Gezi Yazısı

Gezi Yazısı Nedir?

Gezi yazısı, diğer adıyla seyahatname, bir yazarın gezdiği, gördüğü yerleri edebi bir üslupla anlattığı yazı türüdür. Genellikle yazılan bu tür yazılarda betimleme tekniği kullanılır. Yazarın kendi düşüncesi ve duyguları da gezi yazısında önemli bir yer tutar.

Gezi yazılarının özellikleri:

  • Bilgilendirici: Gezilen yer hakkında tarihi, coğrafi, kültürel bilgiler içerir.
  • Özgün: Yazarın kendi bakış açısını ve deneyimlerini yansıtır.
  • Edebi: Betimleme, benzetme, mecaz gibi edebi sanatlar kullanılır.
  • Akıcı: Okuyucuyu sıkmadan, ilgi çekici bir şekilde yazılır.
  • Faydalı: Okuyucuya seyahat planı yapması için fikir verir.

Gezi yazısı yazmanın faydaları:

  • Yazma becerilerinizi geliştirir.
  • Gözlem gücünüzü ve hayal gücünüzü artırır.
  • Farklı kültürleri ve bakış açılarını keşfetmenizi sağlar.
  • Dünyayı daha iyi anlamanıza yardımcı olur.
  • Anılarınızı ölümsüzleştirir.

Gezi yazısı nasıl yazılır:

  • Geziden önce plan yapın. Neleri görmek, neleri yapmak istediğinizi belirleyin.
  • Notlar alın. Gezdiğiniz yerler, gördüğünüz şeyler ve yaşadığınız deneyimler hakkında notlar alın.
  • Fotoğraf çekin. Çektiğiniz fotoğraflar yazınıza görsellik katacaktır.
  • Yazmaya başlayın. Geziden sonra, notlarınızı ve fotoğraflarınızı kullanarak yazınıza başlayın.
  • Taslak oluşturun. Yazınızı tamamlamadan önce bir taslak oluşturun.
  • Yazınızı gözden geçirin. Yazınızı yazdıktan sonra dikkatlice gözden geçirin ve gerekli düzeltmeleri yapın.

Gezi yazıları, okuyuculara farklı yerleri keşfetme imkanı sunar. Bu yazılar sayesinde yeni kültürler ve bakış açıları hakkında bilgi edinebilir, farklı deneyimler yaşayabilirsiniz.


Bir Gezi Yazısı Örneği:

Mersin’in Akdeniz Rüzgarında Bir Gün

Mersin, Akdeniz’in mavi sularına uzanan, tarihi ve doğal güzellikleri ile büyüleyen bir şehir. Bu güzel şehre kısa bir gezi için geldim ve şimdiden Akdeniz’in serin rüzgarını hissediyorum.

Sabah erkenden uyanıp Kız Kalesi’ne doğru yola çıktım. Denizin ortasında yükselen bu tarihi kale, şehrin simgelerinden biri. Kalenin tarihi M.Ö. 13. yüzyıla kadar uzanıyor ve birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış. Kaleye doğru önce yüzmeyi düşündüm ama sonra suyun soğuk olabileceğini düşünüp bu düşüncemden vazgeçtim.

Kız Kalesi’nden sonra Silifke’ye doğru yola çıktım. Silifke, tarihi ve doğal güzellikleri ile meşhur bir ilçe. İlk önce Narlıkuyu’ya gittim. Narlıkuyu, tertemiz denizi ve altın sarısı kumsalı ile bir cennet köşesi. Burada denize girdim ve güneşlendim. Denizin serin suları ve güneşin sıcaklığı beni adeta canlandırdı.

Öğle yemeği için Silifke’de meşhur tantuni yedim. Tantuni, lavaş ekmeğin arasına konulan et ve sebzelerle yapılan lezzetli bir kebap türü. Tadı damağımda kaldı!

Yemekten sonra Alahan Manastırı’nı ziyaret ettim. Alahan Manastırı, kayalara oyulmuş kiliseleri ve manastırlarıyla oldukça etkileyici bir yer. Manastırın tarihi 5. yüzyıla kadar uzanıyor ve Bizans döneminden kalma birçok fresk barındırıyor.

Akşamüstü ise Silifke’nin meşhur kalesine çıktım. Kalenin tepesinden Silifke’nin muhteşem manzarasını seyrettim. Manzara kartpostalları aratmayacak kadar güzeldi.

Mersin’de sadece bir gün geçirdim ama bu kısa sürede bile şehrin güzelliğini ve tarihi zenginliğini görme şansı yakaladım. Mersin, Akdeniz’in mavi sularına uzanan, tarihi ve doğal güzellikleri ile büyüleyen bir şehir. Bir daha gelmek için sabırsızlanıyorum!


Sizin de gezi yazılarınız varsa bu başlık altında paylaşabilirsiniz.

2 Beğeni