Sivas - Doğanşar

Doğanşar’ın antik adı HYPSELE’dir. Kelime İpsile şeklinde telaffuz edilerek günümüze kadar gelmiştir. Doğanşar ve çevresinin Osmanlı dönemindeki ismiTOZANLI idi. Kaza merkezi İpsile olarak anılırken geneli kaynakların tamamında Tozanlı Kazası veya Tozanlı Nahiyesi şeklinde adlandırılmıştır. İpsile ve çevresi bu ismi, Tozan Bey ve aynı isimle anılan cemaatten almıştır. Tozan Bey, 1455 öncesinde yörede idarî ve askerî yetkilidir. Aynı nahiyedeki bir grup köyün hem malikâne hem de divanî gelirlerini elinde bulundurmaktaydı. Tozanlı cemaatinin lideri durumundaydı.

1940 tarihinde nahiye merkezine de Tozanlı adı verilmiştir. Ancak, bu ismin kullanılmadığı görülmektedir. 1960 tarihinde İpsile adı Doğanşar olarak değiştirildi. Doğanşar; yeni doğan şehir, memleket demektir.

TARİHİ

Doğanşar, Hitit ve Romalılardan sonra 395 tarihinden itibaren Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğu yönetiminde kaldı.

1071 tarihinden itibaren İpsile’nin etrafındaki bütün yerleşim merkezleri Türkler tarafından fethedildi. Yeni köy ve mezralar kuruldu.

Doğanşar, 1071 sonrasında sırasıyla Danişmentli, Anadolu Selçuklu, Eratna ve Kadı Burhanettin Ahmet tarafından yönetildi. 1398’de Kadı Burhanettin’in öldürülmesi üzerine Doğanşar Osmanlı devletine bağlandı. 1402’deki Timur istilasıyla Doğanşar bu kez Kızıl Ahmetliler Beyliği yönetimi altına girdi. Osmanlı padişahı II. Murat’ın 1424 tarihinde Kızıl Ahmetlileri ortadan kaldırmasıyla Doğanşar yöresi kesin olarak Osmanlı yönetimine katıldı.

1455 tarihinde Tozanlı / Doğanşar’da ilk tahrir (yazım) yapıldı. Tapu tahrir belgelerine göre 1455 tarihi öncesinde Doğanşar yöresinin idarî ve askerî yetkilisi Tozan Bey idi. 1455, 1485, 1520 ve 1574 tarihli tahrir kayıtları yörenin uzun süre Tozan Bey’in oğulları İbrahim, Hazar, Hasan, Kasım ve Osman tarafından daha sonra ise Tozan Bey’in torunlarınca yönetildiğini göstermekte.

1455 tarihinde Tozanlı bölgesindeki köylerin tamamı Türklerin elindeydi ve köylerde gayrimüslim nüfus bulunmuyordu. İpsile çok sağlam bir kaleye sahip olduğu için 1461’e kadar fethedilememiştir. 1460-61 tarihinde Trabzon Rum İmparatorluğu’nun fethi sonrasında İpsile Kalesi’nin teslim olduğu anlaşılmaktadır.
1485 tarihinde İpsile’de bulunan Tozanlı askerleri şunlardı: 'Hayreddin Fakîh imam, Şeyh Çoban, Halife veled-i Yakub, Mehmed veled-i Hacı Hasan, Ahmed birâder-i mezkûr, Ramazan, Piri veled-i Abdülaziz, Çerak veled-i Turkaya sipahizâde

1834 tarihinde İpsile / Doğanşar ve köylerinde muhtarlık teşkilatı kuruldu. Her mahalleye birinci ve ikinci muhtar adıyla ikişer muhtar tayin edildi. İpsile’de oluşturulan mahallelerin isimleri; Cami-i Kebir, Cincioğlu, Çay-ı Kebir, Çay-ı Sagir, Dervişoğlu, Kale ve Ömerağa Mahallesi’dir.

1455 tarihinden itibaren Tokat’a bağlı olan Tozanlı-Doğanşar halkı, 1831’de Sivas’a bağlanmak için istekte bulundu. 28 Rebiülevvel 1247 / 06 Eylül 1831’de İstanbul bu isteği reddetti ve nahiyenin (Tozanlı-Doğanşar) öteden beri olduğu gibi Tokat’a bağlı olmasını ve Sivas tarafından hiçbir suretle müdahalede bulunulmamasını emretti. Bu istek bir müddet kabul edilmedi. 11 Mart 1835 tarih ve 2275 numaralı nüfus defterinin başlangıç kısmında Doğanşarlıların Sivas’a bağlanma isteğinden tekrar bahsedilmekte ve bunun ancak padişahın fermanıyla mümkün olabileceği vurgulanmaktadır.

1834 tarihinde Doğanşar ve köylerinde muhtarlık teşkilatı kuruldu. Her mahalleye birinci ve ikinci muhtar adıyla ikişer muhtar tayin edildi. Doğanşar’da oluşturulan mahalleler şunlardır: Cami-i Kebir, Cincioğlu, Çay-ı Kebir, Çay-ı Sagir, Dervişoğlu, Kale ve Ömerağa Mahallesi’dir. Cincioğlu Mahallesi’nin adı zaman zaman Cinci, Dervişoğlu Mahallesi’nin adı ise Derviş veya Dervişağa şeklinde geçmektedir.

1870’te Doğanşar’ın Sivas’a bağlandığı görülmektedir. 1872’de Hafik’in ilçe haline getirilmesi üzerine Hafik’e bağlanan Doğanşar, 1906’da Reşadiye’nin ilçe olmasıyla bir ara buraya bağlandı. Ancak, kısa bir süre sonra tekrar Hafik’in nahiyesi oldu.

Doğanşar uzun ve yorucu bir çalışmanın neticesinde 09.05.1990 tarihinde ilçe teşkilatına kavuştu.

İlçe merkeziyle birlikte Doğanşar 1455’te 38, 1485’te 42, 1520’de 59, 1530’da 60, 1554’de 59, 1574’te 62, 1838’de 59, 1840’da 45 (mezralar dâhil edilmemiş), 1845’de 48, 1884’de 49, 1914’de 56, 1935’te 55, 1940’da 55, 1945’te 55, 1950’de 39, 1955’te 39, 1960’ta 43, 1965’te 43, 1970’te 24, 1975’te 24, 1980’de 24, 1985’te 24, 1990’da 24, 2000’de 27 ve 2015 yılında 27 yerleşim merkezinden ibaretti.

NOT: Doğanşar İlçesi Hakkında detaylı bigi için KARAMAN, Fikri’nin 1-İpsile Tozanlı Doğanşar (1990), 2-Doğanşar Folkloru (1993), 3-Doğanşar İlçesi ve Köyleri Belgeseli (2000), 4-Ozan Ömer (2000), 5-Sâlnâme-i Vilâyet-i Sivas (2001), 6-1455’ten 2003’e Tozanlı Kazası (2003), 7-Ortaköy (2005), 8-1455’ten 2014’e Tozanlı Doğanşar Soy Kütüğü (2014) adlı kitap çalışmalarına bakınız.

NÜFUS ve DOĞANŞAR’A YERLEŞEN TÜRK TOPLULUKLARI

1455 tahririne göre bölgedeki köylerin tamamı Türklerin elindeydi. Köylerde gayr-i müslim nüfus bulunmuyordu. İpsile Kalesi ise 1460 - 61’de Türklerin eline geçti.

1485 tarihinde İpsile’de bulunan Tozanlı askerleri şunlardı: ‘Hayreddin Fakîh imam, Şeyh Çoban, Halife veled-i Ya’kûb, Mehmet veled-i Hacı Hasan, Ahmet birâder-i mezkûr, Ramazan, Pirî veled-i Abdülaziz, Çerak veled-i Turkaya sipahizâde’ 1485 tarihinden itibaren her geçen gün Türkler İpsile’ye yerleşmeye ve Türk - Müslüman nüfusunu artırmaya başladılar. Bu arada gayr-i müslimler bölgeyi terk etmekteydi. Robert Mantran’ın 17. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul adlı eserinde ifade ettiği üzere; Fatih dönemi ve devamında diğer birçok bölgeyle birlikte Sivas ve Tokat yöresindeki Gayr-i Müslimler İstanbul’un değişik semtlerine iskâna tabi tutulmuşlardır.

İpsile’de 1455 tarihinde 58 hane ve 7 bekâr, 1485’de 186 hane ve 10 bekâr ile 1 imam, 1520’de 235 hane ve 70 bekâr ile 1 sipahizâde, 1554’de 364 hane ve 121 bekâr, 1574’de 559 hane ve 109 bekâr nüfus bulunmaktaydı. 1574 tarihinde İpsile merkezin nüfusu 2900 kişi idi. Nüfusun sürekli olarak artış kaydettiği görülmekte.

İpsile merkezdeki Gayr-i Müslim nüfus 1600 - 1611 yılları arasında buradan ayrılarak Tokat il merkezine göç ettiler. Sonraki yıllarda İpsile’de Gayr-i Müslim nüfusa rastlanmamakta. Tokat kırsalında Gayr-i Müslim nüfus azalırken, Tokat merkezde sayıları artmaktaydı. Gayr-i Müslimlerin önceki tarihlerde de Yeşilırmak havzasından çekildikleri bilinmekte.

Doğanşar ilçe merkezinde 1831’de 2.384, 1915’te 1.584, 1935’te 1.720, 1946’da 1.522, 1960’ta 1.787, 1975’te 2.328, 1980’de 2.078, 1985’te 2.252, 1990’da 4.440, 1997’de 3.420, 2000’de 4200 kişinin yaşadığı görülmekte.

Doğanşar yöresine Bizans, Danişmendliler, Anadolu Selçukluları, Beylikler ile Osmanlı İmparatorluğu döneminde çok sayıda Türk boy ve cemaatı yerleşmiştir. Alan ve Çirmiş Türkleri 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi öncesinde yerleşen Türk boylarıdır.

Bizans döneminden kaldığı tahmin edilen kale taşlarından biri üzerindeki ok ve yay ile 24 Oğuz Boyu’ndan Bozokların Günhan Kolu’nun Bayat şubesine ait olan damga, buraya Bayat boyuna mensup Türklerin yerleştiğini göstermektedir. Ayrıca, Yörükan taifesinden olan Tozanlar veya Tozanlı Cemaati’nin Türkiye’de yerleşme alanı yalnız Sivas Eyâleti olup, bu bölgede Tozanlı adıyla anılan tek yer Doğanşar ve çevresidir. Yöreye gelip yerleşen bir diğer topluluk ise yukarıda açıklandığı üzere Kızıl Ahmetliler’dir. Tozanlı’daki Karkın, Dündar, Kabaklu, Çepni, Kıpçak ve Avşar adlı yerleşim merkezlerinin varlığı, çok sayıda Oğuz boyunun bölgeye geldiğini göstermekte. Tapu Tahrir Defterlerinde sıkça rastladığımız Menteşe, Saruhan, Aydın ve Karaman gibi isimler, bölgenin Osmanlının iskân siyasetinden payını aldığına delalet etmekte. Bilindiği üzere, Osmanlı yendiği beyliklerin halkını, Anadolu ve Rumeli’nin değişik bölgelerinde iskâna tabi tutmaktaydı.

İlçe merkezindeki Karamanlu (Karaman), Türkmengil (Türk), Yürük, Ferhat, Kıncır, Bayraktar, Çıldır, Serdar ve Karakösegil olarak isimlendirilen sülale isimleri, Doğanşar’a yerleşen Türk boyları hakkında bize ipuçları sunmakta. Benzer isimler köylerin tamamında bulunmakta.

1241 / 1826 tarihinde Niksarlıların bazıları yerlerini terk etmiş; Tozanlı, Kafirni / Almus ve Kumanat taraflarına göç etmişler. Bu durum vergilerin dağıtılma ve toplanmasını engellemekteydi. İstanbul, bu sebeple göçlere engel olunması ve göçenlerin derhal yerlerine döndürülmelerini emretmiştir. Ancak, Doğanşar ilçe merkezi ile köylerindeki Balık ve Cenik soyadını taşıyan ailelerin varlığı bu kişilerin tekrar geri döndürülemediklerini göstermekte.

DOĞANŞAR İLÇESİNDE COĞRAFİ YAPI

A. İLÇENİN COĞRAFÎ KONUMU

Doğanşar, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğusunda; Karadeniz ile İç Anadolu Bölgesi arasında, 40-41° kuzey paralelleri ile 37-38° doğu meridyenleri arasında yer almaktadır. İl merkezine 98 km mesafede bulunan Doğanşar’ın yüzölçümü 565 km²dir.

Doğanşar, doğusunda Koyulhisar, kuzeyinde Almus ve Reşadiye, batısında Hafik, güneyinde ise yine Hafik ve Zara ilçeleriyle komşudur.

B. YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Doğanşar genelde dağlık bir araziye sahip olup; topraklarının yarıdan fazlasını 1500-2000 m arasında olan saha teşkil etmektedir. Keşiş, Çal Dağı, Aşı Çalı (Karlıkçalı), Asmalı Dağ, Tekeli Dağı ve Doğanşar ile Kösedağ’ın uzantısı olan Kabaçam dağ silsilesi arasında derin vadiler mevcuttur. Yine Yeşilırmak’ı besleyen küçük dereler bazı vadileri teşkil etmekte.

Yöredeki kaya oluşumu incelendiğinde çeşitlilik arz ettiği ve farklı aşamalardan geçerek oluştuğu görülmekte. Bunlar:

a. İlçe merkezi, Çatpınar köyü ve çevresi incelendiğinde toprağın önemli bir kısmının kis yani tortul (çökelti) olduğu görülmekte. Kis adını verdiğimiz yarı kaya tipi arazi verimsizdir. Üzerinde pek az bitki vardır. Bu tür yerler dış etkenlerle çözülmekte ve zamanla toprağa dönüşmekte. Birkaç yıl üst üste hayvan gübresiyle gübrelenip sürüldükten sonra verim alınabilmekte.

b. İlçe merkezine iki km mesafedeki Sarıkaya bölgesinde organik tortullar görülmekte. Yöredeki kayalık alan midye, salyangoz ve diğer deniz canlılarının kalıntılarıyla oluşmuş.

c. Sarıkaya, Kozağaç yakınlarındaki Seki mevkii, Dipsizgölün etrafındaki kaya kütlesi, Şelale bölgesi ve Maraçukuru traverten şeklinde oluşmuş. Bu özelliği Tekeliiçi dersiyle Aksu’da da görmek mümkün. Traverten çok yönlü, çeşitli sebep ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır. Travertenlerden yalnızca Sarıkaya traverteninin rengi sarı diğerleri beyaz veya gridir.

d. Dağların önemli bir kısmı III. Jeolojik zamandaki orojenik hareketlerle kıvrılma ve kırılma hareketleriyle oluşmuş.

e. Küçük kaya parçalarının birbirine yapışmasıyla oluşan taşlar bulunmakta.

f. Ayrıca yörede volkanik hareketler de meydana gelmiş.

KAYNAK:

KARAMAN, Fikri; Cumhuriyet Döneminde Sivas Sempozyumu Bildirileri, II. Cilt, Sh. 79-117, Sivas 2009

Kaynak : http://www.dogansar.gov.tr/

1 Beğeni