Osmaniye Kadirli İlçesi

HasanTürk

Moderatör
Moderatör
Osmaniye Kadirli ilçesi

İlçe 1 belediye ve 60 köyden meydana gelmiş, Osmaniye’nin en büyük ilçesidir.(Nüfus: 116.951) Merkez, ilçenin orta kısmında yer alırken, Sumbas İlçesinin kurulmasıyla ilçenin batı kısmında kalmıştır. Köylerin çoğunluğu merkezin güneyindeki ovalık kesimde, daha az bir kısmı ise kuzeyindeki dağlık kesimde yerleşmiştir.
İlçe merkezini oluşturan belediye 1067 hektar alan üzerindeki 20 mahalleden meydana gelmiştir.
İlçeye bağlı ovalık köylerde yerleşim toplu, dağlık kesimlerde ise son derece dağınıktır. İlçeye bağlı altmış köy, merkezleri dahil yüz yetmiş dört üniteden meydana gelmektedir. Resmen mahalle olmuş yerleşimlerin yanında, fiilen oluşmuş mahallelerle bu sayı daha da artmaktadır. Bu dağınıklık önemli yönetsel güçlükler meydana getirdiği gibi, kamu hizmetlerinde de büyük israfa ve verimsizliğe yol açmaktadır.
Kadirli İlçesi çok eski çağlardan beri çeşitli uygarlıkların yaşamış olduğu Çukurova’da kurulmuş olup, ilçenin tarihi ana hatları ile bu bölgenin tarihi ile paralellik arz eder.
Aslantaş Baraj gölü kıyısında bulunan Domuztepe’ deki çağa (cilalıtaş devri MÖ 7000- 6000), son kalkolitik çağa ve ilk tunç çağına (MÖ 4000-3000) ait kalıntılar ile Kadirli-Kozan arasındaki Tırmıl Höyüğü, yörede bu dönemlerde insan toplum yaşantısının olduğunu göstermektedir.
İlçenin bulunduğu coğrafi alanda tarih boyunca sırasıyla Kızzuvatna Krallığı, Hititler, Asurlar, Klikyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Büyük Selçuklular, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar belli başlı uygarlıkları oluşturmuşlardır. Kadirli ara dönemlerde fazla sayıda el değiştirmelere konu olmuştur. Adanaovası Hükümdarı Asativatas MÖ 800 yıllarında ilçeye bağlı Karatepe-Aslantaş’ ta bir uç kale kurmuştur.
Romalılar döneminde FLAVİOPOLİS adı ile görkemli bir kent olan Kadirli’de bu dönemi belgeleyen eserler bulunmaktadır. Bunlar İmparator Hadrianus’ un (MS 117-1389) anıtsal tunç heykeli, bugün şehrin altında kalmış bulunan 6-7 dönümlük alana yerleşik Roma Hamamı, MS 5. Yüzyıla ait bir Roma Bazilikası olan Ala cami ve yakın çevredeki birçok diğer eser ve anıtlardır.
Bölgeye 7. Yüzyılda ilk Müslüman orduları, ve dönemlerinde de Türkler girmişlerdir. 1515 ile Padişah Yavuz Sultan Selim, Kadirli’yi Osmanlı topraklarına katmıştır. Osmanlı döneminde Maraş Beylerbeyliğine bağlı bir sancak (Kars-ı Maraş, Kars-ı Zül Kadriyye) olan Kadirli 1865 yılına kadar Mütesellilikle idare edilmiş, 1865 yılında ilçe haline getirilmiş ve 1872 yılında merkezde belediye kurulmuştur. Şehre Osmanlı döneminde “ Kars-ak-eli”, Pazaryeri” ve “Kars Pazarı” gibi değişik adlar verilmiş, İlçe 1928 yılında KADİRLİ adını almıştır.
Kadirli 1. Dünya Savaşı sonunda 14 Mart 1919 da Ermeni ve Fransızlar tarafından işgal edilmiş; 7 mart 1920 de ise düşman işgalinden kurtarılmıştır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Kadirli Nüfusu - Osmaniye​

KADİRLİNüfus: 127.004

Kadirli nüfusu 2022 yılına göre 127.004.

Bu nüfus, 63.553 erkek ve 63.451 kadından oluşmaktadır.
Yüzde

Yıllara Göre Kadirli Nüfusu​

YılKadirli NüfusuErkek NüfusuKadın Nüfusu
2022127.00463.55363.451
2021126.94163.61563.326
2020127.41663.72363.693
2019125.08362.65862.425
2018124.05362.01762.036
2017123.14461.61161.533
2016122.07861.29460.784
2015119.85759.93459.923
2014119.04759.61359.434
2013118.11959.05159.068
2012117.12458.37458.750
2011116.64458.17358.471
2010115.88057.67958.201
2009114.47657.06957.407
2008113.23656.09457.142
2007111.45554.98756.468
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet80

Kokar Kaplıcası​

Osmaniye ili, Kadirli İlçesi’nin Koçlu köyü sınırlarındaki Kokar Kaplıcası İlçe merkezine 15 kilometre mesafede yer almaktadır. Kaplıcaya asfalt yol ile ulaşım mümkündür. Kaplıca çevresinde herhangi bir otel veya konaklama tesisi bulunmaması olumsuz yönlerinden bir tanesidir. Daha çok yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılan Kokar’a yağışsız havalarda gelip kamp yapabilirsiniz. Yaz kış 25°C olan suyundaki kükürt oranının yüksekliği nedeniyle kendine has bir kokusu bulunmaktadır. Bu kokudan dolayı halk arasında; ‘Kokar’ olarak adlandırılmaktadır. Kokar kaplıcasının sedef hastalıkları, egzema, mantar, vitiligo, böbrek ve safra kesesi taşları, şeker hastalığı, cilt hastalıkları gibi hastalıklara şifa olduğu söylenmektedir
images - 2024-02-19T192446.441
 
Kadirli Ala Cami
Kadirli merkezinde bulunan cami, Roma, Bizans ve Türk medeniyetlerini bir arada yaşatan bir özelliğe sahiptir.2. asrın başlarında Romalılar tarafından bir manastır olarak yapılmıştır. 5.asrın başlarında bir kilise ilave edilmiştir. Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey’in oğlu sarı Kaplan namıyla anılan Kasım Bey, bu kiliseyi babası adına camiye çevirerek buraya “Alaüddevle Mescidi” adını vermiştir. Caminin üzerini de kurşunla kaplamıştır. (1480–1490)1865’ten 1921’e kadar aralıksız cami ve medrese olarak hizmet vermiştir. Yapının içindeki odalarda ise köyden gelen öğrenciler yatılı olarak kalmışlardır.1563 yılında tutulan Kars-zül Kadiriye Sancak defterinde Ala Cami civarındaki mahalle “ Ala Mescit Mahallesi” olarak geçmektedir.
images (32)


images (31)


images (30)


Kadirli_Ala_Mosque


images (29)
 
Hasan Dede Türbesi (Kadirli)

Osmaniye ili Kadirli ilçesi, İlbastı Köyü’nün güneybatısında mezarlık içerisinde bulunan bu türbesinin kapısı üzerinde 1990 yılında konulmuş kitabede “Hasan Dede Türbesi 1365-1440” yazısı bulunmaktadır. Bu kitabenin hangi kaynağa dayanarak yazıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkla bu tarih 1325 olmalıdır. Türbe 1960 yılında Hüseyin Pınarbaşı tarafından onarılmıştır.

Hasan Dede’nin kim olduğu konusunda bilgi bulunmamaktadır. Yöre halkının inanışına göre Hasan dede, Hoca Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiği müritlerindendir. Onunla ilgili anlatılan bir söylenceye göre;

Hasan Dede çobanlık yapmaktaymış. Halk, çevredeki bir değirmene uzakça bir yerden değirmen taşı getirmek istemiş, fakat taşı bir türlü yerinden oynatamamış. Bu durumu gören Hasan Dede, değirmen taşını götürebileceğini söylemiş. Yirmi otuz kişilik köylü grubu ise Hasan Dede’nin bu teklifiyle alay ederek evlerine dağılmıştır. Hasan Dede ise bunlara aldırmaz ve “Gel taşım, gel taşım” diyerek yola düşmüş. Taş da arkasından yuvarlanarak gelmiştir. Bu olaydan sonra Hasan Dede hırkasını taşın başına bırakarak kaybolmuştur. Hırkasının bulunduğu yere halk tarafından bu türbe yapılmıştır.

Türbe 5 m. çapında yuvarlak planlıdır. Üzeri kubbe ile örtülmüştür. Yapı malzemesi kaba taştan olup, üzeri sıva ile örtülmüştür. Dış ve iç mekânlar sıva ile örtülü olduğundan bunların altında bezemelerin olup olmadığı bilinmemektedir. Kuzeybatı yönünden iki basamaklı merdivenle çıkılan türbenin yuvarlak kemerli ahşap bir kapısı bulunmaktadır. Türbenin içerisi delik şeklinde bir pencere ile aydınlatılmıştır.

Türbe içerisinde ahşap bir sanduka bulunmaktadır.
images (52)


images (51)
 
Son düzenleme:
Kum Kalesi; Osmaniye’nin Kadirli İlçesi sınırları içerisinde Karatepe-Aslantaş’ ın 2 km. kuzeyinde, Ceyhan Irmağı sahilinden 200 m. uzaklıktaki kayalık bir taraçanın üzerinde kurulmuştu.

Kale, güney ovalardan orta Anadolu’ya giden Akyol denen kervan yolu ve doğu – batı yönündeki diğer bir yolun kesiştiği yerdedir. Kum Kalesi üç katlı yüksek bir donjon ve batı tarafına yerleştirilmiş köşeleri yuvarlak kulelerle donanmış dikdörtgen bir avludan oluşur. 1978 yılında İstanbul Üniversite’sinden bir ekiple burada kurtarma kazısı yapılmış, M.S. 11. ve 12. yüzyıllara, en son 13. yüzyıla ait çanak çömlek parçaları bulunmuştur.

Ekli dosyayı görüntüle 9537

Baraj suyu altında kalmaması için kalenin uygun bir yere taşınması olanakları Üniversiteler ve Bakanlıklar arası bir komisyon tarafından araştırılmıştır. Ancak taş kaplı duvarların içi moloz taşlarıyla doldurulmuş olduğundan, kalenin böyle bir nakilde özelliğini kaybedeceği için buna olanak bulunamamıştır. Bu nedenle kaleyi kurtarmak mümkün olmamıştır. Ancak baraj suyunun çok alçaldığı nadir zamanlarda kalenin dendaneleri görülebilir.

Anadolu; iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuş; birçok devlet bu topraklara sahip olmak için birbirleriyle savaşmışlardır. Bu nedenle Anadolu pek çok istila ve savaşlara şahit olmuştur. Tarihin akışı içerisinde Hititler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizans ve Türkler Anadolu’ya sahip olmuşlardır.
Binlerce yıl yerleşim görmüş olan Osmaniye, birçok medeniyetten izler taşımaktadır. Bu izler arasında kalelerde önemli bir yer tutmaktadır. Osmaniye İl Sınırları içerisinde yer alan kaleleri şöyle, “Toprakkale Kalesi, Hemite Kalesi, Harun Reşit Kalesi, Çardak Kalesi, Savranda Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi” sıralayabiliriz.
KAYNAK. OsmaniyeValiligi
 
Osmaniye’de yer alan ve Flaviopolis Antik Kenti’nde bulunan Nereidler ve Kassiopeia mozaiği, Roma villasının iç avlusunu süslüyordu.

Fl1-768x512


2018-2019 yıllarında yapılan kurtarma kazılarında ortaya çıkarılan mozaik, MS 3.-4. yüzyıllara tarihleniyor.

Yaklaşık 17 metrekarelik bir alanı kaplayan kompozisyonu, geometrik motiflerin yer aldığı bir bordür çerçeveliyor. Sahnede soldan sağa doğru 2 mitolojik deniz yaratığı üzerinde Nereidler betimleniyor. Nereidlerin üzerinde Grekçe “İksaropieh” (XAPOΠH) ve “Terpiomeneh” (TEPΠOMENH) isimleri yazılı. Başının her iki yanında Treitonis (TPEITШNIC) yazısı yer alan üçüncü Nereid figürü ise bu iki figüre doğru denizin karşısından gelirken tasvir ediliyor
Fl2-768x512


Diğer sahnede ise Kassiopeia, dağınık saçlı, başları üzerinde ıstakoz kıskacı bulunan üst kısmı insan, alt kısmı at bacaklı, balık kuyruklu mitolojik deniz yaratıkları olan tritonların ortasında, istiridye kabuğunun içerisinde cepheden betimleniyor. Başının üst kısmında Kassiopeia (KACCIEΠIA) yazıyor. Sahnenin alt kısmında elinde tuttuğu aynayı Kassiopeia’ya uzatan Eros bulunuyor.

Mitolojiye göre kibirliliği ile ünlenen Kassiopeia, kendisinin deniz perileri Nereid’lerden daha güzel olduğunu iddia eder ve Nereidlerle Kassiopeia arasında bir güzellik yarışması düzenlenir. Yarışmayı Kassiopeia kazanır. Ancak bu olay Tanrı Poseidon’u kızdırır ve Kassiopeia’nın ülkesini sular altında bırakarak kızı Andromeda’ya zarar verecek bir yaratık gönderir. Mozaikte Kassiopeia’nın iki Triton tarafından bir istiridye kabuğu içinde gezdirilmesi ve başında bir taç, boynunda iri taşlardan bir gerdanlığın olması yarışmayı kazandığının kanıtları olarak yer alıyor.

Konu itibariyle “Kassiopeia ile Nereidlerin Güzellik Yarışması”nı anlatan bu mozaik, çok nadir bir betimleme olması açısından oldukça önemli.

MS 73 yılında Roma imparatoru Vespasianus tarafından kurulan Flaviopolis, Kilikya Pedias’ın önemli kentlerindendi. Günümüzde tamamen modern yerleşimin altında kalmış durumdaki antik kentte, Osmaniye Müzesi Müdürlüğü’nce 2018-2020 yılları arasında yürütülen kurtarma kazıları sırasında Flaviopolis’in ilk mozaikleri ve kalıntıları ortaya çıkarıldı. Flaviopolis Evi’nin iç atriumu, ziyafet salonu ve bir odası, mitolojik sahneler, evcil-yabani hayvan betimlemeleri, mevsimlerin kişileştirmeleri ve geometrik motiflerin yer aldığı mozaiklerle kaplı. Mozaikleri; mimari kalıntılar, küçük buluntular ve sikkeler ışığında MS 3. yüzyılın sonu 4. yüzyılın başına tarihlemek mümkün.
KAYNAK arkeofili.
 

Ekli dosyalar

  • Fl3-768x512.jpg
    Fl3-768x512.jpg
    113.2 KB · Görüntüleme: 1
Osmaniye’nin turp üretimiyle bilinen ilçesi Kadirli’de inşaat kazısı sırasında ortaya çıkan taban mozaiklerinin birinde turp figürü bulundu.
Ekli dosyayı görüntüle 37133

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, 2015’te bir inşaat firmasının yapmayı planladığı bina inşaatın temel kazısı sırasında taban mozaikleri bulundu. Bölge 3. derece sit alanı ilan edildi. Daha sonra inşaat çalışması durduruldu ve bölge koruma altına alındı
Geçen yıl kasımda başlanan kurtarma kazısı çalışmalarında ortaya çıkarılan bir mozaikte ise turp figürüne rastlandı.
Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürü Burhan Torun, Türkiye’nin turp üretiminin yüzde 70-80’ini karşılayan Kadirli ile özdeşleşen bir ürüne mozaikte rastlanmasının önemli olduğunu söyledi.
Mozaiklerin milattan sonra 1. veya 2. yüzyıl Roma dönemine ait olduğunu belirten Torun, “Burada Zeugma ile eş değer mitolojik karakterlere rastlıyoruz. Kadirli’nin tarihine ışık tutacak bir çalışma” dedi.
Ekli dosyayı görüntüle 37134

Kaynak Arkeofili
 

Osmaniye’de temel kazısında bulunan Roma dönemi mozaikleri gün yüzüne çıkarılıyor​

Kadirli ilçesinde, Roma dönemine ait villanın temelindeki taban mozaiklerinde hayvan motiflerinin yanı sıra mevsim tasvirleri ve çeşitli mitolojik karakterler yer alıyor.​

Osmaniye - 25.06.2024​

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, temel kazısı sırasında bulunan Roma dönemine ait taban mozaiklerinin gün yüzüne çıkarılması için çalışma yapılıyor.

Dere Mahallesi’nde 2015 yılında bir inşaatın temel kazısında mozaiklere rastlanılması üzerine bölge 2018’de sit alanı ilan edildi.

Pars, kaplan gibi hayvan motiflerinin gün yüzüne çıkarıldığı bölgede İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü öncülüğünde çalışmalar sürüyor.

Roma dönemine ait villanın temelinde ekipler, mevsim tasvirleri ve çeşitli mitolojik karakterlerin yer aldığı taban mozaiklerini de gün yüzüne çıkarmak için çalışıyor.

“Zeugma’ya eş değer kalitede bir mozaikli taban alanı”​

İl Kültür ve Turizm Müdürü Burhan Torun, AA muhabirine, Roma döneminde manastır olarak kullanılan Ala Camisi yakınındaki moazikli alanda ekiplerin çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.

İlk etap çalışmalarında hayvan figürlerinin yer aldığı mozaiklerin gün yüzüne çıkarıldığını belirten Torun, şöyle devam etti:

“Daha sonraki süreçte de mevsim tasvirlerinin olduğu mozaikli alanımız çıkmıştı. Hassas bölgeye yani 2 metre derinliğe inene kadar işçilerimizle yürüttüğümüz çalışmalardan sonra arkeolog ve uzmanlarımızın da devreye girmesiyle burada Aeneas’ın, yani Truva’dan çıkıp İtalya’ya gidip Roma’yı kuran kişi, Roma’nın kurucusu karakteriyle birlikte onun hemen yanında Dido’ya (Kartaca kraliçesi) rastlamış bulunmaktayız. Bu da Gaziantep’teki Zeugma’nın hem dönemsel olarak yakın, erkencil dönem olması hem kullanılan işçiliğin kalitesinin yüksek olması mozaiklerde yeri geldiği yerlerde mavi ve sarı renklerin cam olarak kullanılması, bunlar neredeyse Zeugma’ya eş değer kalitede bir mozaikli taban alanı olduğunu göstermekte.”

Torun, bölgede Roma dönemine ait taban mozaiklerinin bulunduğu villa kalıntısının devamında su kanallarının da yer aldığını söyledi.

Bölgede mezar steli ile bir ocağın da tespit edildiğini anlatan Torun, "Burada milattan sonra 5. ve 6. yüzyılda da devşirme usulü başka yapıların da yapıldığı ortaya çıkmış görünüyor. " diye konuştu.

Torun, yaklaşık 17 metrekarelik alanda bulunan mozaiklerin devamının olduğuna dair emarelere rastlanıldığını, bu nedenle alanı genişleterek çalışmaları sürdürmek istediklerini belirtti.

Mozaikli alanın kentin turizmine katkı noktasında da önemli olduğunu anlatan Torun, “Roma dönemi, Flavyapolis kenti döneminde manastır olarak kullanılan Ala Camisi buraya yaklaşık 200 metre mesafede. Yerli ve yabancı ziyaretçilerimizi bu mozaikli taban alanımıza ve Ala Camimize bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
görüntü


görüntü


görüntü


görüntü


görüntü

Anadolu Ajansı​

 
  • Beğen
Tepkiler: Rafet

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular