Bu Siteyi Ziyaret Etmek İçin Lütfen Tarayıcınızda JavaScript'i Etkinleştirin.

Süper İnsan Olmak İster Misiniz? | WowTurkey Kaliteli Genel Forum Sitesi Bilgi Resim Ulaşım

Süper İnsan Olmak İster Misiniz?

turgutkuzan

Paylaşımcı Üye
Süper İnsan Olmak İster Misiniz?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Kendimizi tanımak, insanlarla SAĞLIKLI ilişkiler kurabilmek, düşünce, duygu, davranış arasındaki ilişkileri bilmek ve bu ilişkileri en iyi şekilde uygulayabilmek bizi süper insan konumuna yükseltir. Özellikle düşünce konusunda kuantum düşünce tekniğini benimsemek inancı besler.

Risale-i Nur Külliyatı, Sözler isimli eserin Yirmi Üçüncü Sözünde belirtildiği gibi:

İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir.

Duygu - Düşünce - Davranış kavramları arasında şu BASİT ilişki var :

Duygu duygu oluşturuyor
Duygu düşünce oluşturuyor
Duygu davranış oluşturuyor

Düşünce düşünce oluşturuyor
Düşünce duygu oluşturuyor
Düşünce davranış oluşturuyor

Davranış davranış oluşturuyor
Davranış duygu oluşturuyor
Davranış düşünce oluşturuyor

Özetle söylemek gerekirse bir davranışı kazandırmak veya davranışı anlamak için o davranışla ilgili duygu, düşünce ve davranışı oluşturan diğer davranışı da bilmek gerekiyor.

Bu kavramlar arasındaki ilişkiyi çözebilmek için asgari 50 tane kadar duygunun ne olduğunu NET olarak bilmek gerekir.
Ayrıca duygu ve düşünceleri ayırt edebilmek gerekir.

Davranışı tetikleyen/tetikleyecek hususun duygu mu, düşünce mi yoksa başka bir davranış mı olduğunu bilmek gerekiyor.

Bu başlık altında düşünce, duygu, davranış hakkında bilgiler paylaşarak süper insan olmak için neler yapılabileceğinin anlaşılmasını sağlayacağım.
 
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Düşünce, zihinsel bir süreçtir; zihnin nesneler, olaylar, fikirler, semboller vb. hakkında ürettiği fikirler, imgeler, kavramlar ve yargılardır.

Düşünceler, duyularımız aracılığıyla edindiğimiz bilgiler, deneyimlerimiz, anılarımız ve hayal gücümüz tarafından şekillenir.

Düşünmek, problem çözmek, karar vermek, plan yapmak, öğrenmek ve yaratmak gibi birçok bilişsel yeteneğimizin temelini oluşturur.

Düşüncelerin nasıl sınıflandırıldığına dair farklı yaklaşımlar vardır.

İşte bazı yaygın sınıflandırma yöntemleri ve örnekleri:

1. İçeriklerine Göre Düşünceler:

  • Somut Düşünceler: Gerçek ve fiziksel nesnelerle ilgili düşüncelerdir. Örnek: "Masa", "ağaç", "kedi" gibi nesneler hakkında düşünmek.
  • Soyut Düşünceler: Kavramlar, fikirler ve ilişkiler gibi somut olmayan şeylerle ilgili düşüncelerdir. Örnek: "Adalet", "özgürlük", "aşk" gibi kavramlar hakkında düşünmek.
2. İşlevlerine Göre Düşünceler:

  • Yaratıcı Düşünceler: Yeni fikirler, çözümler veya ürünler üretmeye yönelik düşüncelerdir. Örnek: Bir sanat eseri tasarlamak, bir probleme yeni bir çözüm bulmak.
  • Eleştirel Düşünceler: Bilgileri analiz etme, değerlendirme ve yargılama yeteneğini içeren düşüncelerdir. Örnek: Bir argümanın geçerliliğini değerlendirmek, bir kararın olası sonuçlarını analiz etmek.
  • Problem Çözme Düşünceleri: Bir problemi tanımlama, analiz etme ve çözme sürecini içeren düşüncelerdir. Örnek: Matematik problemi çözmek, bir arızayı gidermek.
  • Karar Verme Düşünceleri: Farklı seçenekler arasından birini seçme sürecini içeren düşüncelerdir. Örnek: Bir iş teklifini kabul etmek, bir tatil yeri seçmek.
3. Yapılarına Göre Düşünceler:

  • Otomatik Düşünceler: Farkında olmadan ve hızlı bir şekilde ortaya çıkan düşüncelerdir. Genellikle duygusal tepkilerle ilişkilidir. Örnek: Bir tehlike anında hissedilen korku düşüncesi.
  • Kontrollü Düşünceler: Bilinçli çaba gerektiren ve daha yavaş gerçekleşen düşüncelerdir. Örnek: Bir makale yazmak, bir proje planlamak.
4. Yönlerine Göre Düşünceler:

  • Geçmişe Yönelik Düşünceler: Geçmişte yaşanan olaylar ve deneyimlerle ilgili düşüncelerdir. Örnek: Bir anıyı hatırlamak, geçmişteki bir hatadan ders çıkarmak.
  • Geleceğe Yönelik Düşünceler: Gelecekte olabilecek olaylar ve olasılıklarla ilgili düşüncelerdir. Örnek: Bir plan yapmak, bir hedef belirlemek.
  • Şimdiki Zamana Yönelik Düşünceler: Şu anda yaşanan durum ve deneyimlerle ilgili düşüncelerdir. Örnek: Bir konuşmayı dinlemek, bir manzarayı izlemek.
Düşünce Türleri ve Örnekleri:

  • Hayaller: Gerçek olmayan, hayali imgeler ve senaryolar. Örnek: Uçmak, ünlü olmak, bir ödül kazanmak.
  • Anılar: Geçmişte yaşanan olayların zihinsel temsilleri. Örnek: Çocukluk anıları, bir tatil anısı.
  • İnançlar: Bir şeyin doğru olduğuna dair kabuller. Örnek: Dini inançlar, bilimsel inançlar.
  • Önyargılar: Bir kişi veya gruba karşı önceden edinilmiş olumsuz tutumlar. Örnek: Irkçı önyargılar, cinsiyetçi önyargılar.
  • Fikirler: Bir konu hakkında geliştirilen düşünceler ve görüşler. Örnek: Siyasi fikirler, sanatsal fikirler.
Düşüncelerin sınıflandırılması, zihinsel süreçlerimizi anlamamıza ve düşünme becerilerimizi geliştirmemize yardımcı olur.
Düşüncelerimizin farkında olmak, duygularımızı, davranışlarımızı ve kararlarımızı daha iyi yönetmemizi sağlar.
Kontrollü düşünceleri çoğaltmak ve olumlu düşüncelere odaklanmak süper insan olma yolunda bir adımdır.
 
  • Beğen
Tepkiler: melisatuana
İnsan olunsa yeter 😀
Mikrofon tutsan herkes iyi insan.
Peki ama kim bu hırsızlar, sapıklar, dolandırıcılar, katiller,...
 
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Duygu, içsel ve öznel bir deneyimdir.

Genellikle belirli bir durum, düşünce veya anıya tepki olarak ortaya çıkar ve fizyolojik değişiklikler (örneğin, kalp atış hızının artması), davranışsal ifadeler (örneğin, gülümseme veya kaşlarını çatma) ve öznel hisler (örneğin, mutluluk veya üzüntü) ile ilişkilidir.

Duygular, insan deneyiminin önemli bir parçasıdır ve davranışlarımızı, kararlarımızı ve sosyal etkileşimlerimizi etkiler.

Duyguların nasıl sınıflandırıldığına dair farklı yaklaşımlar vardır.

İşte bazı yaygın sınıflandırma yöntemleri ve örnekleri:

1. Temel Duygular: Bu yaklaşım, tüm insanlarda evrensel olarak bulunan ve doğuştan gelen bir dizi temel duygu olduğunu öne sürer. Genellikle kabul edilen temel duygular şunlardır:

  • Mutluluk: Hoşnutluk, neşe, memnuniyet gibi olumlu hisler. Örnek: Bir sınavdan yüksek not almak, sevdiğin birinden hediye almak.
  • Üzüntü: Keder, hüzün, hayal kırıklığı gibi olumsuz hisler. Örnek: Bir yakınının kaybı, bir ilişkinin sona ermesi.
  • Öfke: Kızgınlık, hiddet, sinirlilik gibi olumsuz hisler. Örnek: Haksızlığa uğramak, engellenmek.
  • Korku: Tehlike veya tehdit karşısında hissedilen endişe, gerginlik. Örnek: Yükseklik korkusu, karanlıkta kalmak.
  • Şaşkınlık: Beklenmedik bir olay karşısında hissedilen ani tepki. Örnek: Sürpriz bir partiyle karşılaşmak, beklenmedik bir haber almak.
  • Tiksinti: Hoş olmayan bir şeyden duyulan iğrenme, nefret. Örnek: Bozuk bir yiyecek yemek, kötü bir koku almak.
2. Olumlu ve Olumsuz Duygular: Bu sınıflandırma, duyguları deneyimlenme şekillerine göre iki ana kategoriye ayırır:

  • Olumlu Duygular: Mutluluk, neşe, sevgi, minnettarlık, heyecan gibi hoş ve arzu edilen hisler.
  • Olumsuz Duygular: Üzüntü, öfke, korku, kaygı, kıskançlık gibi hoş olmayan ve kaçınılmak istenen hisler.
3. Karmaşık Duygular: Temel duyguların birleşimiyle ortaya çıkan ve daha karmaşık bilişsel süreçleri içeren duygulardır.

  • Aşk: Sevgi ve bağlılığın birleşimi.
  • Kıskançlık: Öfke, korku ve üzüntünün birleşimi.
  • Utanç: Kendinden memnuniyetsizlik ve suçluluk duygularının birleşimi.
4. Plutchik'in Duygu Çarkı: Robert Plutchik tarafından geliştirilen bu model, sekiz temel duygu ve bunların farklı yoğunluklardaki varyasyonlarını gösteren dairesel bir diyagramdır. Bu modelde, zıt duygular birbirinin karşısında yer alır ve farklı duyguların karışımıyla yeni duygular oluşabilir. Örneğin, sevinç ve kabul birleşerek "aşk" duygusunu oluşturabilir.

Duyguların sınıflandırılması, duyguları anlamamıza ve deneyimlerimizi daha iyi ifade etmemize yardımcı olur.
Ancak, duyguların her zaman net bir şekilde sınıflandırılamayacağını ve farklı duyguların aynı anda yaşanabileceğini unutmamak önemlidir.
Ülkemizde duyguları BASTIRMAK, özellikle erkekler tarafından yaygın olarak tercih edilen bir durumdur.
Duygularımızın, FARKINDA olmak ve KONTROL ederek, bir güç olarak kullanılmaya başlamak süper insan olma yolunda bir adımdır.

duygu-dusunce-davranis2.jpg
Duygu_siniflamasi_Plutchik-wheel_carki.png
 
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Davranış, canlıların iç veya dış uyaranlara karşı gösterdiği tepkilerin tümüdür. Bu tepkiler; bilişsel (düşünsel), duygusal ve fiziksel olabilir. Örneğin, sıcak bir sobaya dokunduğumuzda elimizi hızla çekmemiz fiziksel bir davranışken, bir problemi çözmeye çalışırken düşünmemiz bilişsel bir davranıştır. Bir film izlerken üzülmemiz ise duygusal bir davranıştır.

Davranışlar farklı şekillerde sınıflandırılabilir. İşte bazı yaygın sınıflandırma yöntemleri ve örnekleri:

1. Doğuştan Gelen ve Öğrenilmiş Davranışlar:

  • Doğuştan Gelen (İçgüdüsel) Davranışlar: Genetik olarak belirlenen ve deneyim gerektirmeyen davranışlardır. Refleksler ve içgüdüler bu kategoriye girer.
    • Örnekler: Bebeklerin emme refleksi, kuşların göç etmesi, örümceklerin ağ örmesi.
  • Öğrenilmiş Davranışlar: Deneyimler ve etkileşimler yoluyla kazanılan davranışlardır.
    • Örnekler: Bisiklet sürmeyi öğrenmek, yabancı dil konuşmak, bir müzik aleti çalmak.
2. Bilinçli ve Bilinçsiz Davranışlar:

  • Bilinçli Davranışlar: Farkında olarak ve isteyerek gerçekleştirdiğimiz davranışlardır.
    • Örnekler: Bir karar vermek, bir soruya cevap vermek, plan yapmak.
  • Bilinçsiz Davranışlar: Farkında olmadan veya otomatik olarak gerçekleştirdiğimiz davranışlardır.
    • Örnekler: Nefes almak, kalp atışı, araba kullanırken vites değiştirmek (bir süre sonra otomatikleşir).
3. Basit ve Karmaşık Davranışlar:

  • Basit Davranışlar: Tek bir tepkiden oluşan ve genellikle refleksif olan davranışlardır.
    • Örnekler: Göz kırpma, diz kapağı refleksi.
  • Karmaşık Davranışlar: Birden fazla tepkiyi içeren ve daha fazla bilişsel süreç gerektiren davranışlardır.
    • Örnekler: Araba kullanmak, bir konuşma yapmak, bir problem çözmek.
4. Normal ve Anormal Davranışlar:

  • Normal Davranışlar: Toplumun genel normlarına ve beklentilerine uygun olan davranışlardır. Bu, kültüre ve topluma göre değişiklik gösterebilir.
  • Anormal Davranışlar: Toplumun genel normlarından sapan ve genellikle psikolojik sorunlarla ilişkili olan davranışlardır.
5. Sözlü ve Sözsüz Davranışlar:

  • Sözlü Davranışlar: Konuşma, yazma gibi dil kullanarak iletişim kurduğumuz davranışlardır.
  • Sözsüz Davranışlar: Beden dili, jestler, mimikler, ses tonu gibi iletişim biçimleridir.
Davranışların İncelendiği Alanlar:

Davranışlar, birçok farklı disiplin tarafından incelenir:

  • Psikoloji: İnsan davranışlarını ve zihinsel süreçlerini inceler.
  • Sosyoloji: Toplumsal etkileşimleri ve grupların davranışlarını inceler.
  • Etoloji: Hayvan davranışlarını doğal ortamlarında inceler.
  • Antropoloji: İnsan kültürlerini ve davranışlarını farklı toplumlarda inceler.
Davranışları anlamak, kendimizi ve başkalarını daha iyi anlamamıza, iletişimimizi geliştirmemize ve sosyal etkileşimlerimizi daha etkili bir şekilde yönetmemize yardımcı olur.
Davranışlarımızın, FARKINDA olmak ve KONTROL ederek, OLUMLULUK ODAKLI bir güç olarak kullanmaya başlamak süper insan olma yolunda bir adımdır.
 
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Düşünmek üzerine düşünceler

- Hiç kimse yumrukları sıkılıyken NET düşünemez.


Yumrukların sıkılı olması, OLUMSUZ bir duygu tarafından tetiklenen bir davranıştır.

OLUMSUZ bir duygunun etkisi altındaki insanın NET (sağlıklı) düşünmesi beklenilemez.

- Hayat, hissedenler için trajedi, düşünenler için komedidir. (Jean de la Bruyere)

Bir insanın duygu ve düşünceleri arasında uyumsuzluk varsa o insanın OLUMLU (sağlıklı) bir davranışın içinde olması beklenilemez.

- Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. (Necip Fazıl Kısakürek)

Sesi yüksek çıkan (bağıran) insanların söylediklerini filtreden geçirmek gerekir.

Bu insanların sesini yüksek çıkarmaya çalışırken düşünemediğini unutmamalıyız.

- Yazı yazmayı öğrenmek, her şeyden önce düşünmeyi öğrenmektir.

Yazı yazmayı öğrenmekten kastedilen kitap, makale, hikaye, şiir vs. yazmayı öğrenmektir.
Düşünceler yazıya dönüşmediği sürece yeterince NET/SAĞLIKLI ifade edilememektedir.

Yazmak SİSTEMLİ düşünme özelliği kazanmaya vesile olmaktadır.

- Diğerleri dünyaya bakıyor ve “Neden?” diye soruyor. Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve “Neden olmasın?” diye soruyorum.

Bakmak ile düşünmek arasındaki fark bu kadar NET'tir.

- Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir. (Konfüçyüs)

Her ikisini de yapabilen kişilerle birlikte yaşıyoruz. Çifte zarardayız

- İnsanların gerçekten ne düşündüklerini öğrenmek için, söylediklerinden çok, yaptıklarına dikkat edin [René Descartes (Dekart)]

Günümüz insanları çoğunlukla "Kişisel bütünlük" içinde değillerdir.

Söyledikleri ile yaptıkları arasında farklılıklar vardır.

Yapılanlara dikkat etmek düşünceleri DOĞRU anlamaya yardımcı olur.

- Bırakıyorum ne isterlerse düşünsünler. Eğer benim yaptıklarımla uğraşacak kadar takıyorlarsa zaten, onlardan daha iyiyim demektir. (Marilyn Monroe)

Bazı insanlar yapar, bazı insanlar yapılanlar/yapanlar hakkında KONUŞUR (dedikodusunu yapar). Siz hangisini tercih ediyorsunuz?

- Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor da kimse kendini değiştirmeyi düşünmüyor. (Leo Tolstoy)

Herkes kendini değiştirmeyi düşünseydi, cenneti ahirette aramaya gerek kalmazdı.

- Sonunda olacaklar başlangıçtaki düşüncede gizlidir.
Düşünceler ile yapılanlar arasında farklar olabilir.

Eyleme geçildiğinde düşüncelerin yanlış olduğu / düşünülenlerin gerçekleştirilmesinin mümkün olmayacağının anlaşılması gibi durumlar dikkate alınmak koşuluyla...

- Amerika'yı keşfettiklerini düşünmek büyük hata. Sadece varlığını fark ettiler. (Oscar Wilde)

Fark etmek ile düşünmek arasındaki farkı çok güzel anlatan bir cümle.

- Mantıklı düşünce kişiyi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü her yere. (Albert Einstein)

Mantığımızın hayallerimizi sınırlamasına izin vermeyelim.

- Kendinizi çoğunluğun yanında bulduğunuzda, durup düşünme vaktidir. (Mark Twain)

Forumdaki çoğunluğun yanında olan forumdaşlarım, DÜŞÜNME vaktiniz gelmiş

- Karakter ağaç ise, şan ve şeref o ağacın gölgesi gibidir; biz hep gölgeyi düşünürüz oysa gerçek olan ağacın kendisidir.

Karakter :

1. Ayırt edici nitelik
2. Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yapı, ıra, seciye
3. Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi
4. Bireyin kendi kendine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü

Toplumun diğer fertlerinden ayırt edici özelliklerinin FARKINDA olanlara ne mutlu...

- Hiç düşündünüz mü hangisi daha çok acıtıyor; bir şeyi söyleyip, keşke söylemeseydim demek mi, yoksa bir şey söylemeyip keşke söyleyebilseydim demek mi?

Acıya tahammül edebilirim. Bazı şeyleri söylemek/yapmak cesaret ister ve ben o kadar cesur değilim.

- Hiç bir şey kendiliğinden iyi ya da kötü değildir. Her şey onlar hakkında ne düşündüğümüze bağlıdır. (Shakespeare)

DÜŞÜNMEDİĞİMİZDE, neyin iyi, neyin kötü olduğuna bizim yerimize başkaları karar verir
.

- Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez. Ama her söylediğini düşünür. (Aristoteles)

Akıllı insan olmak zor iş

- Yalnız kendi nefsini düşünüp dost arayan, hizmetçi arıyor demektir. (Cenap Şahabettin)

Kimin dosta ihtiyacı var ki... 100 - 150 tane hizmetçim olsa yeter.

- Düşünmeden konuşmanın cezası konuştuktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır.

İnsanoğlunun düşünmeden geçirebildiği bir saniye bile yoktur.
Önemli olan sistemli ve verimli bir şekilde düşünebilme alışkanlığı kazanmaktır.

- Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşünceye karşı koyamaz. (Victor Hugo)

Düşünceler hiç bir zaman zamanında gelmiyor ki, ya erken geliyorlar, ya geç kalıyorlar

- İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur. (Montesquieu)

İnsan ne kadar çok düşünürse o kadar çok düşüncelerini paylaşır.
Sözlü düşünce paylaşımları verimli olmamaktadır.
Düşünce paylaşımı yazı ile olduğu zaman daha NET ifade edilebilmektedir.
 
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan beyin Duyguların psikolojisi isimli kitabından alıntılar:

  • Edison, 67 yaşında atölyesi ile birlikte her şeyi yandığında, ertesi gün ailesini toplayıp "Bütün hatalarımız yandı" diyebilmiş ve üç hafta sonra da fonografı icat etmişti.
  • Halk içinde Hakla beraber olmak, dünyayı fiilen değil kalben terk edebilmek.
  • Tüketerek mutlu olmaya çalışan Batının, paylaşarak mutlu olmayı hedefleyen Doğudan alacağı daha çok ders vardır.
  • Dışsal rehber (toplum), ancak içsel rehber (akıl ve vicdan) ile birleştiğinde bize yol gösterir.
  • Batı terk ettiği manevi değerleri modern yaşamın kazanımlarını koruyarak "psikoloji" adı altında tekrar hayata geçirmektedir. Bunun ifade şekillerinden biri de, "duygusal zeka" kavramı olmuştur.
  • Modernist bakış özgürlüğü, dürtüleri serbest bırakmak olarak tanımlarken; duygusal zekanın keşfiyle, gerçek özgürlüğün "dürtülerden özgür olmak" olduğunu kabul görmeye başladı.
  • Beynimiz duygu, düşünce ve davranışların oluşmasında kaynaklık mı, aracılık mı yapıyor?
  • Sol beyin "eğer" ve "fakat" kelimelerini çok kullanır. Bu iki kelime hemen karar vermemeyi ifade eder.
  • Sağ beyin ise duygusaldır. Sıcaklık ve yakınlığa önem verir. Daha yuvarlak düşünür. En çok ürettiği kelimeler, "hemen" ve "şimdi" dir.
  • Oysa sağ beyin farklılıklara gebedir. Deneme yanılma yöntemi hemen çözüm aramaya daha uygundur.
  • Beynin sol lobu mantıksal süreçlerden, sağ lobu duygusal süreçlerden, ön kısmı da bunları eyleme dönüştürmekten sorumludur.
  • Bilginin silinmemesi ve bir sinir hücresinin gövdesi kadar ilerleyebilmesi için otuz ila altmış dakika arasında bir zaman gerekir. Bu süre içinde, hücre ilerleyip bir değer hücreyle kalıcı bağlantı kurar.
  • Hafızanın altı sadık bekçisi vardır. "Ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin ve kim?"
  • Karşıdakini anlamakla birlikte, bildiği doğrularla hareket etmektir empati.
  • Aslında davranış eğitimi ya da insan yetiştirmek denilen şey, beynin ön bölgesini iyi eğitmek anlamına gelir.
  • Nasıl doğada ana renkler ve bunların karışımından doğan değişik renkler mevcutsa, üç temel duygumuzdan da farklı duygular ortaya çıkar. Kırmızı, sarı ve maviye benzetebileceğimiz başlıca üç duygu öbeği, sevgi, korku ve güvendir. Bu kümenin içinde alt duygular vardır. Mesela, sevgi duygusunun içinde şefkat, merhamet, iyilik gibi hisler bulunur. Korkunun içinde de nefret, düşmanlık, utanma ve öfke saklıdır. Güven duygu takımının içinde ise sadakat, gayret, doğruluk benzeri alt gruplar mevcuttur.
  • Zihni birikimi bulunmayan kişinin duygusal birikimi de yeterli düzeyde olmayacaktır.
  • Altıncı histe titreşimleri algılama söz konusudur.
  • Cinsel duyguların fazlalığı, utanma ve acıma hislerini azaltır.
  • Duyguları eğitmeye hayal dünyasından başlamak, daha gerçekçi olacaktır.
  • Duyguların sınırlarını genler belirler.
  • Şans, akılla fırsatın kesiştiği noktadır. Aklın fırsatları fark etme ve kullanma becerisidir. Aklıyla hareket etmeyen insan, fırsatı kaçırdığı için şanssız gözükebilir.
  • İç sesin, dini literatürdeki karşılığı gönüldür diyebiliriz.
  • Bu sebeple olgun insan, önyargısız olan değil, önyargısını fark eden insandır.
 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular