhesaba katmak
copykopiykopyalamak
correctkorrektdüzeltmek
countkauntsaymak
coverkavırörtmek
crashkıraşgürültüyle çarpma
crosskırosöbür tarafa geçmek
crykırayağlamak
cyclesaykılbisiklet sürmek
Kaynak:
 
Son düzenleme:
damagedemıchasar vermek
dancedensdans etmek
daredeyırcüret etmek
decidedisaydkarar vermek
decoratedekoreytdekore etmek
delaydileygecikmek/geciktirmek
delightdilaytzevk vermek
deliverdeliverteslim etmek
dependdipendbağlı olmak
describediskıraybtanımlamak
deservedizörvlayık olmak
destroydistroymahvetmek
detectditekttespit etmek
developdivelopgeliştirmek
disagreedisegriiaynı fikirde olmamak
disappeardiseppiyırgözden kaybolmak
disapprovedisepruvtasvip etmemek
discoverdiskovırkeşfetmek
discusstartışmakdiskas
dislikedislaykhoşlanmamak
dividedivaydbölmek
doduyapmak
doubtdabtden kuşkulanmak
dragdıragsürüklemek
draindıreynakıtmak/akmak
dreamdıriimrüya görmek/hayal kurmak
dressdıressgiyinmek
dropdıropdüşürmek
drowndırovnboğulmak
drumdıramdavul çalmak
drydıraykurumak/kurutmak
dustdasttozunu almak
earnörnkazanmak
educateecukeyteğitmek
employemployiş vermek
emptyemptiboşaltmak
encourageenkourıccesaretlendirmek
endendbitirmek
enjoyencoyzevk almak
enterentırgirmek
entertainenterteyneğlendirmek
escapeeskeypkaçmak
exciteeksaytheyecanlandırmak
excuseekskusbağışlamak
exerciseeksersayzegzersiz yapmak
existeksistvar olmak
expandekspandgenişletmek
expectekspektummak/beklemek
explainekspleynaçıklamak
extendekstenderişmek/yayılmak
facefeysyüzleşmek
fadefeydsolmak
failfeyılbaşarısız olmak
fearfiyırkorkmak
fitfit(giysi) uymak
fixfikssabitlemek/belirlemek
floodfıloudsu basması (sel)
flyfılayuçmak
followfollovtakip etmek
foolfuulkandırmak
forbidfıbidyasaklamak
forceforszorlamak
formformbiçimlendirmek
foundfaundbulmak
framefıreymçerçevelemek
fryfıraykızartmak
Kaynak:
 
Son düzenleme:
give an ordergiv en ordırsipariş vermek
glowgılovışık vermek
grabgırabkavramak
greetgıriitselamlamak/karşılamak
guardgardkorumak
guessguestahmin etmek
guidegaydkılavuzluk etmek
hammerhemmırçekiçle vurmak
handhenduzatmak
handlehendılbaşa çıkmak/yönetmek
hanghengasmak
happenheppınolmak
harmharmzarar vermek
hateheytnefret etmek
healheyıliyileşmek
heathitısıtmak
helphelpyardım etmek
hughagkucaklamak
hunthantavlanmak
hurryhöriacele etmek
ıdentifyaydentifayteşhis etmek
ımagineimecınhayal etmek
ımpressimpresetkilemek
ımproveimpruvgeliştirmek
ıncludeinkuluudiçermek
ıncreaseinkriisartmak
ınfluenceinfulunsetkilemek
ınforminformbilgilendirmek
ınjectincektiğne yapmak
ınjureinjurincitmek/yaralamak
ıntendintendniyet etmek
ınterestinterestilgi uyandırmak
ıntroduceintroduystanıştırmak
ınventinventbulmak/keşfetmek
ınviteinvaytdavet etmek
ıtchkaşımak
jailceyılhapsetmek
jamjemsıkıştırmak/tıkamak
joincoyinkatılmak
jokejokşaka yapmak
judgecacyargılamak
jumpjampzıplamak
kickkiktekmelemek
killkilöldürmek
kisskisöpmek
knitnitörmek
knocknakvurmak
labellebıletiketlemek
landlendiniş yapmak
lastlastsürmek
laughlaufgülmek
launchlanç(roket) fırlatmak
learnlörnöğrenmek
levellevıldüzleştirmek
licenselaysınsruhsat vermek
licklikyalamak
lielayyalan söylemek
lightenlaytınaydınlatmak
likelaykhoşlanmak
listlistlistelemek
listenlistındinlemek
livelayvyaşamak
loadloadyüklemek
locklockkilitlemek
lookluukbakmak
lovelavsevmek
Kaynak:
 
Son düzenleme:
managemenıcyönetmek
marchmarçuygun adım yürümek
markmarkişaretlemek
marrymerrievlenmek
matchmeçeşleştirmek
matemeytçiftleşmek
mattermedırönemli olmak
measuremijırölçmek
meltmelterimek
memorisememorayzezberlemek
mendmendtamir etmek
mess upmes apdağıtmak
minemaynmaden işletmek
missmissözlemek/kaçırmak
mixmikskarıştırmak
mixmikskarıştırmak
movemuvtaşınmak
muddlemadılkarıştırmak
mugmagsaldırıp soymak
multiplymultiplayçoğalmak
murdermördırcinayet işlemek
nailneyılçivilemek
nameneymad vermek
needniidihtiyaç duymak
nestnestyuva yapmak
notenotnot etmek
noticenotisfarkına varmak
numbernambırnumaralamak
obeyobeyitaat etmek
objectobjektitiraz etmek
observeobsörvincelemek
obtainobteynelde etmek
offendoffendgücendirmek
offerofırteklif etmek
openopınaçmak
orderordırısmarlamak
oweovborcu olmak
ownovnsahip olmak
packpekpaket yapmak
paintpeintboyamak
parkparkpark etmek
passpesgeçmek
pastepeystyapıştırmak
patpethafifçe vurmak
pausepausduraklamak
peelpiilkabuğunu soymak
performperformtemsil etmek
permitpörmitizin vermek
phonefontelefon açmak
pickseçmek/ayırmakpik
pinchpinççimdiklemek
pinepayngüçten düşmek
placepıleysyerleştirmek
planpılenplanlamak
plantpılentyerleştirmek/ekmek
playpıleyoynamak
pleasepılismemnun etmek
pointpointişaret etmek
polishpulişparlatmak/cilalamak
postpostpostalamak
practisepıraktiispratik yapmak
praypıreydua etmek
preferpıriförtercih etmek
preparepıreperhazırlamak
presentpıresınttakdim etmek/sunmak
presspıressıkıştırmak
preventpıreventönlemek
printprintbasmak
producepıroduysüretmek
promisepıramissöz vermek
protectpırotektkorumak
providepırovaydsağlamak
pullpulçekmek
punchpançyumruk atmak
punishpanişcezalandırmak
pushpuşitmek
Kaynak:
 
Son düzenleme:
questionkuesçınsoru sormak
racereysyarışmak
rainreynyağmur yağmak
raisereyskaldırmak
reachriiçulaşmak
realiserilayzfarkına varmak
receiverısivteslim almak
recogniserekognayztanımak/takdir etmek
recordrikordkaydetmek
reducereduysazaltmak/indirmek
reflectreflektyansıtmak
refuserefuysreddetmek
regretrigretihmal etmek
rejectrijektreddetmek/atmak
relaxrilaksrahatlamak
releaserıliisserbest bırakmak
remainrimeynkalmak
rememberrimembırhatırlamak
remindrimayndhatırlatmak
removerimuvçıkarmak/temizlemek
repairripeyırtamir etmek
repeatrıpiittamir etmek
replaceripıleyseski yerine koymak
replyreplaykarşılık vermek
reportreporthaber vermek
reproducerepıroduysüretmek
requestrekuestrica etmek
rescuereskukurtarmak
retireritayıremekli olmak
returnritörndönmek/geri vermek
riskrisk almakrisk
rockraksallamak
rollrolyuvarlamak
ruinruyinharab etmek
rulerulhükmetmek
rushraşacele etmek
sailseyılyelken açmak
satisfysatisfayhoşnut etmek
saveseyvkurtarmak
sawsovtestere ile kesmek
scaresıkeyrkorkutmak
scratchsıtreçtırmalamak
screamsıkriimçığlık atmak
screwsıkrivvidalamak
scrubsıkrabfırçalamak/ovalamak
sealsiyılmühürlemek
searchsörçaraştırmak
separatesepereytayırmak
seperatesepıreytayrı
servesörvhizmet etmek
settlesedılyerleşmek
shadeşeydgölgelemek
shareşeyırpaylaşmak
shaveşeyvtraş olmak
shelterbarındırmakşeltır
shockşoakşok etmek
shopşaopalışveriş yapmak
sighsayiç çekmek
signsaynimzalamak
signalsignılişaret vermek
sinsingünah işlemek
singsingşarkı söylemek
skisıkikayak yapmak
skipsıkipzıplamak/sekmek
slapsıleptokatlamak
slipsılipkaymak
slowsılovyavaşlamak
smellsımelkoklamak
smilesımaylgülümsemek
smokesımoksigara içmek
sneezesıniizaksırmak
sniffsınifburnunu çekmek/koklamak
snowsınovkar yağmak
soundsaundses çıkarmak
spellsıpelhecelemek
spillsıpildökmek
spoilsıpoyılberbat etmek
spraysıpreypüskürtmek
staresıteyırdik dik bakmak
startsıtartbaşlamak
staysıteykalmak
steersitiirdümen kullanmak
stepsıtepadım atmak
stopsıtapdurmak
storesıtordepolamak
stretchsıtreçgermek
succeedsaksiidbaşarmak
suffersafırıstırap çekmek
suggestsacesttavsiye etmek
supplysaplaytedarik etmek
supportsaportdesteklemek
supposesapozvarsaymak/zannetmek
surprisesörpraysşaşırmak
suspectsaspektşüphelenmek
suspendsaspendaskıya almak/asmak
switchsıviçdeğiştirmek/düğmeye basmak
Kaynak:
 
Son düzenleme:
talktolkkonuşmak
taptepkullanmak
tasteteysttadına bakmak
teasetiisalay etmek
terrifyterrifayçok korkutmak
thanktenkteşekkür etmek
tietaybağlamak
tiptipbahşiş vermek
touchtaçdokunmak
traintıreyneğitmek
translatetıransleytçeviri
traptıreptuzağa düşürmek
traveltırevılseyahat etmek
troubletırabılrahatsız etmek
trusttırastgüvenmek
trytıraydenemek
turntörndönmek
undressandıressoyunmak
uniteyunitbirleşmek/birleştirmek
unlockanlokkilidini açmak
useyuuskullanmak
visitvisitziyaret etmek
waitveytbeklemek
walkvolkyürümek
wantvantistemek
warmvarmısınmak/heyecanlandırmak
warnvarnuyarmak
washvoşyıkamak
wasteveystziyan etmek
watchvoçseyretmek
watervatırsulamak
waveveyvsallamak/sallanmak
welcomevelkamhoş karşılamak
whispervispırfısıldamak
winkvinkgöz kırpmak
wipevaypsilmek
wishvişdilemek
wondervandırhayret etmek
workvö:kçalışmak
worryvöriendişelenmek
writeraytyazmak
yellyellhaykırmak
zipzipfermuar açmak/kapamak
zoomzuumzum yapmak (yakınlaştırmak)
Kaynak:
 
Son düzenleme:
İngilizce’de en çok kullanılan kelimeler - isimler

air (hava)

animal (hayvan),

answer (cevap),

apple (elma),

baby (bebek),

bag (çanta),

bank (banka),

beauty (güzellik),

belief (inanç),

bird (kuş),

body (vücut),

book (kitap),

box (kutu),

boy (oğlan çocuğu),

bread (ekmek),

brother (erkek kardeş),

building (bina),

bus (otobüs),

car (araba),

card (kart)

case (durum, kap)

cat (kedi),

chair (sandalye),

cheese (peynir),

child (çocuk),

city (şehir),

coffee (kahve),

company (şirket)

computer (bilgisayar),

country (ülke),

damage (zarar),

daughter (kız evlat),

day (gün)

doctor (doktor),

dog (köpek),

door (kapı),

eye (göz),

face (yüz, çehre),

fact (gerçek)

family (aile),

father (baba),

fear (korku),

feeling (his)

fish (balık),

flower (çiçek),

food (yiyecek)

forest (orman),

freedom (özgürlük),

friend (arkadaş),

fun (eğlence),

game (oyun),

garden (bahçe),

girl (kız),

glass (bardak),

government (hükümet)

guy (adam, herif)

hair (saç)

hand (el),

head (kafa, baş),

health (sağlık)

heart (kalp),

help (yardım),

home (ev)

hospital (hastane),

hour (saat)

house (ev),

idea (fikir),

information (bilgi),

job (meslek, iş)

key (anahtar),

kid (çocuk),

lake (göl),

leg (bacak)

life (hayat),

line (çizgi, hat, sıra)

love (sevgi)

man (adam),

meat (et),

member (üye)

milk (süt),

mobile phone (cep telefonu),

money (para)

mother (anne),

Kaynak:

 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Ali_Adana
İngilizce’de en çok kullanılan kelimeler - İsimler

name (isim)

news (haber),

number (sayı)

nurse (hemşire),

office (ofis)

paper (kağıt)

parents (anne ve baba),

part (parça, bölüm)

pen (kalem),

people (halk, kişiler)

person (kişi),

picture (resim),

place (yer),

plane (uçak),

plant (bitki),

point (nokta, amaç)

police (polis),

power (güç)

problem (problem, sorun),

question (soru),

rain (yağmur),

room (oda),

school (okul),

sea (deniz),

sister (kız kardeş)

son (erkek evlat)

star (yıldız),

student (öğrenci),

sun (güneş),

table (masa),

tea (çay),

thing (şey, nesne),

time (zaman)

traffic (trafik) ,

tree (ağaç),

war (savaş)

water (su),

way (yol)

weather (hava)

window (pencere),

woman (kadın),

word (kelime, söz),

world (dünya),

year (yıl)

Kaynak:
 
İngilizce’de en çok kullanılan sıfatlar
İngilizcede En Çok Kullanılan SıfatlarTürkçe Karşılıkları
ActiveAktif
AliveCanlı
AloneYalnız
ApparentAçık, Belli
VariousÇeşitli
ArrogantKibirli
AttractiveGöz Alıcı
AvailableMevcut, Geçerli
BadKötü, Fena
BasicTemel
BeautifulGüzel
BestEn İyi
BetterDaha İyi
BigBüyük
BitterKeskin
BlackSiyah
BlueMavi
BoastfulÖvüngen
BoredSıkıcı
BoringSıkıcı
BrightParlak
BroadGeniş
BusyMeşgul
CapableYetkin
CentralMerkezi
CentralMerkezi Orta
CertainBelirli, Kesin
CheapUcuz
ChubbyTombul
ClearTemiz
CloseYakın
CloudyBulanık
ColdSoğuk, Üşümüş
ColorfulRenkli
ComfortableKonforlu, Rahat
CommonYaygın, Genel
ComplexKarışık
CrookedEğri
CruelAcımasız
CulturalKültürel
CurrentGeçerli, Şimdiki
CuteSevimli
CynicalEleştirel
DangerousTehlikeli
DarkKoyu
DeadÖlü, Cansız
DeafeningSağır Eden
DeepDerin
DeliciousLezzetli
DemocraticDemokratik
DifferentFarklı
DifficultZor
DirtyKirli
DishonestDürüst Olmayan
DryKuru
EarlyErken
EasyKolay
EconomicEkonomik
EmptyBoş
EntireTüm, Bütün
EnvironmentalÇevresel
ExcitedHeyecanlı
ExpensivePahalı
FaintSönük
FalseSahte/ Yanlış
FancySüslü
FarUzak
FastHızlı
FatŞişman
FederalFederal
FewAz
FilthyPis
FinalFinal, Son, Nihai
FinancialFinansal
Fineİnce, İyi, Güzel
FlatDüz
ForeignYabancı, Dış
FreeÜcretsiz, Özgür
FreshTaze
FullTam, Dolu
GeneralGenel
GenerousCömert
GleamingParlayan
GloomyKasvetli
Goodİyi
GreasyYağlı
GreatBüyük, Harika
GreenYeşil
HandsomeYakışıklı
HappyMutlu
HardZor
HeavyAğır
HighYüksek, Üst
HissingIslıklayarak
HollowÇukur
HotSıcak, Ateşli
HugeKocaman, Dev Gibi
Humanİnsani
HushedSessiz
IcyBuz Gibi
ImpoliteKaba
ImportantÖnemli
InconsiderateEmpati Yoksunu
IntelligentZeki
Interestingİlginç
InternationalUluslararası
JuicySulu
LargeGeniş, İri
LateGeç
LeftSol, Soldaki, Atık
LegalYasal
LightHafif
LikelyOlası, Muhtemel
LittleAz, Ufak
LocalYerel
LongUzun
LooseBol
LoudYüksek Ses
LowDüşük, Alçak
LuckyŞanslı
MagnificientGörkemli
MainAna, Esas, Başlıca
MajorBüyük, Önemli
ManyÇok
MeanAcımasız
MedicalTedavi Edici, Tıbbi
MilitaryAskeri
Moaningİnleten
MotionlessParıldayan
MuteSessiz
NarrowDar
NastyÇirkin
NationalUlusal
NaturalDoğal
NearYakın
NewYeni
NiceHoş, Kibar
NoisyGürültülü
OldYaşlı, Eski
OnlySadece, Yalnız
OpenAçık, Serbest
OtherBaşka, Öteki
PastGeçen, Geçmiş
PersonalKişisel, Özel, Şahsi
PhysicalFiziksel, Fiziki
PleasantHoş
PoliticalPolitik
PoorFakir
PopularPopüler
PossibleMümkün, Olası
PreciousDeğerli
PrivateÖzel, Gizli
PublicKamu, Halk
QuaintTuhaf
QuietSessiz
RaspyKulak Tırmalayıcı
ReadyHazır
RealGerçek, Asıl
RecentSon, Yeni
RedKırmızı
ReligiousDini
RichZengin
RightSağ, Haklı, Doğru
RipeOlgun
RoundYuvarlak
SadMutsuz
SafeGüvenli
SaltyTuzlu
SeriousCiddi
ShallowSığ
ShinyParlak
ShortKısa
ShrillKulak Tırmalayıcı
SignificantÖnemli, Anlamlı
SilentSesli
SimilarBenzer
SimpleBasit, Kolay
SingleTek, Tek Kişilik
SkinnyInce
SlimInce
SlowYavaş
SmallKüçük, Ufak
SmoggySisli
SocialSosyal
SoftAlçak Ses
SourEkşi
SpecialÖzel
SpicyBaharatlı
SpotlessTertemiz
SquareKare
StaleBayat
SteepDik
StormyFırtınalı
StraightDüz
StrongGüçlü, Kuvvetli
StupidAptal
SureEmin, Kesin
SweetTatlı
TastelessTatsız
ThickKalın
Thinİnce
ThoughtlessDüşüncesiz
TightSıkı
TraditionalGeleneksel
TrueGerçek, Doğru
UglyÇirkin
UnhappyMutsuz
UnimportantÖnemsiz
UnluckyŞanssız
VainBeyhude
WeakGüçsüz
WhiteBeyaz
WholeBütün, Tüm
WideGeniş
YoungGenç
Kaynak:
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: HasanTürk
İngilizce kalıp cümleler
  • Here you are - Buyurun
  • Help yourself - Keyfinize bakın
  • That’s all - Bu kadar
  • What’s up? - Naber?
  • Go ahead - Devam et
  • Speak up - Konuş gitsin
  • Line up - Sıraya girin
  • What is the matter? - Sorun nedir?
  • Long time no talk - Konuşmayalı uzun zaman oldu
  • After you - Önden buyurun
  • Good luck - İyi şanslar
  • It’s up to you - Sana kalmış
  • It depends on you - Bu sana bağlı
  • You are welcome - Rica ederim
  • This way - Buradan (yol tarifinde kullanılır)
  • Try again - Tekrar deneyin
  • Hurry up - Acele edin
  • Excuse me? - Bakar mısınız?
  • It is beyond me - Bu beni aşar
  • Have fun - İyi eğlenceler
  • Urgent calls only - Sadece acil aramalar
  • Battery about to die - Pil bitmek üzere
  • Bye for now - Şimdilik hoşça kal
  • My battery is low - Şarjım az kaldı
  • Everything is OK (okay) - Her şey yolunda
İngilizce olumlu cümleler:
  • I am at home - Evdeyim
  • Did you sleep - Uyudun mu?
  • I will go back - Geri döneceğim
  • She has lived in London for eight years - O sekiz yıldır Londra’da yaşıyor
  • The baby has been crying for an hour - Bebek bir saattir ağlıyor
  • Where have you been? - Nerelerdeydin?
  • I hate him - Ondan nefret ediyorum
  • You are so tired - Çok yorgunsun
  • I’ve missed the train - Treni kaçırdım
  • We are calling him now - Şu an onu arıyoruz
  • The car stopped - Araba durdu
  • What is your profession? - Mesleğiniz nedir?
  • It is forbidden to enter here - Buraya girmek yasak
  • We are going to go to the hospital tomorrow - Yarın hastaneye gideceğiz
  • Do you like shopping? - Alışveriş yapmayı sever misin?
  • Let’s talk in English - Haydi İngilizce konuşalım
  • Only God can judge me - Beni sadece Tanrı yargılayabilir
İngilizce olumsuz cümleler:
  • I don’t hate him - Ondan nefret etmiyorum
  • She couldn’t swim in the deep sea - O derin denizde yüzemezdi
  • Don’t judge me - Beni yargılama
  • They won’t come back - Geri gelmeyecekler
  • He also don’t want to work here - O da burada çalışmak istemiyor
  • Aren’t you sure? - Emin değil misin?
  • It is not forbidden to smoke here - Burada sigara içmek yasak değil
  • Won’t we go there together? - Oraya birlikte gitmeyecek miyiz?
  • He can’t do this job - O bu işi yapamaz
  • Why don’t you like them? - Onları neden sevmiyorsun?
  • Isn’t it yours? - Bu senin değil mi?
  • She won’t want to stay here - O burada kalmak istemeyecek
  • I no longer live in Akyaka - Artık Akyaka’da yaşamıyorum
  • İzmir isn’t bigger than Istanbul - İzmir, İstanbul’dan daha büyük değil
  • Don’t forget me please - Beni unutma lütfen
  • They don’t eat meat - Et yemiyorlar
  • I don’t do like this job - Bu işi sevmiyorum
Kaynak:
 
Günlük Yaşamda Kullanılan Pratik Cümleler:
  • Merhaba: Hi, Hello
  • Nasılsın?: How are you?
  • Ben de iyiyim: I’m good too
  • Teşekkür ederim: Thank you
  • Rica ederim: You’re welcome
  • Lütfen: Please
  • Özür dilerim: I apologize
  • Affedersin: Sorry
  • Problem değil: No problem
  • Ne demek: You’re welcome
  • Görüşmek üzere: Goodbye, See you later
  • Hoşçakal: Bye
Alışverişte Kullanılan Pratik Cümleler:
  • Ne kadar?: How much is this?
  • Daha ucuzu var mı?: Do you have anything cheaper?
  • Bunu deneyebilir miyim?: Can I try this on?
  • Bunu alacağım: I’ll take this
  • Başka bir şey var mı?: Is there anything else?
  • Kredi kartı kabul ediyor musunuz?: Do you accept credit cards?
Restoranda Kullanılan Pratik Cümleler:
  • Bir masa alabilir miyim?: Can I have a table for two?
  • Menü alabilir miyim?: Can I have a menu please?
  • Ne tavsiye edersiniz?: What do you recommend?
  • Hesabı alabilir miyim?: Can I have the bill please?
  • Hesabı bölebilir miyiz?: Can we split the bill?
Yolda Kullanılan Pratik Cümleler:
  • Tuvalet nerede?: Where is the toilet?
  • Tren istasyonu nerede?: Where is the train station?
  • Havaalanına nasıl gidebilirim?: How can I get to the airport?
  • Bana yardım edebilir misiniz?: Can you help me?
  • Yolunu kaybettim: I’m lost
Sosyal Hayatta Kullanılan Pratik Cümleler:
  • Tanıştığımıza memnun oldum: Nice to meet you
  • Adınız ne?: What’s your name?
  • Nerede yaşıyorsun?: Where do you live?
  • Ne iş yapıyorsun?: What do you do for a living?
  • Hafta sonu planların neler?: What are your plans for the weekend?
 
  • Beğen
Tepkiler: HasanTürk
Can you can a can with a can?
(Bir teneke ile konserve kutusu yapabilirmisiniz?)

“can” teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 66 sonuç​

KategoriİngilizceTürkçe
1Genel i.
2Genel i.
3Genel i.
4Genel i.
5Genel i.
6Genel i.
7Genel i.
8Genel i.
9Genel i.
10Genel i.
11Genel i.
12Genel i.
13Genel i.
14Genel i.
15Genel i.
16Genel i.
17Genel i.
18Genel f.
19Genel f.
20Genel f.
21Genel f.
22Genel f.
 
Son düzenleme:

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular