Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Konusu:
Bihruz Bey, bir paşazadedir. Babası ölünce Bihruz’la annesine büyük bir miras kalır. Bihruz Bey, hazır paranın bitmeyeceğini sanarak kendini gezme ve eğlence kaptırır, alafaranga giyinmek, yerli yersiz Fransızca konuşmak, lüks faytonunda tur atmak başlıca meraklarıdır. Bir gün, o zamanki gezinti yerlerinden Çamlıca bahçesinde genç ve güzel bir kadın görür…
Güzel kadını daha sonrasında tekrar görebilmek için neredeyse tüm zamanını faytonla Çamlıca’da bir aşağı bir yukarı gezen, gördüğünde ise kendisine mektup verebilmeyi umut eden Bihruz’un hikayesini anlatıyor. Zaman zaman bir şiir yazarken tek bir kelimenin anlamı için bir kaç çevirmene giden bir Behruz bey göreceğiz. Kimi zaman ise de eski istanbul adına iki kelam duyacağız. Meraklılarına keyifli okumalar …
Özetin özetinin özetini çıkaracağım sizlere.
Zehra Hanım asabi, gaddar ve çok sert bir kadındır. Çocukken babasından hep korkar ve onu sevmez. Büyüyünce okulda öğretmen olur. Bir gün babasının ölüm haberini alır ve cenazesine gitmeye bile tenezzül etmez. Sonra gider ve hiç üzülmez, umursamaz tavırları oradaki insanları rahatsız eder. Babası Mürşit Efendi’nin sandığını karıştırırken Mürşit Efendi’nin günlüğünü bulur. Okumaya başladıkça babasının ne kadar zorluk çektiğini, onu ve kardeşlerini ne kadar sevdiğini, işinde gücünce efendi bir memur olduğunu anlar. Zehra Hanım çocukken annesi ve anneannesinin, babasına karşı dolduruşlarıyla büyümüştür. Babası, ailesi için her şeyi yapsa da yaranamamıştır ve evsiz barksız sefalet içinde ölmüştür. Günlüğü bitiren Zehra Hanım bağıra bağıra ağlayıp kahrolmuştur. Zehra Hanım hayatında ilk kez acıma duygusunu tatmıştır.
Okumanızı tavsiye ederim. Keyifli bir romandır.