Bu Siteyi Ziyaret Etmek İçin Lütfen Tarayıcınızda JavaScript'i Etkinleştirin.

Suriye'nin Yeniden İnşaası (İnşaat Ve Mimari) | Sayfa 4 | WowTurkey Kaliteli Genel Forum Sitesi Bilgi Resim Ulaşım

Suriye'nin Yeniden İnşaası (İnşaat Ve Mimari)

  • #62
Muhtar Türki olarak bilinen Türk vatandaşı Ömer Muhammed Çiftçi, yeni Suriye Ordusuna Tuğgeneral olarak atandı.
 
  • #63

"Suriye halkının özgürlüğe kavuştuğu ve refahı, kalkınmayı özlediği bu süreçte, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerde de çok önemli ve güçlü bir dönem başlayacak."​


"Gerek ticaretin geliştirilmesi gerekse gümrük geçişlerinin yenilenmesi, yatırımlar, yeniden imar ve müteahhitlik hizmetleri gibi birçok alanda, ulaştırma, enerji işbirliği alanında çok büyük bir çalışma içine girmiş bulunuyoruz."

Ticaret Bakanı
 
  • #64

ABD Hazine Bakanlığı, Suriye'ye yönelik yaptırımları hafifletti. ABD, Suriye'ye devlet kurumlarıyla yapılan işlemler ve bazı enerji ile havale hareketlerine izin veren 6 ay süreli muafiyet sağlandığını bildirdi. Böylece diğer ülkeler Suriye ile işbirliği yapabilecek.​

 
  • #65
"Ülkenin yeniden imarı meselesi. Yaraların sarılmaya başlaması, bu önemli. Bu konuda ciddi adımların atılması gerekiyor. Özellikle Halep'in yerle bir edilmiş olması. Halep çok kötü durumda. Maalesef o günler çok acı günlerdi. Halep yerle bir edilmiş durumda. Buranın yeniden imar edilmesi gerekiyor ki yerinden, yurdundan edilmiş olan mülteciler geri dönebilsinler. Biliyorsunuz, Türkiye'de mülteci var. Ürdün'de var, Irak'ta var, Mısır'da var, Lübnan'da var. Batıda var 1 milyona yakın. Bunların geri dönmesi için oradaki yeniden yapılanma faaliyetlerinin bir an önce başlaması gerekiyor."

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
 
  • #66
Bakan Hakan Fidan, Ahmet Hakan ile bugün çok samimi bir yayına katıldı. Suriye konusu ile ilgili her şeyi tei tek samimiyetle anlattı. İzlemeyenler için yazının tamamını aşağıya bırakıyorum.
 
  • #67
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı.

Bakan Fidan'ın açıklamaları şöyle:
O gün tabii uçak müsait olmadığı için havalimanı çalışmıyordu, daha yeni belki bugünlerde çalışmaya başladı. Karayoluyla gitme durumunda kaldık. Hatay'dan itibaren, sınırdan geçtiğimiz andan itibaren, İdlib tarafı iyiydi zaten. İdlib'e önceden de gittik geldiğimiz bir yerde ama daha sonra Hama, Humus ve Şam'a. Halep'ten geçmedik. Hama, Humus üzerinden. ...ve Şam'ın eteklerine gelene kadar sürekli bir yıkım vardı aslında.

Önceki gibi depremden çıkmış gibi. Aslında diğer taraftan rejimin kendi halkına karşı ne kadar zalim ve acımasız olduğunu da görüyorsunuz. Bir yerde çatışan güçler var, onların bulunduğu yerde sivil halk var. Herhangi bir ayrım yapmadan orayı top ateşiyle, yerle bir ateş altına alması, veya varil bombalar atması veya hava kuvvetleriyle bombalaması, yok etmesi. Tabii büyük bir acımasızlık örneği.

ŞARA İLE GÖRÜŞMESİ
Görüşmemiz uzun sürdü. Her türlü konuyu ele aldık. Açıkçası bundan sonra Suriye'de ne yapılmalı, nasıl yapılır, kendi görüşleri bu konuda ne, nasıl bir süreç yönetimi zihninde var, Türkiye'nin bu konudaki tavsiyeleri ne? Ve daha doğrusu aslında ben oraya gitmeden önce uluslararası toplumla yaklaşık 10-11 gün süren yoğun bir maraton, diplomasi maratonu yaptım Dışişleri Bakanlarıyla. Dışişleri Bakanlarıyla, Arap dünyasıyla bir araya geldik, Batı dünyasıyla bir araya geldik. Bizim ortaya koyduğumuz bir tez vardı. O da şuydu, yani biz Şam'daki yeni yönetim hiçbir şekilde yargılamadan ne istediğimizi ilk önce kendi aramızda kararlaştıralım, evrensel taleplerimizi. Ondan sonra gidelim diyelim ki biz uluslararası toplum olarak senden bunu görmek istiyoruz, bizim tavsiyemiz bu. Onlar da belli zaten, 4-5 madde bizim çıkardığımız maddeler, hem Batı'lılar hem Doğu'lular herkes buna zaten evet dedi. Yani Suriye'nin komşuları için tehdit olmaktan çıkması, hiçbir şekilde teröre yer veren, başta DEAŞ ve PKK olmak üzere bir alan olmaması, azınlıkların can, mal ve hayatı için güvenliğin sağlanması, kötü muameleye tabi olmaması, ülkenin toprak birliğinin bütünlüğünün korunması konuları başta olmak üzere ve bu türden maddelerimiz vardı.

İlk kriz çıktığı esnada herkes şaşkındı. Nasıl bir politika dili kullanılacak? Ne yapılacak? Yani burada yeni bir yönetim var. Yani bunlara nasıl tavır alınacak? Burada bir söylem oluşturulması gerekiyordu. Biz Türkiye olarak herkesin kabul edeceği, aslında vicdanen ve aklen de, hukuken de geçerli olan bir söylemi ortaya koyduk, teklif ettik aktörlere. Herkes bunu kabul etti. Ve bunun etrafında oluşan söylemi biz aldık, Şam'a götürdük, Şara'ya da bunları anlattık. Yani hem bölgedeki Arap ve Müslümanlar hem Türkiye, hem de uluslararası toplum senden bunu bekliyor. Ben de bu fikirdeyim dedi, bunda hiçbir şeyim yok, itirazım yok dedi.



TÜRKİYE'NİN ÖNCELİKLERİ NELER?
Birincisi, Türkiye olarak biz 3,5 milyon Suriyeli kardeşlerimize ev sahipliği yapıyoruz. ikincisi, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki varlığının ne şekilde sona erdirileceği meselesi.

Açıkçası ben Şara'yı gayet iyi gördüm. İdib'te geçirdiği yılların kendisine yaramış olduğunu gördüm. Uzun yıllardır bir deneyimi var aslında İdib'ten. Benim onunla ilgili gözlemlerim var zaman zaman güncellediğim. Geldiğimiz noktada gerçekten hem sorumluluğunun farkında, hem Suriye'nin kendisinden beklentilerinin farkında, hem bölgenin kendisinden beklentilerinin farkında, hem de hem fırsatların hem kısıtlamaların farkında. Yani rasyonel, oturaklı bir lider.

Ben ortaya konan hareketlere, politikalara, eylemlere bakaraktan hüküm verme taraftarıyım. Yani bu şekilde de hareket ettiğimiz zaman zaten diğer muhataplarımız için de ikna edici oluyoruz. Geldiğimiz noktada dediğim gibi şu anda azınlıkların güvencesi olma durumunda bir sıkıntısı yok. Ama yarın bir gün ülkede ulusal güvenliği ve bütünlüğü sağlamada sıkıntılar olabilir mi? Olabilir. Yani bölgede belli anlaşmazlıklar olabilir mi? Olabilir. Suriye üzerinde başkalarının hesabı olup karıştırmaya gidebilirler mi? Gidebilirler. Bütün bunların da farkında olmak gerekiyor. Ama güzel olan şu, Suriye halkı kendinden olan bir yönetimi sahiplendi ve umudunu ona bağladı. Bize de bu umudu desteklemek, beslemek düşüyor ve doğru olanı tavsiye etmek düşüyor.

