Sivas - Kangal

TARİHÇE

İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.

İlçe topraklarının Anadolunun içerisinde olması nedeniyle yıllarca yerleşim merkezi olduğu gibi kurulan devletler arasında sınır teşkil etmesinden dolayı müstahkem mevkii durumuna gelmiştir. İlk çağlardan kalıntılar, ilçenin dağlık bölümünü oluşturan kuzey kesimini oluşturmuştur. Köy Hizmetlerinin yol yapımında,Gençali köyü yakınlarında işlenmiş taşlar bulunmuştur. Hüyük (Tümülüs) adı verilen yığmaları ilçe merkezinde, Yukarıhüyük, Tilkihüyük,Bulak köyü ve Kavak’ta bulunmakta olup henüz güncelleştirilmediği için hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir.

Hitit krallığının en gelişmiş dönemi olan M.Ö.1400 yılarında Hititlerin doğu komşusu olan Kargamış ile arasındaki sınır ilçe yakınlarında Hitit dönemine ait Havuz köyünün doğusunda bulunan Karaseki mevkiinde tipik bir Eti şehri harabesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçe merkezine 46 km. uzaklıktaki Akçakale köyünde de Hitit dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Belirtilen dönemlere ait kalıntılar bakımsızlık nedeniyle harabe durumundadır.

Lityalılar devrinde,devrin komutanlarından GİGES döneminde yapılan ve Mezepotamya ticaretini Ege denizine bağlıyarak Sivas -Malatya - Diyarbakır istikametine giden kral yolu yapılmıştır. Belirtilen yol kral yolumu yoksa buna bağlı başka bir yol mu olduğu kesinlik kazanmamıştır. Romalılar döneminde ilçemiz yerleşim merkezi olduğu Roma kalıntılarından anlaşılmıştır. İlçe merkezinde bulunan çanak, çömlek kalıntıları bunun belgesidir. Bunlardan biri Sivas müzesinde muhafaza edilen ve pişirilmiş topraktan yapılan bir Lahittir.Bu lahit ilçemiz merkezinden çıkarılmıştır. Ayrıca bu döneme ait bir su kemeri olduğu da bilinmektedir. Ayrıca merkez ilçenin Alibey mevkiinde Romalılar dönemine ait olduğu sanılan çeşme ve kalıntıları olduğu bilinmektedir.

Selçuklu hükümdarı Alpaslan’ın Bizanslılar ile yaptığı Malazgirt savaşını takiben yapılan antlaşma uyarınca Kızılırmak yayının dışında kalan, Kızılırmağın doğusu ile birlikte ilçemiz yöresi de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Bu dönemde ilçemiz ve çevresi Türkmenlerin yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Yöreye ilk gelen Türkmen beyleri yol güzergahı (Kral yolu) olması ile ayrıca tarım ve hayvancılığa elverişli olmasından dolayı bugünkü Humarlı,Mısırören ve Havuz köylerinin bulunduğu düz ve çayırlık araziye yerleştikleri bilinmektedir. Burada yerleşenlerin Oğuz Türklerinin KANGAR boyu olduğu tahmin edilmektedir.

Başlangıçta göçer ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenler,Selçuklular döneminde yerleşik düzene geçerek bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerini kurmuşlardır. Bu göçler zaman zaman devam etmiştir.

II. Beyazıt döneminde Kangal İlçemiz Osmanlılara geçmiştir. II.Selim İran seferine giderken İran saflarında yer almasın diye Erzincan, Tunceli dolaylarında yaşayan Türkmenlerin bir kısmını Zara,Divriği ve Kangal arasına yerleştirdiği bilinmektedir. 4.Murat Samsun ve Giresun limanlarını Anadolu’ya ve İstanbul’dan gelen yolu Halep’e kadar bağlaya meşhur Bağdat yolunu Humarlı köyü civarındaki Halep köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açılmış ve bölgeye canlılık kazandırmıştır.

Osmanlı-Rus savaşlarında (1877) doğuda ilerleyen Rus ordusundan Türk aileleri bugün Uzunyayla (Çerkez) bölgesine yerleşmiş, 1. Dünya savaşına müteakiben Milli Kurtuluş savaşında da göçler devam etmiş ve bu göçler ilçe merkezine de sirayet etmiştir. Bu savaşlarda Milli saflar cephesinde yer almış Türk boylarıdır.

Kangal, 1901 yılında ilçe merkezi olmuştur. Bu tarihten önce Bucak Subaşı ünvanı ile makam kisfesi, bir cüppe ve Markop denilen ayak giyimi ile sembolleşmiştir.

Kurtuluş savaşı yıllarında yurdun diğer taraflarında oluşturulan cemiyetlere ilaveten Kangal’da ULVIYE adli kadın cemiyeti oluşturulduğu ve Milli Mücadeleye böylece katkıda bulunduğu tespit olunmuştur. ilçeye 1902 yılında ilk kaymakam olarak eski Sivas Valilerinden, tarihi kişiliği olan Muammer Bey atanmıştır.İlçemizde tarım ıslah çalışmalarında bulunduğu bilinmektedir.İlçe merkezinden geçen Sivas - Malatya eski karayolu şosesi,eski Sivas valilerinden Halil Rıfat Paşa zamanında açılmıştır.

İLÇE OLUŞU

Kangal İlçesinin yerleşim tarihi oldukça eskidir. 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya gelen ilk Türk boyları,Anadolu’da bulunan Doğu Roma İmparatorluğuna ait yerleşim birimlerini ele geçirmişler, Doğu Roma İmparatorluğu’na ait yerleşim birimlerini ele geçiren Türk boylarından bir kısmı da ilçenin merkezine yakın bulunan Humarlı köyü yerleşim merkezi olarak seçilmiştir. Yerleşim merkezi olarak seçilen bu yerlerin iki özelliği vardır. Bunlardan birincisi; tarıma çok elverişli oluşu , ikincisi ise doğuyu batıya bağlayan İpek yolu güzergahında oluşu , buraya yerleşen Türk Boylarının ipek yolu güzergahını seçmeleri kendilerinin de ticaretle uğraştıklarını göstermektedir. Zamanla güçlenen bu Türk boyu etrafındaki diğer boylara gücünü kabullendirerek bir derebeylik kurmuşlardır. Sonradan Selçuklular döneminde de posta işleri de bu derebeyliğe verilmiştir. Selçuklular döneminde Alacahan Bucağı’nda bir kervansaray yapılarak bu yörenin önemi daha da artmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Sultan IV. Murat Samsun ve Giresun Limanlarını Anadolu’ya bağlayan ve İstanbul’dan gelen yolla birleşmiştir. Böylelikle Halep’e kadar uzanan meşhur Bağdat Şosesi Humarlı Köyü civarındaki Halep Köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açılmıştır. Derebeylik XVIII’nci asra kadar devam etmiştir. Sonradan bu yörede de derebeylik ve ağalık savaşları giderek arttığından Humarlı Köyü dağılmıştır. Dağılan boylardan bir kısmı bu günkü ilçe merkezine yerleşmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında da Kafkas Türklerinden Çerkezler ve Papaklar ile Doğu Anadolu’dan da Zazalar, Kürtler ve Alevilerin de çeşitli nedenler ile Kangal’a bağlı yörelere yerleşmiş, yurt edinmiş ve köyler kurarak bugünkü Kangal İlçesi’ni oluşturmuştur. İlçe 1902 yılına kadar bucak olarak kalmış ve o vakte kadar bucak subaşı unvanı ile makam kisvesi bir cübbe ve markop denilen ayak giyimi ile sembolleştirilmiştir.

Kangal İlçesinin Kangal ismini alışını doğrulayan çeşitli rivayetler vardır. Bunlar:Birlik ve beraberliği ifade eden anlamda, Kangal ilçesi geniş bir vadi içerisinde olup etrafındaki dağların Kangal şeklinde çevrilmesine izafeten,Kangal’a yerleşen iki düşman aşiretin kan davalarına burada son vermeleriyle KAN-KAL şeklinde isim oluştuğu bilahare şive nedeni ile Kangal’a dönüştüğü,Burada yetişen dikenli boz renkte Kangal yabani otunun çokluğu nedeniyle ‘Kangal’ ismini aldığı rivayet olunmaktadır.

Kaynak : http://www.kangal.gov.tr