Alaeddin Cami, Niğde sancak beyi Ziynettin Beşare tarafından 1223 yılında yaptırılmıştır.
Kitabesine göre yapının mimarları, Üstad Sıddık ve kardeşi Gazi’dir. İnşa kitabesinde ise Müstenireddin adı geçmektedir, bu kişinin caminin inşaatından sorumlu yapım yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. İnşa kitabesinde, “İslamın ve Müslümanların yardımcısı, dinin ve dünyanın gelişmesine yardım eden, Arap ve Acem sultanlarının efendisi, meliklerin meliki, şahların şahı, büyük sultan Keyhüsrev’in oğlu Keykubad’ın hükümdarlığı zamanında, Allah’ın merhametine ve yardımına muhtaç zayıf kul Abdullah’ın oğlu Beşare …” bilgisiyle caminin 1223 yılında I. Alâeddin Keykubad (1220-1237) döneminde Emîr-î Ahur Abdullah oğlu Zeyneddin Beşare Bey’in Müstenireddin’e inşa ettirmesini emrettiği okunmaktadır.
Bazı onarımlar geçiren cami iki kapılıdır. Doğuya bakan kapı üzerinde yaz aylarında 09:30 – 11:00 saatleri arasında oluşan gölge, “Taçlı Kadın Başı” silüetini ortaya çıkarmaktadır. Efsaneye göre yapının ustası, âşık olduğu ve hiç evlenemeyeceğini bildiği Niğde Sancak beyinin kızına duyduğu aşkı sonsuza dek yaşatmak için kapı süslemesindeki taşa resmetmiştir.
Mimarisi
Tamamı düzgün kesme taştan yapılmış olan cami, doğu yönünde yan tarafa alınmış âbidevî cümle kapısıyla dikkati çeker. Yapının yüksekliğini aşan ve tamamen geometrik motiflerle süslenmiş olan bu kapıdan başka kuzey yönünde, minarenin alt köşesinde klasik Selçuklu nişi şeklinde ikinci bir kapı daha bulunmaktadır. Biraz yüksekte olan bu kapı, ahşap hatıllı özel bir mahfile açılmaktadır. Bu unsur Anadolu Türk mimarisinde camilerde görülen (Sultanbey mahfili gibi) özel mahfillerin erken örnekleri arasındadır. Silindir biçimindeki minare, iki renkli kesme taşlardan yapılmış orijinal Selçuklu sanatı örneklerindendir.
Caminin ön bölümü, mihrap duvarı boyunca çapları, yükseklikleri ve şekilleri birbirinden farklı yan yana üç kubbe ile örtülüdür. Bu bölüm, kalın ve kademeli silmelere sahip üç geniş kemerle kuzeydeki bölümlerden ayrılmakta ve mihrap önünde enine gelişen bir ana mekân meydana getirmektedir. Diğer bölümler, caminin merkezindeki küçük bir iç avlunun etrafında yer alan mihrap duvarına dik tonozlarla örtülmüş bulunan üç nef biçiminde görülebilir. Ancak, bu yapıda mihrap duvarına dik, derinliğine bir gelişme söz konusu değildir. Büyük Selçuklu cami mimarisinin izlerini taşıyan bir planlama, enine gelişen mihrap önü kubbeli cami planıyla birlikte bir deneme mahiyetinde ele alınmış olmalıdır. Bu durum, yapının Anadolu Türk mimarisinin gelişme çizgisi içindeki önemini arttıran bir özellik olarak ele alınmalıdır. Mihrap ve minber taştandır.
Kaynaklar
Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü