Amasya-Gümüşhacıköy ilçesi

Blok alıntı

GÜMÜŞ-GÜMÜŞHACIKÖY TARİHİ

GÜMÜŞ

Gümüş, Anadolu’daki en eski yerleşim alanlarından biridir.

İlk Tunç Çağı dönemlerinde Gümüş ve çevresi, büyük atölyelerin toplandığı bölge olmuş, Gümüş’te bulunan eserler Anadolu madenciliği ve metalürjisine ait çok önemli bulgular sunarak, yapılan madencilik aktiviteleri Eskiçağ dünyasına, önemli bir gelir kaynağı oluşturmuştur. Anadolu’da henüz yazının olmadığı MÖ 3. binyıl ve öncesinde de, Gümüş’teki madenlerin kullanıldığı tespit edilmiştir. Karlık Tepe, Kale Tepe, Çadır Düzü mevkilerinde yoğun madencilik faaliyeti söz konusudur.

Hüseyin Hüsameddin, bu kasabaya H.375(985-986) yılından itibaren Gümüş denilmeye başlandığını ifade eder. Aynı zamanda bazı ulemâ, kasabanın adını Araplaştırarak, Arapça uyarlaması ile; Kumus /Kumis/Fizza / Fidde/Fodda olarak adlandırmış, Mengirye (Mangarya),Gümüş Pazar, Kasaba-i Gümüş gibi isimlerle de anılmıştır. Ünlü gezgin İbn-i Battuta 1332 tarihinde ziyarette bulunduğu, Gümüş için “Medinetû Gümüş” adlandırmasını kullanmıştır.

İslâmiyet buraya 4.ncü yüzyılda “Havarzin Türkleri “ ve diğer Türk grupları tarafından gelmiş, Türklerin Anadolu’ya gelmesiyle önce Danişmendi’lerin daha sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nin hakimiyetine girmiştir. Melik Danişmend Ahmet Gazi 1075’de, Amasya’yı aldıktan sonra Hamamözü üzerinden Gümüş’ü fetih ederek, Hacıköy’den geçip Vezirköprü, Durağan, Boyabat üzerinden Kastamonu’ya ulaşmıştır. Türk Destanlarından Danişmend Gazi Destanı, “Danimend-nâme”de Gümüş Kasabası’nın isim alışı ile ilgili rivayetlere yer verilmiştir.(1075 de,Gümüş için, Süleyman Ribâtı denmiştir)

Burada, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Gümüş Sikke(para) basılan, darphane bulunmakta idi. (IV.Kılıçarslan 1263 de Gümüş Darphanesinde “Gümüş Sikke” darp ettirmiştir). Gümüş bölgesi zengin gümüş rezervi ile, Osmanlı darphanesi için de, önemli merkezlerden birisi olmaya devam etmiştir. Gümüş madenleri idari açıdan Sivas vilayetine bağlı olup mali açıdan Darphâne-yi Amire tarafından yönetilmekteydi. Hususi bir kanunnamesi olmayıp mevcut maden kanunları çerçevesinde idare edilmiştir. Gümüş, Selçuklu emirlerinden “Emir Gümüşlü”nün gayretleriyle gelişmiştir.

Selçuklular ekonomik mübadele aracı olarak da önem taşıyan gümüş ya da özellikle dokuma sanayinde boya maddesi olarak kullanılan stratejik değere sahip maden kaynaklarını, teknolojik olanaklar düzeyinde bölgelerarası ticaret taleplerinin karşılanmasına yönelik olarak işletmişlerdir. Gümüş de, bu stratejik değere sahip az sayıdaki yerleşmeler arasında yer almıştır.

Evliya Çelebi, Gümüş halkının kaleyi, gümüş kap kacak hediyelerle Yıldırım Beyazıt Han’a teslim ettiğini(1386),100 akçe karşılığında iltizama verildiğini, mültezimin her sene devlete 70 kantar saf gümüş ile 1.000 çift gümüşlü at çulu ödediğini yazmaktadır. Ayrıca kuyumcuların bu saf gümüşü alıp yüz dirhemine on dirhem saf bakır karıştırıp damgalanmaya gönderdiğini ve şehrin bütün halkının bu gümüş madenlerinde çalıştığını nakleder.

Gümüş Şehri 1520 tahririnde 16, 1576 tahririnde 19 mahalleye sahiptir.1520 yılında şehir ve köylerde yaşayan tahmini nüfus 3589 kişi iken,1576 yılında %84 oranında bir artışla 6602 kişiye yükselmiştir.

Osmanlı merkezi yönetimi, madenlerden en üst düzeyde, ürün elde edilmesini sağlayıcı birtakım tedbirler alma yoluna gitmiştir ki, biz, bu tedbirlerin ilk defa, 19 Mart 1775 tarihinde yayınlanmış olan bir ferman ile gündeme gelmiş olduğu düşüncesindeyiz.

Şehirdeki maden üretimini artırmak için Gümüşhane’de ve Kayseri’de yetişmiş usta madenciler bölgeye getirilmiştir. Kayıtlara göre 1809 yılında, “sim-i mahlut” olarak belirtilen gümüş içerikli altın- kurşun miktarı yaklaşık 41 bin dirhemi aşmıştır. Maden fenni hakkında mâlumatı olan,kaplumbağa tebiyecisi tablosunun ressamı Osman Hamdi Bey’in babası 1877-1878 tarihleri arasında Osmanlı’da, Sadrazam’lık yapan ,Miralay Mühendis Edhem Bey’in, 21 Temmuz 1842’de Gümüşhacıköy Maden-i Hümâyûnu’na müdür olarak tayin edilmesi önemlidir.

İlk düzenli nüfus sayımının yapıldığı 1831 yılında, Gümüş Madeni Amasya Sancağı’na bağlı bir kaza merkezidir.1847 ‘de Amasya ve Çorum Sancağının birleştirilmesi ile Gümüşhacıköy “Hacıköy” olarak, Gümüş ise “Gümüş ma’a Kabakoz” olarak 1856 tarihine kadar, kazalar içerisinde yer almıştır.

1871 yılında, Amasya Sancağına “Maden-i Sîm” kazası eklenmiştir.(Kaza statüsü verilmiştir) 1882/1883’de Maden-i Sim Kazasının merkezi Hacıköy’e kaydırıldı, Gümüşhacıköy adı ile yeni bir kaza oluşturuldu.30.07.1899 da tekrar kaza merkezinin Hacıköy’den Gümüş’e taşınması talebinde bulunulmuş,1909 da, Gümüş Madeni Kasabası nahiye yapılarak Gümüşhacıköy’e bağlanmıştır. Belediye tüzel kişiliği 29.03.2009 yılında kaldırılarak tüzel kişiliğin hukuki varlığı sona ermiştir.

GÜMÜŞHACIKÖY

Arşiv kayıtlarında “Gümüş ma’a Hacıköy” olarak geçen Gümüşhacıköy, tarihte Gümüş ve Hacıköy beldelerinin birleşmesinden oluşmaktadır.

Bu güne kadar Paleolitik, Mezolitik ve Neolitik Çağlara ait herhangi bir yerleşim yerini/yerlerini temsil eden bir buluntuya rastlanılmamıştır. Sistematik yüzey araştırmaları sonucunda, elde edilen verilere göre Hacıköy’ün, Kalkolitik Dönem’ den, Geç Antik Çağ ve sonrasına kadar yerleşime sahne olduğu anlaşılmıştır.

İlçe tarihi ile alakalı, İlk Tunç Çağı, Orta ve Son Tunç Çağlarında bölge yerleşmesinde bir süreklilik izlenmiş, M.Ö 1190 yılında Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından hemen sonra Erken Demir Çağı’nın ilk safhalarında yerleşimlere sahne olmuştur.

Bunda bölgenin coğrafi yapısı önemli etken durumundadır. Gümüşhacıköy’de İlk Tunç Çağ yerleşmeleri genellikle, tarıma uygun ovalık alanlarda ve suya yakın yerlerde kurulmuştur. Buna karşılık Demir Çağ’dan itibaren Roma Dönemi Sonuna kadar yerleşmelerin ağırlıklı olarak, korunma ihtiyacı kaynaklı, tepe ile kaya üstü gibi yüksek stratejik öneme sahip korunaklı yerlerde seçilmiş olması gözlemlenmiştir.

Amasya’da Pontus Devleti kurulması ile, Amesia topraklarının kuzey kısmını oluşturan iki bölgeden birine “Diakopene/Diakope” denmiştir.(Gümüşhacıköy o dönemde, Roma Kasabası’dır).Bu bölge Gümüşhacıköy ve çevresini oluşturur. Kuzey-Doğu yarısı Gümüş, Güney-Batı yarısı ise Hamamözü Çayı Vadisi kabul edilmekte ve zengin-verimli bir bölge olarak bilinmektedir ve bereketli arazilerden oluşan bir, Territorium’dur. Diakopene’de, Roma İmparatorluk döneminin ilk iki yüzyılında, zirai üretim yaparak hayatlarını kazanan barışçıl ve zengin karekterli, üst sınıfa mensup kimseler yaşamaktaydı.

XIII. yüzyılın son çeyreğinde, Anadolu’da Kadı Burhanettin, Candaroğulları ve Karamanoğulları beyliklerinin Osmanlı devleti aleyhine faaliyete geçmeleri üzerine 1386 yılında I. Murad Anadolu’da bu beyliklere karşı fetih hareketlerine girişti. Candaroğulları Beyliği’ni hâkimiyeti altına alan I. Murad; Osmancık, Gümüş (Gümüşhacıköy) ve Amasya’nın Osmanlı egemenliğini kabul ettiklerini bildirmeleri üzerine bölgeye şehzadesi Yıldırım Bayezid’i gönderdi. 1386’da Şehzade Bayezid Amasya’ya gelerek Amasya Beyliğini Osmanlı devletine bağladı.

I. Murad zamanında merkezi Amasya olmak üzere kurulan “Rum Eyaletinin” ilk sancakbeyliğine Şehzade Bayezid’in atanmasıyla, Amasya’da “Çelebi Sultan”lar dönemi başlamıştır. Amasya’nın Osmanlı hâkimiyetine alınmasıyla Tokat ve Sivas’ı da içerisine alan “Eyalet-i Rumiye-i Suğra” eyaleti kurularak, “Paşa Sancağı” olarak adlandırılan eyaletin merkezi XV. yüzyılın ilk yarısından 1520 yılına kadar Amasya olmuştur. Bu tarihten sonra Eyalet-i Rum’un, paşa sancağının Sivas olmasıyla Amasya Sivas’a bağlandı.

Gümüşhacıköy,1520’de Amasya Sancağı İdari Taksimatında, Gaziler Ovacığı (Amasya’nın Batı Ovası) içerisinde yer almıştır.1520 Yılında Kabakoz (Kabaoğuz) Nahiyesi Kedegera (Vezirköprü) Kazasına, Gümüşhacıköy’ün bazı Köylerini de içerisine alan Gaziler Ovacığı ise şimdiki Vezirköprü İlçesinin batı bölümünü oluşturan “Kocakayası Kazasına” bağlıdır. Bu idari birimler 1520’de Canik Sancağı idari birimi içerisinde yer almıştır.

Gaziler ovacığı adlandırması, Amasya ile Suluova’nın bir kısmını, Merzifon ve Gümüşhacıköy ovasını içine alan bir adlandırmadır. Ovanın etrafı dağlarla çevrilidir. Bu dağlar üzerinde yer alan Çorum ve Mecitözü’nün bazı köyleri ile (Merzifon Gümüşhacıköy sınırında bulunan), Osmancık’ın doğusundaki birkaç köy de Gaziler Ovacığı içinde kabul edilir. Battal Gazi askerlerinin bu yörede yattığına inanılır.

Hacıköy, Amasya Sancağı İdari Taksimatında, 1576 tarihinde “Gümüş ma’a (birlikte) Hacıköy” diye geçmektedir.1684 de, Köprülü Mehmet Paşa Hacıköy’ü Kasaba haline getirmiştir.1576-77 tarihlerinde Sivas ve Amasya civarındaki yerler “Yörük Cema’atleri ve Kışlakları”olarak kayıtlanmıştır.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Karadeniz bölgesi şehirlerinin ekonomik yapılarıyla ilgili malumat veren Seyyah Rottiers, bu dönemde Hacıköy’ün 400 hanelik bir yer olduğu, bizzat padişah tarafından tayin edilen bir yönetici tarafından yönetildiği ve burada gümüş ve kurşun maden ocakları bulunduğunu yazmıştır.

1885-1887-1889-1891 tarihli Sivas Vilayet Salnamelerinde mezkûr kaza “Maden-i Sîm” şeklinde adlandırılmıştır. Gümüşhacıköy ismi İlk defa karşımıza kaza olarak h.1302(1885) tarihli Devlet Salnamesinde çıkmaktadır. Daha önceki Vilayet ve Devlet Salnamelerinde “Maden-i Sim Kazası” olarak geçen idari birim 1885 tarihli Devlet Salnamesi’nden sonra artık “Gümüşhacıköy Kazası “olarak geçecektir. Ancak bu durum Devlet Salnamelerinde böyle olmakla beraber Vilayet Salnamesinde biraz farklıdır. Sivas Vilayet Salnamesinde “Gümüşhacıköy” ismine kaza olarak ancak h.1321(1903) tarihli Salnâme’de rast gelmekteyiz.

Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan idari taksimata göre; Gümüşhacıköy, Gümüş, Saraycık ve Hamamözü’nü kapsayan üç nahiye merkezi ile 56 köyden oluşan bir ilçe merkezi konumundaydı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ilçenin idare heyeti şu kişilerden oluşmuştur: Kaymakam; İbrahim Rüştü Bey, Mal Müdürü; Hasan Sabri Bey, Müftü; Saib Efendi, Mahkeme-i Asliye Hâkimi; Bilâl Bey, Mustantik; Ali Ömer Bey’dir.1930 yılında,İlçe adının Vilayet-i Umumi Meclisi’ne “Gümüşeli” olarak değiştirilmesi, teklif edilmiş,isim değişikliği sonuçsuz kalmıştır.

Seyyahlar Gümüşhacıköy’den geçişlerinde,Hacıköy için;

Cogionde(1547),Ağıalar(1632),AgiÇoi(1647),Ajamque(1797)gibi adlandırmalar yapmışlar, Harita ve Kartografik belgelerde ise,Hâcî (1530),Diacopene (1716), Hadji Kuei /Hadji Köi (1867) gibi isimler kullanılmıştır.

Gümüşhacıköy yetiştirdiği edebi muhitle divân ve halk şiirine katkıları olan şirin bir ilçedir. Bu katkının temel sebebi kasabada bulunan gümüş madeninin ortaya çıkardığı ilgidir. Atanan devlet yetkilileri bu zenginliği medrese, kütüphane, han, hamam… gibi eserlerle taçlandırmıştır. İstanbul yolu üzerinde olması, halk âşıklarının da, uğrak noktası olmasını sağlamış, burada halk şiirinin gelişmesine de yardımcı olmuştur, bu da, şiir ve şaire ilginin yoğunluğunu göstermektedir.

COĞRAFİ YAPI VE ULAŞIM

Gümüşhacıköy İlçesi Orta Karadeniz Bölgesinin iç kısmında 35–36 doğu meridyenleri ile 40–41 kuzey paralelleri arasında yer alır. Deniz seviyesinden 810 metre yükseklikte olup, yüzölçümü 696,07 km2 dir.

Kuzeyinde Vezirköprü, Güneyinde Hamamözü, Doğusunda Merzifon ve Batısında Osmancık İlçesi vardır.

Amasya’ya 70 km., Merzifon’a 18 km, Hamamözü’ne 23 km ve Osmancık’a 35 km uzaklıktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ilçe merkezinde ılıman ve yağışlı, yüksek kesimlerde soğuk ve kar yağışlı olarak geçer.

İlçe Merkezi Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesini İstanbul’a bağlayan Devlet karayolu üzerinde kuruludur.

İlçedeki dağlar genellikle orta yüksekliktedir. Kuzeyinde Canik Dağları’nın bir kolu olan Taşan Dağları, batı ve güneybatısında İnegöl Dağları vardır. En yüksek tepe 1864 metre yüksekliğindeki İnegöl tepesidir.

İlçe merkezi Taşan Dağları ile İnegöl Dağları arasında kalan geniş bir ovanın ortasında kurulmuştur.

Akarsular

İnegöl Dağlarından doğan Gümüş suyu, çevresindeki küçük çaylarla birleşerek Yeşilırmak’ın bir kolu olan TERSAKAN çayına karışır.

İnegöl Dağları’ nın batı tarafından doğan bir çay Hamamözü istikametinde Akpınar Suyu adını alır. Taşan Dağlarından doğan Karaköy çayı ile Pusacık çayları birleşerek Hacıpınar çayını oluştururlar. Osmancık İlçesinden geçen bu çay Kızılırmak’ a ulaşır.

İKLİM

İlçede, geçiş bölgesi iklimi egemendir. Genellikle ılıman olan iklim bazen Karadeniz, bazen de İç Anadolu’nun karasal iklimi niteliklerini gösterir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ilçe merkezinde ılıman ve yağışlı, yüksek kesimlerde soğuk ve yağışlı olarak geçer. Orman bitki örtüsü genellikle kayın, meşe, karaağaç ve çeşitli çamların bulunduğu ormanlardan oluşur.

Kış aylarında yaz aylarından çok daha fazla yağış düşmektedir. Gümüşhacıköy ilinin yıllık ortalama sıcaklığı 11.0 °C 'dır. Yıllık ortalama yağış miktarı: 435 mm

14 mm yağışla Ağustos yılın en kurak ayıdır. Ortalama 61 mm yağış miktarıyla en fazla yağış Mayıs ayında görülmektedir.

20.4 °C sıcaklıkla Temmuz yılın en sıcak ayıdır. Ocak ayında ortalama sıcaklık 0.5 °C olup yılın en düşük ortalamasıdır.

DOĞAL GÜZELLİKLER

Amasya Gümüşhacıköy ve çevresinde milattan sonra 140 yılı civarında bölgede Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü görülür. Bu yıllarda bölgede kurulan kent Etonia’dır. Etonia dönemin en önemli kentlerinden biridir. Sonraki dönemlerde, 15’inci yüzyılda zamanın beylerinden Celalettin Bey’in hüküm sürdüğü görülür. Osmanlı döneminde bölgedeki gümüş madenlerinin işletmesi Köprülü Mehmet Paşa’nındır. Mehmet Paşa bu bölgede yaşar ve kervansaray, bedesten, hamam ve cami inşa ettirir. Yapıların inşası 1661 yılına kadar sürer. Bu tarihi dönemlerden günümüze ulaşan pek çok eser ilçede ziyarete açıktır.

GÜMÜŞHACIKÖY SAAT KULESİ

Amasya ilinin Gümüşhacıköy ilçesinde bulunan saat kulesi. 1900 yılında dikilen orijinal kule 1943 yılındaki deprem sırasında yıkılmış, 1948’de aynı yerde ahşap bir kule daha inşa edilmiş, 1971’de bu kule yol çalışmaları kapsamında yıkılarak bir kule daha inşa edilmişse de bu kule de yıkılmış ve 2009 yılında günümüzdeki kule dikilmiştir.

SPOR

Spor Salonu

Maliye hazinesine kayıtlıyken 02.05.2007 tarihinde 9889 m2 müdürlüğümüze tahsis edilmiş alanda yer almaktadır. Spor salonu Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı ve Spor Toto katkılarıyla yaptırılmış olup 2011 Nisan ayında kesin kabulü yapılarak Müdürlüğümüze teslim edilmiştir.

Şehir Stadı

İlçemizin Hacıyahya Mahallesi Suluğun Köprü mevkiinde ilçe merkezine 3 km uzakta 33.740 m2lik taşınmaz üzerine 1983 -1984 futbol sezonunda Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, İlçe Belediyesi ve Gümüşhacıköy Sporun gayretleri ile açılmıştır. 2015 Yılı itibariyle Kaymakamlık ve Belediyemizce çevre düzenlenmesi ve Rahvan at yarışlarına uygun kulvarlar yapılmıştır. Ayrıca Stat çevresi Kaymakamlığımızca tel örgü ile çevrilerek, Stat içi çimlendirme çalışmaları yapılmıştır. Uluslararası Geleneksel Okçuluk Festivalleri de yeni oluşturulan bu alanda yapılmaktadır.

EĞİTİM

2.Meşrituyetten sonra İlçemizde muallim mekteplerinden mezun olan öğretmenler gelmeye başladılar. Bunlarında sayıları çok azdı. Eğitim için ayrılmış belirli bir bütçe yoktu. Halktan Maarif parası alınmak suretiyle öğretmenlerin maaşı ödenirdi. Maarif işlerine gelir sağlamak amacı ile 1907 yılında İlçe Kaymakamı Tahir Bey’in ve halkın gayreti ile 2010 yılında yıkılan MAARİF HAMAMI yaptırılarak geliri Eğitim amacı ile kullanıldı.

1928 yılından itibaren Eğitim-Öğretim tek çatı altında toplanarak teşkilatlandırıldı. Saray mahallesinde açılan Kemal Paşa Okulu bünyesinde İlçe Maarif memurluğu da 1928 yılında göreve başladı. Maarif memuru aynı zamanda bu okulun müdürü idi. İlçemize ilk atanan maarif memuru Erzurum Muallim Mektebi mezunu Horosan doğumlu HAYDAR ARAS ‘tır.

12.10.1983 tarihinde kabul edilen 2917 sayılı kanunun 18. Maddesine eklenen ek birinci madde ile İlköğretim Müdürü deyimi İlçe Milli Eğitim müdürü olarak değiştirilmiştir.

Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı Okullarımız

1 Anaokulu Müdürlüğü- 8 İlkokul( 2 adet Köy İlkokulu dahil)- 7 Ortaokul (2 İmam Hatip Ortaokulu Dahil)- 5 Ortaöğretim(1 adet Mesleki Eğitim Merkezi Dahil)- 2 adet yaygın eğitim kurumu - 1 adet Erkak Öğrenci yurdu- 1 adet Motorlu taşıt kurucu kursu – 3 adet rehabilitasyon merkezi ile toplamda 28 kurum mevcuttur. Toplamda 3035 öğrenci 213 şubede 330 öğretmen eşliğinde eğitim görmektedir. Ortaokul akademik başarımız Türkiye ve İl ortalaması üzerinde olup Üniversite akademik başarı oranımız % 21 in üzerindedir.

MESLEK YÜKSEKOKUL MÜDÜRLÜĞÜ

İlçe geneli 1 adet Yüksekokul mevcut olup, Gümüşhacıköy Hasan Duman Meslek Yüksekokulu Amasya Üniversitesine bağlı olarak 2010 yılında kurulma kararı alınmıştır ve 2011-2012 yılında Bankacılık ve Sigortacılık, Maliye bölümleri ile eğitim ve öğretime başlamıştır. Günümüzde mevcut bölümlere ek olarak Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası Programı da uygulanmaktadır.

TURİZM

Gümüşhacıköy gezilecek yerler listesi

Köprülü Mehmet Paşa Camii

Caminin yapımı 1660’ta tamamlanmıştır. Köprülü Mehmet paşa yapıyı inşa ettirmiştir. Kagir olarak yapılmıştır. Sonraki dönemde Mehmet Paşa’nın torunu Hafız Ahmet Paşa’nın oğlu Abdülbaki Bey yapıyı genişletmiş ve onarmıştır. Caminin minare ve kubbe bölümleri 1943 yılında bir deprem sonucu yıkılmıştır. Bu olaydan sonra alana bir namazgah eklenmiştir. Bu yıllarda caminin tamamı yıkılmış ve yerine günümüze ulaştığı haliyle bugünkü yapı inşa edilmiştir.

Darphane Camii

Darphane Camii, ilçeye bağlı Gümüş mahallesindedir. Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu darphanelerini burada kurmuştur. Bunda gümüş madeni çıkarılmasının da etkisi vardır. Darphane binası sonraki yıllarda cami olarak kullanılmıştır. Tarihi yapı görülmeye değer bir mirastır.

Kervansaray ve Bedesten

Köprülü Mehmet Paşa burada yaşamaya başlayıp gümüş madenlerini işletirken 1669 yılında bu alanı yaptırmıştır. Kervansaray olarak planlanmıştır ve kagir yapıdadır. Sonraki yıllarda alan bedesten olarak kullanılmış ve ona göre onarılmıştır. Dört kapılı yapı dikdörtgen şeklinde ve 82 metreye 9 metre boyutundadır.

Saat Kulesi

Saat Kulesi, Bedesten’in doğu tarafında kemerin üzerinde inşa edilmiştir. Yapı Ali Rıza Bey tarafından 1898 yılında yaptırılmıştır. Bölgede 1939 yılında yaşanan bir deprem sonucu zarar görmüş ve sonraki yıllarda yaşanan depremle yıkılmıştır. Bölgede yaşayanların desteği ile 1971 yılında tekrar yapılmıştır. İlk hali ahşap olan yapının bugün ahşap malzemeli değildir.

Yörgüç Rüstem Paşa Camii

Yörgüç Rüstem Paşa Camii, Gümüş Mahallesinde bulunur. Yapıya ismini veren Rüstem Paşa tarafından 1429 yılında inşa ettirilmiştir. 1945’te onarılmıştır fakat 1996 yılında yaşanan depremden hasar görmüştür. Daha sonra restore edilerek hizmete girmiştir.

Maden Hamamı

Maden Hamamı ilçenin Çay Mahallesi’nde yer alır. Zamanında burada yaşayan Rumlar tarafından 1820 yılında inşa edilmiştir. Yapıyı inşa eden Nazari Usta’dır. Nazari Usta Yörgüç Rüstem Paşa Camii’nin minaresinin de ustasıdır. İlk halini koruyan yapı günümüzde de hizmete açıktır.

Haliliye Medresesi

Haliliye Medresesi Gümüş mahallesinde bulunur. 1413 yılında Çelebi Sultan Mehmet zamanında yaptırılmıştır. Dönemin Beylerbeyi Halil Paşa inşa ettirmiştir. Kare şeklinde tasarlanan yapının avlusu kapalıdır. Arka tarafında odalar ve dershaneler bulunur. Haliliye Medresesi döneminde yüksek öğretim vermiş ve birçok öğretim görev yapmasıyla öne çıkan eğitim kurumlarından olmuştur.

Manastır

Manastır ilçenin Gümüş Mahallesi’ndedir. 1840 yılında inşa edilmiştir. O dönemde bölgede yaşayan Rumlar yaptırmıştır. Sonraki dönemde Rumlar mübadele ile bölgeden göçmüştür. O tarihten itibaren manastır kullanılmamış ve bakımsız halde günümüze ulaşmıştır.

Ayrıca Uluslararası Geleneksel Okçuluk Festivali, Ulusal Motor Sporları Süper Enduro Yarışları, Ulusal Rahvan At yarışları ve Ulusal Karakucak Güreşleri yapılmakta olup, çok sayıda izleyici ilçemizi ziyarete gelmektedir.


images (7)

1 Beğeni