"CUMHURBAŞKANIMIZ KABİNE TOPLANTISINDA TALİMAT VERDİ"
İşlem sıralaması yapacağımız zaman aslında ortada şu anda bir numaralı ödev, bir an önce hem halka hizmet edecek hem de uluslararası muhataplığı sağlayacak bir hükümetin kurulması. Şu anda resmi devlet başkanı vasfı yok Ahmet Şara'nın. Hala devrim yapan heyetin başkanı sıfatı taşıyor. Üç tane bakan atadı ama bunlar asıl kalıcı hükümetin atanması gerekiyor. Çünkü uluslararası toplum bir an önce oraya yardım ve teknik iş birliği için bekliyor. Bir muhatap istiyorlar. Mesela dün kabinedeydik. Cumhurbaşkanımız talimat verdi. Buraya Türkiye olarak yardımların seferber edilmesi, yani Sağlık Bakanı, Enerji Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Ulaştırma Bakanı, herkes karşısında bir muhatap görmek istiyor haklı olarak. Şimdi bir defa hükümetin öncelikle kurulması gerekiyor.

Sonra, ülkenin yeniden imarı meselesi. Yaraların sarılmaya başlaması, bu önemli. Bu konuda ciddi adımların atılması gerekiyor. Özellikle Halep'in yerle bir edilmiş olması. Halep çok kötü durumda. Maalesef o günler çok acı günlerdi. Halep yerle bir edilmiş durumda. Buranın yeniden imar edilmesi gerekiyor ki yerinden, yurdundan edilmiş olan mülteciler geri dönebilsinler. Biliyorsunuz, Türkiye'de mülteci var. Ürdün'de var, Irak'ta var, Mısır'da var, Lübnan'da var. Batıda var 1 milyona yakın. Bunların geri dönmesi için oradaki yeniden yapılanma faaliyetlerinin bir an önce başlaması gerekiyor.

ŞARA MÜLTECİLERİN DÖNMESİNİ İSTİYOR MU?
Tabii, zaten bu savaş bu yüzden verildi. Kendisiyle de konuşurken şu gündeme getirildi. Yeni anayasanın yapılması ve seçimler meselesi. Anayasanın yapılması, hani eğer yöntem, teknik yöntem olacaksa, referandum olmayacaksa, iki tane yöntem var, temsilciler meclisi üzerinden bir anayasa kabuğunu ile halkın tamamını davet edip referandumla anayasa kabul etmek. Bunun için seçim yapılması lazım. Seçim olması için 10 milyondan fazla insanın tekrar dönmesi gerekiyor. Yurt dışında doğmuş, son 11 yıl içerisinde sayısı belli olmayan vatandaş var. Yani bunların gelip kayıtlarını tekrar kontrol altına alıp, kimliğini kaybetmişleri tekrar kimliğini verip bir sistem oturtulması gerekiyor.

Ben sordum, yani yol haritanı nedir zihninde? Yani nasıl bir yönetim, bu yönetim nasıl seçilecek, nasıl olacak, nereye gidilecek? Devletin adı ne olacak? Rejimin şekli ne olacak? Buraya kadar konuştuk.

DEVLETİN ADI NE OLACAK?
Suriye Arap Cumhuriyeti, mevcut ismi. Detayları bildiğimden tarafların elindeki imkan ve kabiliyetleri, niyetleri, her zaman için bir ihtiyat payım var. Yani o olasılıklı senaryolar her zaman için zihnimdedir. Ama şu anda, yani arazideki dengeleri ele aldığımızda ortaya çıkan tablo şu. Ahmet Şara ve ekibi, Suriye Milli Ordusu, Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu'nun bu yönetime destek vermesi, güneydeki unsurların şu anda destek vermesi, askeri güvenliğin sağlanması açısından önemli bir başlangıç.

İntikam duygusu çok tahrik edici bir duygu, cezbedici bir duygu. Kendinizi bir defa kaptırdınız mı Allah muhafaza, geri dönüşü yok. Özellikle devlet eliyle, topluluk eliyle bunu yaptığınız zaman zulmün yok edici bir aracı olur. Ben buna bulaşmayacaklarına inanıyorum, buna bulaşmamaları için de her türlü gerekeni yapıyoruz.

SURİYE'Yİ KIŞKIRTMAK İÇİN TERTİPLER OLUYOR MU?​

An itibariyle gözlemlemiyoruz ama olmayacağı manasına gelmez. Olmayacağı manasına gelmez. Zaman ilerledikçe, olaylar, yönetim, yapı, şekil aldıkça belli memnuniyetsizliklerin farklı şekilde kendini gösterme ihtimali var, açıkçası.

An itibariyle gözlemlemiyoruz ama olmayacağı manasına gelmez. Olmayacağı manasına gelmez. Zaman ilerledikçe, olaylar, yönetim, yapı, şekil aldıkça belli memnuniyetsizliklerin farklı şekilde kendini gösterme ihtimali var, açıkçası.

TÜRKİYE BÖLGEDE AĞABEY KONUMUNDA MI?​

Biz bu unvanları bırakalı çok uzun zaman oldu. Özellikle Cumhurbaşkanımız Başbakanlığı döneminden itibaren ben ilk görevime TİKA'da başladım. Orta Asya'ya çok yardım yapıyorduk. Böyle bir şey yok. Eşit ilişki karşımızdakiler bizim kardeşimizdir. Şu anda bize ihtiyaçları var ama tarih onları öyle bir noktaya getirir ki bizden daha da ileri olabilirler. Günün sonunda gerçekten Suriye milleti asil bir millet, kabiliyeti olan bir millet yanlış yönetimden dolayı, emperyal oyunlardan dolayı belli bir mağduriyet yaşadılar. Bize düşen onlara yardım etmek. Biz domine etme fikrine karşıyız. Etkimiz olabilir, örnek alabilirler. Ama domine kültürü gerçekten bizim bölgemizi öldürüyor. Ben Arap kardeşlerime de bölgede dedim. Orada bu olaydan sonra çekincesi olanlar oldu. Biz bölgede ne Türkiye'yi ne İran'ı ne Arapları herhangi bir şekilde domine etme bakış açısıyla bir politika üretimine razı değiliz.

"FERASETE SAHİBİZ"​

Eğer Allah bize akıl verdiyse, bu kadar hikmet varsa ortalıkta, hakikat varsa bundan ders alıp, ben hep bunu söylüyorum muhataplarımıza, buradan artık beraber yolumuza devam edelim. Benden bir şeyden şüpheleniyorsan her şey ortada. Ama şuna da hazırlıklı olmamız lazım. Türkiye'nin sözü niye etkin? Caydırıcı olduğumuz için, gücümüz olduğu için, yani gerektiği zaman, bize karşı numara yapıldığı zaman, biz de tabii ki tepkimizi koyacak araçlara sahibiz. Ferasete sahibiz. Savaşmaktan kaçmayacağımızı bilmeleri lazım.

TÜRKİYE SURİYE'DE ASKERİ OPERASYON YAPACAK MI?
Bizim devlet olarak yıllardır çeşitli çalışmalarımız var. Suriye'deki yeni yönetimin sorunu sahiplenmesi adına gerekli adımları atması gerekiyor. Kabul etmezlerse ki zamana oynadıkları ortada. Bu insanlar buraya savaşarak geldi. Şam'daki yönetim savaşmaktan korkan bir hükümet değil. İsrail önceki rejimin kapasitesine dokundu.


Bizim onlara verdiğimiz ültimatom ortada. Amerikalılar üzerinden de verdik, basın üzerinden de verdik. Kime? YPG'ye. Uluslararası terörist savaşçı niteliği taşıyan, Türkiye'den, İran'dan, Irak'tan gelmişlerin terk etmeleri gerekiyor. PKK'lı kadroların ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Şu anda buna yönelik bir hazırlık da görmüyoruz, niyet de görmüyoruz, açıkçası. Ve bekliyoruz.


Biz ültimatomları veya şartları söylerken, şunun için söylüyoruz. Eğer askeri harekat olmasını istemiyorsanız, bölgede, ne bizim tarafımızdan, ne Suriye'deki yeni yönetim tarafından, bunun şartları bellidir. Bu şartları çok basit bir şekilde, sadık bir şekilde, hiçbir şeyden, hiç kimseden saklamadan ortaya koyuyoruz. Nedir şartlarımız size? Uluslararası başka ülkelerden gelen terörist savaşçıların ülkeyi terk etmesi. PKK'lı yönetim kadrosunun ülkeyi terk etmesi. Terör örgütünün üst düzey yöneticilerinin Suriye'yi terk etmesi gerekiyor. Onlar kendilerini biliyorlar, isimleri bizde var. Daha sonraki kadroların silahlarını bırakarak yeni sisteme dahil olmaları gerekiyor. Bu kansız, problemsiz bir geçiş. Buna mukabil, oradaki PKK'lı olmayan, aziz Suriyeli Kürtleri canlarına, mallarına herhangi bir zarar gelmeden normal hayata katılmaları ve yaşamaları gerekiyor. Yani Suriyeli yeni yönetim de bunun garantisini bize veriyor. Çünkü şartlarımız arasında bu da var.


Suriyeli, Kürt vatandaşların da canları, malları güvence altında olacak, yeni yönetime katılacaklar. Eşit yurttaş olarak orada var olacaklar. Tabii, onun da garantisini istiyoruz. Çünkü Esad döneminde Kürtlerin bir kısmına vatandaşlık verilmemişti. Kimlik verilmemişti. Ben MİT müsteşarı iken, bu devrimden önce, iç savaştan önce yaptığım görüşmelerin bir kısmı Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bunu halletmek üzerineydi. Yani bu insanlara yazık. Kendilerine hayat kuramıyorlar, gidiyorlar. PKK'nın kucağına düşüyorlar, başka mafyaya düşüyorlar. Size de zarar, bölgeye de zarar. Yani böyle bir şey olmaz. İnsanlık dışı muamele olmaz. Şu anda onun ortadan kalkması gerekiyor tabii ki.


"PKK SORUNU SÜRERSE ÇÖZÜM ASKERİ HAREKAT"
Terör örgütü YPG konusunda beklenen yapılmazsa gereği yapılacak. Gereği askeri operasyondur. Sen terör faaliyeti içerisindesin. Bunu kendin de kabul ediyorsun. Toplamışsın dünyanın her tarafından adamları. Başkasının toprağını işgal etmişsin. Petrolün üstüne çökmüşsün. Başkasına hapishane hizmetleri sunarak para alıyorsun. Böyle bir düzen kurmuşsun, uluslararası düzen. Hangi ülkeden, hangi servisten, hangi ülkenin askeri yetkilisinden ne duydun, ne aldın, kime ne söz verdiğinin haddi hesabı yok ortalıkta. Yani bu maskaralığa artık bir son verilmesi gerekiyor bölgede. Benim için tehditsin, Suriye için tehditsin, Irak için tehditsin, bölge için tehditsin, en önemlisi Kürtler için tehditsin. Artık bu tehditin, bu yanlışlığın, bu çılgınlığın ortadan kalkması gerekiyor. Kaç yıldır mağarada yaşayan insanların yönettiği, bu insanları mağaraya çekip, örgüt kurup yönetmeye başladıkları zaman internet yoktu. Birçok şey yoktu.


"PKK ABD'YE HAPİSHANE HİZMETİ VERİYOR"
Amerika orada çeşitli bahaneler için vardı. Şu anda özellikle oradaki varlığını Biden yönetimi döneminde devam ettirirken geliştirdikleri mazeretlerin yüzde 85'i gitmiş durumda. İran varlığını, Rus varlığını bahane ediyorlardı. Şimdi DEAŞ ile ilgili bir konu var. DEAŞ ile mücadele meselesini gündeme getiriyorlar. Orada şunun altını çizmek lazım. Yabancı medyaya da söylüyorum. Şimdi DEAŞ ile mücadele diye sundukları konu PKK'nın onlara verdiği hapishane hizmetleri.


11 Eylül olaylarından sonra Amerika biliyorsunuz teröre karşı savaş diye bir küresel koalisyon oluşturdu. Ve dünyanın her yerinden topladığı savaşçıları kendisine ait, fakat Küba'da bulunan Guantanamo'da bir cezaevi kurdu, oraya koydu .Herhangi bir yargılama hukukuna, hiçbir hukuka tabi değiller. Zaten öyle olsun diye bir yer bulundu. Ama bu Amerika'daki siyasetçileri çok zor durumda bıraktı. DEAŞ'la mücadele sonrasında da yakalanan yabancı savaşçılara, Avrupa'dan başta olmak üzere gelenleri koyacak bir yer aradılar. Avrupalılar kendi vatandaşlarının kendileri istemiyor. Yani DEAŞ'lı, Belçikalı adam var. Tabii. DEAŞ'lı, Fransız adam var. İstemiyor. İngilizler istemiyor. Onu almak, yargılamak istemiyor. Orada ölsün ya da başka bir şey olsun diyor. Yani bir tür Suriye'ye Guantanamo muamelesi yapıyor. Ve onun da gardiyanlığını PKK yapıyor.


"CUMHURBAŞKANIMIZ DEAŞ İÇİN TALİMAT VERDİ"
Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Milli Savunma Bakanımızla çalıştığımız bir konu. Cumhurbaşkanımız şunun da talimatını verdi, DEAŞ için "Başka kimse kontrol altında tutamayacaksa ben kendi askerimle bunu kontrol altında tutarım". Türkiye olarak biz buna da hazırız. Şu anda tüm aktörlerin davranışlarını analiz ediyoruz.


Birinci döneminde Trump bu konuda çok gerçekçi sorular sormuştu ve tatmin edici cevaplar alamayınca askerlere burayı boşaltın talimatı verdi. Fakat sistem adamı dinlemedi. Bu da Amerikan sisteminin bir garipliği. Şimdi yeni dönemde tekrar bakacağız ne yönde karar verilir. Trump ne der? Sistem dinler mi? Onları görmem lazım diyorsun. Şöyle, bu Amerikan davranışı açısından önemli. Cumhurbaşkanımız konularını, sınırlarını çok net çizdi. Bizim tavrımız belli. Biz kan dökülmeden bu sorun hallolsun istiyoruz. Şam'ın şimdi yeni bir sahibi var. Yeni yönetim var. Yani Suriye halkı artık yönetimi kendi eline alıyor. Bunlar, bu adamların çünkü kendi sınırları içerisinde kalıyor. Eskiden Esad'ın böyle bir şeyi yoktu. Bunlar eğer buna karşı dururlarsa, o zaman atılacak adımlar belli. O zaman bunların niyetinin ne olduğu da belli. Bunların niyetinin aslında herhangi bir ülkeyle barış içerisinde olmak değil, bulundukları yerde terör ve kaos çıkartmak gibi bir niyetleri var anlamına gelir. Ama buna da kimse müsaade etmez.


Trump kişilik olarak kendi lider diplomasisini yürüterek neticeye ulaşmak konusunda istek sahibi bir insan. Son iki demokrat başkan profili Obama ve Biden'a baktığımız zaman aşağıda oluşturulmuş görüşleri temsilciliğini yapan bir lider profili oluyor.


Trump, 'ben liderim, halk beni seçmiş, benim görüşlerim var, ben bu görüşlerle hareket etmek istiyorum. Başkasına eksantrik görülebilir, başkasına daha farklı görülebilir ama ben buyum ve ben bunu da hiç kimseden saklamadım' Halk bunu seçti ve ben böyle davranıyorum.' diyor. Türk-Amerikan ilişkilerini ilerletmede bir artı bir şey üretebilir mi? Baştan peşin hüküm vermeyeceğiz Gelecek, bakacağız, göreceğiz. Kendi konularımızı net bir şekilde söyleyeceğiz, onlardan da net bir şekilde dinleyeceğiz ve mevzularımızı medeni bir şekilde ilerletmeye çalışacağız. Cumhurbaşkanımızın kendisiyle gerçekten iyi bir dostluğu var. Liderler birbirlerini tanırlar. Liderlerin kendi inisiyatifleriyle kurdukları bir ilişki alanı vardır. O alandan da biz artık istifade ederek yolumuzu ilerletmeye çalışacağız.
 
  • #68

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 61 yıllık Baas rejiminin devrildiği Suriye devletinin yeni isminin "Suriye Arap Cumhuriyeti" olacağını açıkladı.​


Bakan Fidan açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

"Şara'nın yönettiği nüfusun yarıdan fazlası iç göçtü. Geri dönüşler için yeniden yapılanma faaliyetleri başlamalı.

Şara'ya, yol haritasını sordum. Devletin ismi Suriye Arap Cumhuriyeti olacak. Bayrağa bir yıldız daha eklediler.
 
  • #70
"Suriye'deki durum bizi de yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle yoğun ilgileniyoruz. Suriye'de yaşamın normale dönmesi için elektrik olmazsa olmaz kaynak. Rejimin devrilmesinden sonra Suriye'de enerji altyapısı anlamında her şey eksik. Birçok alanda yapılması gereken işler var. Suriye'de masterplanla çalışarak kısa orta uzun bir planlama için bir heyeti göndermiştik. Bu hafta yine bir heyeti gönderdik. Onlar da bugün Türkiye'ye dönecek. Türkiye'deki Suriyeli vatandaşların vatanlarına dönmesi önemli. Onlar da bu gelişmeleri takip ediyor. Yeni yönetimin istikrarı sağlayabilmesi için de önemli. Bizim istikrara kavuşmuş Suriye önemli.

"SURİYE'YE GİDECEĞİM"​

Belli bölgeler çok kötü. Belli yerlerde de altyapı var ama rehabilite edilmesi lazım. Kapasite yetersiz. İnsanlar şuan günün büyük çoğunluğunda elektrik kullanamıyor. Bizim de orada muhataplarımız netleştikten sonra biz de ziyareti düşünüyoruz.

KAYNAK NASIL SAĞLANACAK​

Suriye ile devam eden enerjimiz var. 2017'den beri Suriye'ye elektrik ve akaryakıt ihraç ediyoruz. Orada yerelde firmalar var. Bizden satın alıp dağıtım yapıyorlar. Bunu daha güneye nasıl götürebiliriz arayışı içerisinde olacağız. Suriye'deki yaptırımlar kalkmalı. Ülkelerin beyanları gelmeye başladı. İş modelleri üzerinde çalışıyoruz. Özel sektörün devrede olduğu bir süreçten bahsediyoruz. Halep'te elektrik yok. Orada tesis ettiğimiz iletim hatları vardı. Kontrolümüzdeki yerlerde bunlar hala ayakta. Önümüzdeki 6 ayda Halep'i rahatlatabiliriz bu konuda. Halep'teki elektrik için ihtiyaç olan doğalgaz verilebilir. Özel sektörü işin içerisine sokmaya çalışıyoruz. Halep'ten sonra doğalgaz boru hatları var. Halep'e ulaşmak önemli. Halep'e ulaştıktan sonra güneye Şam'a doğru rahat gidebilirsiniz. Uluslararası finansman buraya gelebilir. Özel sektör bu finansmanı bulduğu zaman uzun dönemli imtiyazlarla harekete geçebilir. Yeni santrale ihtiyacımız var. 20-25 yıl elektrik alım garantisiyle yapılabilir. Ödemeyi Suriye yapacak. Şuan dizel jeneratörle elektrik sağlıyorlar. Bundan daha uygun modeller üzerinde duruyoruz. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz."

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar
 
  • #71

"500 MİLYAR DOLARLIK BİR YATIRIMA İHTİYAÇ VAR"​

"Suriye'nin altyapısı için BM'nin yaptığı bir çalışma var. 500 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç var. Suriye'nin istikrarı kazanmasıyla beraber kendi kaynaklarını ekonomiye kazandırmak da konuşulabilir. Suriye 2002 yılında 630 bin varil günlük petrol üreten bir ülke. Bu çok ciddi bir rakam. Türkiye ihtiyacının yüzde 60'ı diyebiliriz. Bu rakam tabi savaş nedeniyle düştü. Bunları ekonomiye kazandırmak altyapı çalışmaları açısından çok önemli.

YPG'NİN PETROLÜN ÜZERİNDE DURMASI​

Türkiye'de de petrol arıyoruz. İyi çalışmalarla Suriye'deki potansiyel artabilir. 600 bin varil azaldı. O sahalar profesyonel elle işletilmedi. Terör eliyle üretilen sahalardan bahsediyoruz. Profesyonel ellerde bu rakam artabilir."

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar
 
  • #72
Hakan Fidan :

"Güçlü dış politikamız ile yürüttüğümüz politikamız, güvenlik ve savunma, enerji, sağlık gibi her katmanda bir senaryomuz bulunmakta."

"Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor. Suriye halkı yeni bir hikaye ile karşı karşıya. Suriye'nin yeniden inşası konusunda ve istikrara kavuşmasında çabalarımıza başladık. Türkiye'nin dış politikasında ana eksen refah ve barıştır."


6780df0bb2a54292.jpg
 
  • Beğen
Tepkiler: Mona Roza
  • #73
Hakan Fidan, Suriye konulu toplantıya gidiyor.

Ağırlıklı olarak Suriye’de istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik müteakip adımlara odaklanılması beklenen toplantıda Bakan Fidan’ın şu konulara vurgu yapması bekleniyor:

  • Suriye’deki yeni yönetimle angajman ve teşvik temelinde geliştirilecek temasların ülkenin istikrarını hedefleyen yolda önem taşıdığının altını çizmesi,
  • Bu amaca yönelik bir diğer önemli unsurun da Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliği ilkesinin gözetilmesi olduğunu vurgulaması,
  • Suriye’deki mevcut durumdan istifade etmeye çalışabilecek bölücü terör örgütüne karşı gerekli her türlü tedbirin alınacağını bir kere daha yinelemesi,
  • Suriye’nin yeniden imarı yolunda ivme kaybedilmeden sistematik ve tutarlı adımlar atılmasının önemine işaret etmesi,
  • Suriye’ye yönelik yaptırımlara ahiren getirilen muafiyetlerin kapsamının önümüzdeki dönemde kritik sektörleri de içerecek şekilde genişletilmesini teşvik etmesi bekleniyor.
 
  • #74
Ülkesine dönen Suriyeli
Dönüş yapan Suriyeli
Kaç Suriyeli ülkesine döndü
Mülteci sayısı

Son 5 haftada yaklaşık 65 bin Suriyeli ülkesine döndü.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Mona Roza
  • #78
Suriye’ye kum ve mermer dışındaki her türlü inşaat malzemeleri ihraç edeceğiz. Askeri alanda malzeme ihraç edeceğiz. Mimari alanındaki ihracatın artması bekleniyor.

Bunun karşılığında ise hayvansal ve bitkisel yağlar, pamuk, buğday, arpa, mısır ithalatı yapılacak. Suriye'den kum ve mermer ithalatı olacak. Baharat olarak Suriye'den birçok ürün alınacak.

Önümüzdeki hafta içi kalem kalem ihraç ve ithal edilecek ürünleri paylaşabilirim.
 
  • #80
İkili ticaret hacmimiz 2,5 milyar dolar. Kısa vadede 10 milyar dolara çıkacak. Burada para yerine malzeme ve ürün takası da gündemde.

Şu an Suriye'ye ihraç ettiğimiz ürünler :
Demir-çelik, plastik, ev eşyaları, inşaat malzemeleri ve gıda ürünleri.

Şu an Suriye'den ithal ettiğimiz ürünler :
Pamuk, zeytinyağı ve ayçiçeği yağı.
Screenshot_20250115_095418.jpg
 
  • Beğen
Tepkiler: Bedri18

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular