Türk Savunma Sanayi Ürünleri, Projeleri ve İhracat Haberleri

Endonezya’nın ATMACA Gemisavar Füze siparişinin detayları​

Haber Merkezi26 Ocak 2024

Türkiye’nin ilk milli gemisavar füzesi olan ATMACA için Endonezya ile sözleşme imzalandı. Endonezya, ATMACA Gemisavar Füzesi’nin ilk ihracat müşterisi oldu.

Janes’in konuya yakın kaynaklardan edindiği bilgiye göre; Endonezya, yerel savunma şirketi PT Republik Defensindo aracılığıyla Türkiye’den ilk parti tedariki için sözleşme imzaladı.

Toplam 45 adet füze ile bunlara ait fırlatma üniteleri ve kullanıcı terminallerinin tedarikini kapsayan bu sözleşme, Endonezya Deniz Kuvvetleri’nin Roketsan üretimi ATMACA füzesinin ilk ihracat müşterisi olmasının önünü açıyor.

ATMACA Gemisavar Füzesi​

Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın gemisavar füze ihtiyacının yerli ve milli imkanlarla karşılanması için ATMACA Güdümlü Mermi G/M Projesi, 2009 yılında başlatıldı.

Bu kapsamda Roketsan ana yükleniciliğinde geliştirilen Aktif Radar Arayıcı Başlığa (AR) sahip 250+ kilometre menzilli ATMACA Gemisavar Füzesi, kapsamlı test faaliyetlerinin ardından Kasım 2019 tarihinde, MİLGEM TCG KINALIADA (F-514) Korveti’nden ilk kez ateşlendi

ATMACA-Füzesi


Bu atış testi esnasında ATMACA, deniz yüzeyindeki sabit hedefi başarıyla vurdu.

ATMACA Füzesi, 18 Haziran 2021 tarihinde icra edilen diğer bir test esnasında ise yine KINALIADA Korveti’nden ateşlendi ve ilk kez gerçek bir gemi hedefini vurdu. Hedef gemi, ATMACA Füzesi ile vurulduktan sonra battı.

Füze, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmiş bulunmaktadır.

Kaynak:
🇹🇷🇹🇷
 

ASELSAN’dan 24.6 milyon dolarlık deniz sistemleri ihracatı​

Haber Merkezi25 Ocak 2024

ASELSAN, deniz sistemleri alanında uluslararası bir müşterinin kullanımına yönelik olarak 24.6 milyon dolar tutarında yeni bir sözleşme imzaladığını açıkladı.

Konuyla ilgili olarak ASELSAN tarafından KAP’a yapılan açıklamada, “ASELSAN, uluslararası bir müşterisinin son kullanımına yönelik olarak deniz sistemleri tedarikini kapsayan toplam bedeli 24.692.633,- Avro tutarında bir satış sözleşmesi imzalamıştır.” ifadelerine yer verildi.

MİLGEM Projesi kapsamında STM ana yükleniciliğinde inşa edilen Firkateyni, geçtiğimiz günlerde Türk Donanması’na teslim edildi. TCG İSTANBUL’da; CENK-S AESA Radar, GÖKDENİZ Yakın Hava Savunma Sistemi, ARES-2 Elektronik Harp Sistemi ve PİRİ-KATS Kızılötesi İz Takip Sistemi gibi birçok ASELSAN üretimi alt sistem kullandı.

Öte yandan aynı tören kapsamında, ASELSAN ile Sefine Tersanesi tarafından geliştirilen ve dünyanın elektronik harp kabiliyetine sahip ilk insansız deniz aracı olan MARLİN de Türk Deniz Kuvvetleri envanterine dahil edildi. MARLİN, Türk Donanması’nın envanterine giren ilk insansız deniz aracı oldu.

Marlin SİDA


Aynı zamanda ASELSAN, deniz platformlarına yönelik stabilize top sistemi ihracatlarına da devam ediyor. Bu alanda Güney Kore’ye dahi ihracat gerçekleştirilmiş durumda.

Kaynak:
 

KAAN savaş uçağı müjdesi! Son durumu heyecanlandırdı​

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, Türkiye’nin ilk yerli savaş uçağı KAAN’ın son durumuyla ilgili heyecan veren açıklamalarda bulundu.​

GİRİŞ 27.01.2024 17:53GÜNCELLEME 27.01.2024 17:54EKONOMİ

Türk Havacılık Uzay Sanayii tarafından yürütülen, Türkiye’nin en önemli teknoloji projelerinden KAAN’ın uçuşuna yönelik hazırlıklar ve testler tüm hızıyla devam ediyor.

2023 Verimlilik Proje Ödülleri Töreni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla Kocael’de gerçekleştirildi.

Bu yıl 9’uncusu düzenlenen törende dereceye giren işletme ve kurumlara ödülleri taktim edildi.

JkfiF_1706365505_0067.jpg


Gebze ilçesi Bilişim Vadisinde düzenlenen programda, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, Süreç İyileştirme Kategorisinde birincilik ödülü aldı. Öte yandan Kotil, TUSAŞ tarafından geliştirilen ve Türkiye’nin ilk yerli savaş uçağı olacak Milli Muharip Uçak (MMU) KAAN ile ilgili açıklamalarda bulundu.

8JeM6_1706365455_6944.jpg


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın, “Herkes KAAN’ın kanatlanacağı tarihi duymak istiyor, ne durumdayız hocam ?” sorusu üzerine Kotil**, “Yer testleri yapıyoruz. Yakın”** dedi.

Bakan Kacır’ın
“Yakın mı çok mu yakın” şeklindeki sorusuna ise Kotil, “Çok yakın” diye karşılık verdi.

KAAN’IN DİKKAT ÇEKEN ÖZELLİKLERİ

Ses hızının 1,8 kat üzerine çıkabilecek

Tasarım ve imalatıyla milli olan KAAN’ın kanat açıklığı 14, yüksekliği 6, uzunluğu ise 21 metre. Kokpiti ise tek kişilik.

e7OWO_1706366124_9631.jpg


Maksimum 55 bin fite kadar çıkabilecek olan KAAN, 40 bin fitte sesten 1,8 kat hızlı uçabilecek. Çift motoru, yüksek manevra kabiliyeti, radara düşük görünürlüğü, gövde içi silah taşıyabilmesi ve elektronik harp kabiliyeti de KAAN’ın dikkat çeken özelliklerinden.

ÜSTÜN KABİLEYETLERİYLE ÖNE ÇIKACAK

Türkiye KAAN ile 5’inci nesil savaş uçağına sahip ülkeler arasında yerini alacak. Milli savaş uçağı her türlü hava-hava ve hava-yer hedeflerine stratejik taarruz imkanı sağlayacak. Yüksek hava muharebe menzili ve süpersonik hızda hassas ve tam vuruş özellikleri ile fark yaratacak.

 

BARKAN kar, çamur dinlemedi 1000 kilometreyi devirdi​

Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen insansız kara aracı BARKAN, kar ve çamurlu sahalarda, zorlu coğrafyalarda 1000 kilometreyi geride​

28.01.2024

BARKAN kar, çamur dinlemedi 1000 kilometreyi devirdi

Ankara​

Güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarının yerli ve milli savunma sanayisi ürünleriyle karşılanması amacıyla Milli Savunma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda çalışmalar çok yönlü sürüyor.

008_2024%2F12_OCAK%2F04_Ocak%2F18%2F202406.jpg


Bu çalışmalarda insansız sistemlerin envantere kazandırılması çalışmaları önemli bir yer tutuyor. Uzun süredir kullanılan insansız hava araçlarının çeşitliliği artarken son dönemde bunlara insansız kara ve deniz araçları eklenmeye başladı.

008_2024%2F12_OCAK%2F04_Ocak%2F18%2F202401.jpg


İnsansız kara araçlarında farklı sınıflarda yerli ve milli çözümler göreve hazır hale getirilirken, ortaya çıkan platformlar Kara Kuvvetleri Komutanlığı kullanımına sunuluyor.

Güvenlik güçlerinin kullanımına sunulan araçlardan biri de “orta sınıf 1. seviye insansız kara aracı” BARKAN. HAVELSAN tarafından yürütülen “dijital birlik” konseptinin karadaki unsurlarından biri olan BARKAN, ilk versiyon aracın kullanıcı isterlerine uygun olarak geliştirilmesiyle ortaya çıktı.

008_2024%2F12_OCAK%2F04_Ocak%2F18%2F202403.jpg


Saha testlerinin ardından 2023 sonunda envantere giren BARKAN, kar ve çamurla kaplı, zorlu coğrafi koşullarda bugüne kadar 1000 kilometreden fazla mesafe katetti.

BARKAN, sahip olduğu özelliklerle güvenlik güçlerine karşı asimetrik tehditleri ortadan kaldırmanın yanı sıra zorlu arazi ve sert hava koşullarının üstesinden gelebiliyor. Yüksek riskli askeri görevlerde muharebe etkinliğini artıran BARKAN, çeviklik gerektiren birçok senaryoda ileri güvenlik sağlamak üzere tasarlandı.

008_2024%2F12_OCAK%2F04_Ocak%2F18%2F202404.jpg


Modüler yapısı ve son teknoloji faydalı yük opsiyonları ile BARKAN, farklı tip silahlarla taarruz, ekipman taşıma, yaralı intikali, bomba imha, keşif ve gözetleme, savaş hasar keşfi gibi birbirinden farklı görevleri ileri otonom özellikleriyle yerine getirebiliyor. BARKAN, sürü altyapısıyla diğer otonom araçlarla ortak harekat gerçekleştirebiliyor.

BARKAN, saatte 13 kilometreden fazla hıza ulaşıp, 5 saatten uzun görev yapabiliyor.

008_2024%2F12_OCAK%2F04_Ocak%2F18%2F202405.jpg

Kullanıcının güvenini kazandı​

HAVELSAN Ürün Geliştirme Direktörü Veysel Ataoğlu, AA muhabirine, BARKAN aracının zorlu arazi koşullarında yapılan doğrulama testlerinde 1000 kilometreyi aşarak sahada kullanıcının güvenini kazandığını söyledi. Ataoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının çizdiği misyon doğrultusunda HAVELSAN olarak çalışmalarımızı yoğun şekilde yürütüyoruz. Bu kapsamda otonomi ve komuta kontrol yazılımlarında iyi bir noktaya geldik. BARKAN projesi bu anlamda bizim için önemli bir referans noktası oldu. HAVELSAN’ın bu yazılım kabiliyetlerini önümüzdeki dönem birçok platform üzerine entegre etmek için çalışma yürütüyoruz. Robotik ve otonom sistemler alanında önümüzdeki dönemde daha fazla yeniliğe öncülük etmeyi hedefliyoruz. Bunun bir sonucu olarak önümüzdeki günlerde HAVELSAN’ın geliştirdiği yazılım kabiliyetlerini sahada birçok platformla göstermeyi planlıyoruz.”

008_2024%2F12_OCAK%2F04_Ocak%2F18%2F202407.jpg


 

Türk savunma sanayiinden BAE çıkarması​

Haber Merkezi31 Ocak 2024

Savunma Sanayii Başkanlığı liderliğinde, 30-31 Ocak 2024 tarihleri arasında, Abu Dabi’de organize edilen Çalıştaya, Türk savunma sanayii şirketlerinin yöneticileri ile bölge otoritelerinin ve şirketlerinin temsilcileri iştirak etti. BAE’deki mevcut işbirliklerinin artırılması ve potansiyel işbirlikleri için zemin oluşturulması hedeflenen Çalıştay ile önümüzdeki dönemde iki ülke arasında oluşması hedeflenen güçlü zeminin, sağlam temelleri atılmış oldu.

Savunma Sanayii Başkanı Görgün ziyaret kapsamında; Birleşik Arap Emirlikleri Genelkurmay Başkan Yardımcısı Ahmad Al Nahyan, Genelkurmay Kuvvet Geliştirme Otoritesi Başkanı General Hassan Al Hammadi, Tawazun Council CEO’su Muammar Shehab, Edge Yönetim Kurulu Başkanı Faisal Al Bennai ve Edge CEO’su Hamad Al Marar ile bir dizi görüşme gerçekleştirdi.

Bölgeye gerçekleşen ziyaret kapsamında aynı zamanda Aselsan’ın dost ve müttefik ülkelerle yüksek teknolojilerde iş birliği ve ihracat odaklı büyüme stratejisi kapsamında ASELSAN BAE Ofisi açılışı gerçekleştirildi. Açılışa; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ve Abu Dabi Büyükelçisi Tugay Tunçer katılım sağladı.

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, açılış sonrası, bölgedeki yerel ve uluslararası basına röportaj da vererek, gerçekleşen üst düzey temaslar, yürütülen çalışmalar ve önümüzdeki dönemki planlamalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

AKINCI-TİHA


Savunma Sanayii Başkanı Görgün, basına verdiği röportaj kapsamında şu açıklamalarda bulundu:

“Buraya geniş bir katılım ile geldik. Vakıf şirketlerimiz, entegrator şirketlerimizin hem yöneticileri hem de teknik personeli ile birlikte, yine özel sektörümüzün kıymetli temsilcileri ile buradaydık. İki gün sürecek Çalıştayı, burada Genelkurmay Başkanlığı ile organize etti çalışma arkadaşlarımız.

Ağırlıklı olarak Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetlerinin son kullanıcıları ile özellikle şirketlerimizin yöneticileri ve teknik personelleri daha önceden belirlenmiş olan seksen madde üzerine konuştular. Burada muhakkak ki; Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 yılında yaptığı ziyaret sonrası bu işbirlikleri arttı. Hem BAE Emirinin hem Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon ve motivasyonla savunma sanayiimizdeki ve ekosistemdeki herkes elinden gelen gayretle, sonuç ortaya çıkarmaya çalıştı.

Bu gelişimiz daha yapısal bir işbirliğinin oluşması üzerine kurgulanmış bir ziyaretti. Her tarafın memnun olduğu, faydalı bir toplantı oldu. Savunma sanayiindeki ticari ilişkimizin önemli bir kısmını, tabi ki bizim medarı iftiharımız ve AKINCI’lar da var. Burada kapsamlı bir satış söz konusu. Bunların bir kısmı teslim edildi, bir kısmı teslim ediliyor. Kullanıcıların memnuniyeti ve Türkiye ile iş yapmalarının memnuniyetini duymak da ayrıca ülkemiz adına bir kazanım diye düşünüyorum.

Bu gelişimizde paylaşacağımız bir başka husus Aselsanımızın BAE’de açtığı ofis oldu. Sayın TBMM Başkanımız Numan Kurtulmuş Bey’in iş ziyaretine de denk geldi. Birlikte onun teşrifleri ile yapmış olduk. Hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.”

Kaynak:
 

Türkiye’nin F-16 Blok 70 tedarikinde ‘şart şurt’ yok​

Haber Merkezi 1 Şubat 2024

görüntü


Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin F-16 Blok 70 tedarikiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Kaynaklar, F-16 tedarikinin herhangi bir şarta bağlanmadığını vurguladı. Öte yandan kaynaklar, F-16 paketinde yer alan mühimmat sayılarının da güncel ihtiyaçlara göre planlandığının altını çizdi.
Konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından yapılan açıklamada, “Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları doğrultusunda, 40 adet yeni F-16 Blok-70’in tedariki, mevcut 79 adet F-16’nın ise modernize edilmesi ile bunlara ait mühimmat, malzeme ve teçhizatları içeren talebimizin ABD kongresindeki onay süreci 26 Ocak’ta başlamıştır.

Teklif ve Kabul Mektupları tarafımıza ulaştığında takvim üzerinde çalışmalara başlanacak ve böylece projelerin maliyeti de net olarak ifade edilebilecektir.

Talep edilen mühimmat istekleri harekât ihtiyaçları, envanter durumu ve teknik gereklilikler göz önüne alınarak detaylı bir çalışma sonucunda yapılmıştır.

Türk F-16'ları Polonya Semalarında


Bazı Yunanistan kaynaklı haber sitelerinde iddia edildiğinin aksine F-16 tedariki ve modernizasyonu konusu herhangi bir şarta bağlı değildir.” ifadelerine yer verildi.

Türkiye’ye yönelik F-16 Blok 70 bildirimi​

ABD Savunma Bakanlığı, 26 Ocak 2024 tarihinde Türkiye’ye yönelik satışı için yabancı askeri satış (FMS) bildiriminde bulundu.

Türkiye için yapılan bildirim, yaklaşık olarak 23 milyar dolar tutarında bir bütçeyle 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı, 79 adet F-16 Blok 70 modernizasyon kiti ve beraberindeki birçok teçhizatın satışını kapsıyor. 40 adet F-16 Blok 70’ten 32 adedi tek, 8 adedi ise çift kişilik konfigürasyonda olacak.

Uçakların yanında ise; 48 F-110 Turbofan Motoru, 149 AN/APG-83 AESA SABR Radarı, 168 Entegre Viper Elektronik Harp Suiti, 858 LAU-129 Güdümlü Füze Lançeri, 44 M61 Vulcan Topu, 16 AN/AAQ-33 Sniper Gelişmiş Hedefleme Podu, 952 AMRAAM AIM-120C-8 Hava Hava Füzesi, 96 AMRAAM Güdüm Bölümü, 864 GBU-39/B Minyatür Bomba, 96 AGM-88B HARM Anti-Radyasyon Füzesi, 96 AGM-88E Gelişmiş Anti-Radyasyon Füzesi (AARGM); 401 AIM-9X Block II Sidewinder Hava Hava Füzesi ve ek birçok sistem tedarik edilecek.

Kaynak:
 

Savunma Sanayii İhracatı: Ocak 2023​

Haber Merkezi2 Şubat 2024

görüntü


Türk savunma ve havacılık sanayiinin 2024 yılının Ocak ayı boyunca gerçekleştirdiği ihracat, 330 milyon dolar olarak açıklandı.

Savunma ve havacılık sanayii sektörünün 2024 yılı ihracatına yönelik ilk çıktı belli oldu. Sektör, Ocak 2024’te 330.2 milyon dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi. Bu, 2023 yılının Ocak ayında gerçekleştirilen ihracata kıyasla %18.4 oranında artış anlamına geliyor.

Öte yandan Türk savunma ve havacılık sanayii, 2023 yılını 5.5 milyar dolarlık ihracat rakamıyla kapatmıştı. İhracatta başı, önceki senelerde olduğu gibi SİHA’lar ile mühimmat çözümleri çekmişti. Türkiye’nin bu alanda yıllık 6 milyar dolar ve üzeri bir bantta tutunabilmesi için ortalama ‘500 milyon dolar / ay’ ihracat gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunun ise ancak platform ihracatlarıyla sağlanabileceği değerlendiriliyor.

Özellikle kara ve deniz platformlarına yönelik ihracatta kayda değer bir artışa ihtiyaç duyuluyor. Aynı ihtiyacın, radar ve diğer sensör sistemleri için de mevcut olduğu üzerinde duruluyor. Özellikle Erken İhbar Radarı ve Silah Tespit Radarı gibi geliştirme faaliyetleri henüz tamamlanan projeler için ihracat potansiyelinin yüksek olduğu öngörülüyor.

AKINCI BOZDOĞAN


Yine tarafından 2022 ve 2023 yıllarında imzalanan rekor değere sahip ihracat sözleşmelerinin, 2024 yılı içerisinde önemli ihracat girdileri oluşturacağı üzerinde duruluyor.

Kaynak:
 

TULPAR’a 120mm İtalyan Hitfact Mk2 kulesi entegrasyonu​

Haber Merkezi2 Şubat 2024

görüntü


Otokar tarafından geliştirilen TULPAR zırhlı aracına, İtalyan Leonardo üretimi 120mm’lik Hitfact Mk2 kulesi entegre edildi. TULPAR, ‘Hafif Tank’ haline getirildi.

Türk savunma sanayiinde ‘Hafif Tank’ rüzgarı devam ediyor. Daha önce hem Otokar TULPAR hem de FNSS platformları, 105mm’lik kuleler ile görüntülenmişti. Hatta FNSS, KAPLAN MT Modern Orta Ağırlıklı Tank’ın Endonezya’ya ihracatını da gerçekleştirdi.

Son olarak Otokar, zırhlı aracına İtalyan Leonardo şirketinin ürettiği 120mm’lik Hitfact Mk2 kulesinin entegrasyonunu gerçekleştirdi. Entegrasyonun hangi ülkenin talebine binaen gerçekleştirildiği konusunda ise bir detay paylaşılmadı.

Hitfact Mk2 kuleli TULPAR, otomatik doldurucu sayesinde 3 personel tarafından rahatlıkla kullanılabiliyor. Kulede ana silah olarak 120/45mm çapında bir tank topu bulunurken, 1×7.62mm eş eksenli makineli tüfek ile 7.62mm veyahut 12.7mm çapında uzaktan komutalı silah sistemi de entegre edilebiliyor. NATO STANAG 4385 ve STANAG 4458 standartlarındaki kulede, manuel ve otomatik doldurucu tercih edilebiliyor.

Hitfact Mk2


Bahsi geçen 120mm’lik kule, ilk olarak İtalyan Ordusu tarafından kullanılan C1 Ariete Ana Muharebe Tankı’na entegre edilmişti.

Öte yandan Otokar, şu ana kadar TULPAR’ın herhangi bir ülkeye satışını gerçekleştirmedi. Ancak özellikle bazı Asya ve Avrupa ülkelerinin, çeşitli TULPAR konfigürasyonlarına ilgi gösterdiği iddia ediliyor.

Otokar TULPAR​

TULPAR, yüksek ateş gücüne, modüler yapıya ve büyüme potansiyeline sahip, güncel ve gelecekteki operasyonel gereksinimleri karşılamak üzere farklı konfigürasyonlar oluşturulabilen çok amaçlı bir platformdur. Modüler tasarım yaklaşımı, farklı konfigürasyonlar için ortak gövde yapısı ve ortak alt sistemler kullanılabilmesini sağlamaktadır. TULPAR’ın farklı araç konfigürasyonlarının ortak alt sistemler ile görev yapabilmesi kullanım esnekliğini arttırmaktadır.

tulpar


TULPAR’ın gövde önünde konumlandırılan güç grubu, 700 BG ile 1100 BG arasında güç sağlayabilen turbo şarjlı dizel motor ve otomatik transmisyon seçeneklerine sahiptir.

TULPAR’ın modüler yapısı, 7,62 mm ile 120 mm arasında insanlı veya insansız silah sistemleri, havan ve hava savunma sistemlerinin entegre edilmesine olanak sağlamaktadır.

TULPAR, ortak gövde yapısı kullanan; Hafif Tank, Zırhlı Muharebe Aracı, Zırhlı Personel Taşıyıcı, Keşif Aracı, Komuta Kontrol Aracı, Hava Savunma Aracı, Ambulans, Bakım ve Kurtarma Aracı, Havan Aracı ve diğer araç konfigürasyonlarına sahiptir. Ortak gövde yapısı kullanan tasarım yaklaşımı, eğitim için ayrılan kaynakların azaltılmasının yanı sıra önemli lojistik avantajlar sağlar.

Kaynak:
 

Türk savunma sanayisi 5. nesil zırhlı araca imza attı​

Türk savunma sanayisi yeni nesil zırhlı muharebe aracı PARS ALPHA 8X8, Suudi Arabistan’daki World Defense Show’da ilk kez vitrine çıktı.​

04.02.2024-Ankara

Türk savunma sanayisi 5. nesil zırhlı araca imza attı


Türk savunma sanayisi yeni nesil zırhlı muharebe aracı PARS ALPHA 8X8 ile askeri kara araçlarında 5. nesil bir çözüme imza attı.

Zırhlı kara aracı üreticisi FNSS, PARS araç ailesinin yeni üyesi PARS ALPHA’yı, Suudi Arabistan’daki World Defense Show’da ilk kez sergiledi.

2024%2F02%2Fpars4-1.jpg


FNSS Genel Müdürü Nail Kurt, AA muhabirine, PARS ALPHA’nın 5. nesil bir zırhlı araç olduğunu söyledi.

2024%2F02%2Fpars4-2.jpg


Aracın 35 yıllık serüvenlerinde bir tepe noktası olduğunu vurgulayan Kurt, “Bu süreçte edindiğimiz teknolojik kazanımları, bilgi birikimini, sayısız müşteri deneyimini ve saha geri bildirimlerini; en nihayetinde bölgemizde, özellikle 10-15 yıldır süre gelen simetrik ve asimetrik tehditlerin tümünü dikkate alarak tasarladığımız ve ortaya çıkardığımız bir başyapıt olarak adlandırmak istiyorum bu aracı. Dünyadaki rakip ve benzerlerine göre çok sayıda üstünlüğü mevcut. Bu anlamda da lider karakterini yansıtması için PARS ALPHA olarak adlandırdık aracımızı ve Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen World Defence Show’da tanıtımını yaptık.” dedi.

2024%2F02%2Fpars4-3.jpg

Yeni araç yerleşimi birçok avantaj getirdi​

PARS ALPHA’nın özelliklerine ilişkin bilgiler veren Kurt, hem tekerlekli hem paletli geleneksel zırhlı muharebe araçlarında şoförün oturduğu önde bir bölme bulunduğunu, yanında güç grubu kompartımanı, arkada ise ayrı bir kompartıman yer aldığını ifade etti. PARS araç ailesinde ise bundan farklı olarak önde hem sürücünün hem de istenirse nişancı, komutan veya başka bir personelin oturabileceği, iki kişilik ve 180 dereceden fazla bir görüş açısı olan bir bölüm bulunduğunu dile getiren Kurt, bu bölmenin arkasında güç grubu var yer aldığını ve bir koridor vasıtasıyla diğer görev ekipmanlarının ve personelin olduğu bölüme bağlandığını belirtti.

2024%2F02%2Fpars4-10.jpg


PARS ALPHA’da ise sürücünün ve diğer personel bölmesinin arkada bulunmasının, önde yer alan motor bölmesiyle tamamen ayrı olmasının çok büyük avantajlar getirdiğini vurgulayan Kurt, şu değerlendirmelerde bulundu:

“En büyük avantajı, bu tür araçlarda istenen balistik koruma seviyesinin bir seviye üzerine çıkmamızı sağlaması oldu. Mayın koruma anlamında ön tekerlekte yine bir seviye yukarı çıkmamızı sağladı. Bütün bunların yanı sıra aracın genel boyutunda, uzunluğunda da bir kısalma oldu. Yaklaşık 60-70 santimlik bir avantaj elde ettik. Yeni nesil 8X8 araçlar aslında çok iri, uzun ve büyük araçlar. Güç grupları da çok kuvvetli, 700 beygirler civarında oluyor. Biz bu araçta yaklaşık 60-70 santimlik kısalma elde ettik. Bunun yanı sıra iç hacimde de yaklaşık 2-2,5 metreküplük bir büyüme elde ettik. Araç için inovatif dememin arkasında yatan sebeplerden biri budur. Kendi sınıfında çok güzel bir çözüm ortaya çıkardık. Yani aslında tam yeni nesil ve ileriye yönelik, önümüzdeki 30-40 yılda çok büyük faydalar sağlayacak önemli bir konfigürasyonu ortaya çıkardık. Diğer özellikleriyle birlikte çok taklit edilecek bir araç olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla hem yurt içinde hem yurt dışında, Orta Doğu’da da önemli projelerde yarışıyor. Bunlarda da önemli başarılar elde edeceğimize inanıyorum.”

Araçta bunun yanı sıra geleneksel PARS ailesinde hep kullandıkları her akstan direksiyon sistemi yer aldığını dile getiren Kurt, bu özelliğin aracın dönüş çapını çok küçülttüğünü, özellikle meskun mahallelerde kullanımını çok faydalı hale getirdiğini söyledi.

2024%2F02%2Fpars4-10.jpg


PARS ailesindeki ayarlanabilir hidropnömatik süspansiyon özelliğini yeni araçta da kullandıklarını ifade eden Kurt, şöyle konuştu:

“Bu sistem aracı yükseltip alçaltabiliyor. Mayın tehditlerinin çok fazla olduğu bölgelerde arazide ilerlerken aracı yükselterek yaklaşık 55-60 santimlik bir yükseklik elde edebiliyorsunuz ve bu özellik mayın koruması için çok büyük fayda sağlıyor. Tabi bunun dışında nakliye sırasında yüksekliğin ayarlanabilmesi büyük bir avantaj; bir römorka, bir trene veya uçağa yüklerken aracı tamamen yere neredeyse sıfır olacak şekilde indirebiliyorsunuz. Yine bu ayar sayesinde yüksek hızlara emniyetli bir şekilde çıkabiliyorsunuz. Yüksek bir araçta bu çok zor olabilir, araç teknik özelliklerinde azami hızı 100-110 kilometre gösterir ama sert zeminde, asfaltta 120 kilometreleri gören hızlara ulaşıyor araç. Burada aracın yola yakın olması emniyeti çok arttırır. Ayrıca araç yüksekliğini sağ sol ayrı ayrı ayarlayabilirsiniz. Bu da eğimli arazi koşullarında faydalı olurken, aracın taşıdığı, yeni nesil, elektronik ağırlıklı, çevreye duyarlı, zemin eğiminden etkilenen hassas ekipman bulunuyor; araç eğimini ayarlayabilmeniz, aracı düz zemindeymiş gibi hareket ettirebilmeniz bu ekipmanın sorunsuz kullanımına olanak sağlıyor. Yine silah sistemlerinde yükseliş ve alçalış açısı çok önemli. Biri hava tehditlerine karşı, bir diğeri de yakın tehditlere karşı büyük avantaj sağlar. Aracın üstü sabit, bunu fazla oynatamıyorsunuz, -5’lerde -8’lerde kalır, fakat aracın yüksekliğini ön ve arka yüksekliklerini ayarlayarak alçalış açısını ya da yükseliş açısını arttırabilirsiniz. Sütre gerisinde saklanırken aracın yüksekliğini indirip silueti düşürebilirsiniz gibi birçok avantaj sağlar.”

Engel tanımıyor​

Aracın iç hacminde sağlanan avantajın mühimmat taşıma kapasitesinde büyük avantaj sağladığını vurgulayan Kurt, “Dolayısıyla hacimde yakaladığımız genişlik de çok önemli bir avantaj olarak ön plana çıkıyor. Bu anlamda PARS ALPHA’nın rakiplerinden üstün olduğunu iddia ediyoruz.” dedi.

2024%2F02%2Fpars4-6.jpg


Araç 2 metre 40 santim açıklıklardan köprüye ihtiyaç duymadan geçebildiğini, 80 santim dik engelleri kendi başına aşabildiğini aktaran Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bütün bunlara ilave olarak rakip araçların bir seviye üstünde balistik koruma, ön taraftaki ön tekerlerde basacağı mayına karşı yüksek koruma ve yanlarda el yapımı patlayıcı koruması sağlar. Bugünün asimetrik muhabere ortamında bunlar çok çok önemli. Bütün bu korumayı, iç hacmi, mobiliteyi, düşük silueti bir araya getirdiğinizde inanılmaz bir imkan ortaya çıkıyor. Belirli araçlarda bu özelliklerin bir kısmı var, başka araçlarda diğer özellikler var ama PARS ALPHA ile tüm bu özelliklerin bir arada toplandığı bir araç ortaya çıkarmış oluyoruz. Tüm bu nedenlerle bu aracımız için başyapıtımız tanımını kullanıyorum ve tüm bu nedenlerle de ALPHA adını verdik aracımıza.”

Silah sisteminde sınır yok​

Araçların üzerindeki silah sistemlerinin tamamen kullanıcı gereksinimlerine göre şekillendiğini, buna uygun çözümler oluşturduklarını ifade eden Kurt, PARS ALPHA’nın üzerinde yer alan ve opsiyon olarak kullanılabilecek silah sistemlerine ilişkin şu bilgileri verdi:

"Lansman kulemizde de yine benzer bir durum söz konusu aslında. Orta Doğu’da önemli bir kullanıcımızın talep ettiği 30 milimetre silaha topa sahip bir kule entegre edildi araca. Çift kişilik kule istendi ancak bunun insansız, yani basketsiz, içeride sabit oturan bir nişancı vasıtasıyla kullanılabilecek versiyonları da var. Yine yanlarda iki tane anti tank füze istendi onları da adapte ettik ama bu kuleler tek tarafta da olabilir. Bunun dışında 35 milimetre kule entegre edilebilir ki yurt içinde önemli bir projemizde böyle bir talep var. 105 milimetrelik kule istenirse o da takılabilir.

2024%2F02%2Fpars4-7.jpg


Endonezya’ya verdiğimiz hafif tankta bu kule mevcut, bu kule PARS ALPHA’ya da entegre edilebilir, havan sistemleri de olabilir. Dolayısıyla bu aracın bir özelliği de ölçüsel anlamda kullanıcının isteyebileceği her türlü silah sistemini ve onun gerektireceği mühimmat miktarını da aracın içinde tutabilmek. Bu açıdan da yine iç hacmin çok büyük avantajı olduğunu tekrar vurgulamam lazım. Silah sistemi konusunda hemen hemen bir sınırımız yok. Yani kullanıcımız ne isterse, gerek şirketimiz ürün portföyünde yer alan silah sistemleri gerekse kullanıcının tercih ettiği başka bir silah sisteminin entegre edilmesi sağlanabilir. Bu araçlarda 3 sene sonra modeli değişti, 5 sene sonra yenisini alalım diyemezsiniz, bu araçların 40 ila 50 yıl ömrü var. İyi bakılırsa, orta yaş ve ömür uzatım kapsamlı bakımları yapılırsa bu araçlar 40 ila 50 yıl envanterlerde kalıyor. Dünya orduları envanterlerinde daha eski araçlar, tanklar da mevcuttur."

2024%2F02%2Fpars4-8.jpg

Teknolojik hazırlık seviyesi üst seviyede​

PARS serisinin son ürünü PARS ALPHA’nın teknolojik hazırlık seviyesi olarak çok üst seviyede olduğuna işaret eden Kurt, “Dolayısıyla sıfırdan yapılan bir araçtan ziyade 1 milyar doları aşkın bir ihracat başarısı sağlamış, yurt içinde de önemli projeler kazanmış olan PARS serisinin en üst, en son modeli olarak tarif ediyorum. Bu kapsamda, teknolojik seviye olarak baktığınızda, sistemler ve güvenilirlik açısından çok üst seviyelerde olduğunu söylemek çok doğru olur.” dedi.

PARS ALPHA’nın ağırlığının 35 tonun altında olduğunu, görev ekipmanlarıyla birlikte ağırlığının 38-39 tonlara çıkabildiğini anlatan Kurt, rakip araçlarla ilgili şu kıyaslamaları yaptı:

“Dünyadaki diğer ürünlere bakacak olursak, bugün özellikle Batı’da yeni geliştirilmiş örnekleri var. Son 5 senedir tüm askeri kara aracı üreten firmalar geliştirmeler yapıyorlar, bunların hepsinde ağırlıklar bu seviyede. Motorlar 700 beygir civarında, araçlar 35 tonun üstünde. PARS ALPHA bu araçların sınıfında ama bahsettiğimiz konfigürasyon değişikliği, inovatif tasarımı sayesinde, çok farklı ve olumlu pozitif farklar yaratan bir araç oldu. Dolayısıyla o araçlarla dünyanın her yerinde, her şartta, teknik olarak kafa kafaya yarışacak bir araç. Bunu satış fiyatı olarak söylemiyorum çünkü ülkemizde biz her zaman için çok daha maliyet etkin çözümleri kullanıcılarımıza sunabiliyoruz. Dolayısıyla kafa kafaya adil bir yarışmada, bugün Türkiye’de üretilen bu sistemlerin kazanamayacağı bir pazar bilmiyorum.”

2024%2F02%2Fpars4-9.jpg


Nail Kurt, PARS ALPHA’nın hibrit güç grubu yapısına da çok uygun olduğuna işaret ederek, “Dolayısıyla bundan sonra ortaya çıkarabileceğimiz bir hibrit çözüm üzerine çalışıyor olacağız. 6x6 tekerlekli araç versiyonu için şu anda konsept çalışmalara başladık, yakında ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla PARS ailesinin yeni ürünü artık böyle ilerleyecek ve dünyada ses getirecek.” dedi.

 

TAYFUN, SUNGUR, TRG-230 ve KARAOK füzeleri için sözleşme​

Haber Merkezi 3 Şubat 2024

Savunma Sanayii Başkanlığı’nda “Kara Füze Sistemleri İmza Töreni” gerçekleştirildi. TAYFUN, SUNGUR, TRG-230 ve SUNGUR Füzeleri için seri üretim kararı çıktı.

“Kara Füze Sistemleri İmza Töreni”; Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığında (SSB) yapıldı.

Güler, buradaki konuşmasında, anlaşmalar kapsamında üretilen değişik çap ve özelliklerdeki sistemlerin ordunun ihtiyaçlarını karşılayarak harekat, imkan ve kabiliyetlerini artıracağına olan inancının tam olduğunu belirtti.

Bakan Güler, yerli ve milli savunma sanayinin birçok ülkeyle ilişkilerin geliştirilmesi ve işbirliğin arttırılması hususunda önemli katkılar sağladığına işaret ederek, şöyle konuştu:

Kara-Füze-Sistemleri-2


“Gururla ifade etmeliyim ki, savunma sanayi ekosistemimiz, güçlü altyapısı ve ileri teknolojisiyle uluslararası sektöre de yön veren bir konuma ulaşmıştır. Ülkemiz yapılan her türlü engellemeye, uygulanan gizli ve açık ambargolara rağmen başta Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu yüksek irade ve stratejik vizyon ile tüm zorluklara meydan okudu ve muhteşem bir hikaye yazdı. Şu ana kadar elde ettiğimiz tüm bu başarılar daha büyük hedeflere emin adımlarla ilerleyeceğimizin de en açık göstergesidir.”

“Yerli ve milli savunma sanayimizi bekamızın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz”​

Milli Savunma Bakanı Güler, ordunun envanterine kazandırdıkları sistemlerin ne kadar kritik ve gerekli olduğunun,savunma ve güvenlik konularının her geçen yıl daha fazla önem kazandığı son günlerde daha da ön plana çıktığını vurguladı.

Güler, “Bir yandan ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için her türlü tedbiri proaktif bir şekilde alırken, yerli ve milli savunma sanayimizi de bekamızın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.” dedi.

Bakan Güler, savunma sanayi ürünleri üretilirken, değişim ve yeniliklere hızlıca uyum sağlanması, modern teknolojiye entegre şekilde geliştirilmesi, üretim, imkan ve kapasitelerinin en üst seviyeye çıkartılması, ayrıca alanda istihdam edilecek donanımlı ve yeterli sayıda personele sahip olunması gibi olgularla ulaşılan seviyenin önemine de dikkati çekti.

Durmadan, yorulmadan daha çok çalışma, daha çok üretme mecburiyetinde olduklarını söyleyen Güler, şöyle konuştu:

“Kaybedecek, boşa harcayacak tek bir günümüz dahi yok. Bu anlayışla başta Savunma Sanayii Başkanlığımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla güçlü işbirliğimizi sürdürüyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci asrında ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda Silahlı Kuvvetlerimizin üstün teçhizat ve sistemlerle donatılması ve savunma sanayi endüstrimizin tüm dünya çapındaki etkisi ve pazar payının geliştirilmesi yegane hedefimizdir.”

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ise buradaki konuşmasında, savunma sanayiinde ulaşılan başarılara işaret ederek, “Türkiye’nin savunma sanayisinde elde ettiği gelişme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu destekle bütün dünyanın dikkatini çekiyor.” ifadesini kullandı.

Savunma sanayii alanında çalışan herkesin elinden gelenin en iyisini akıl ve alın teriyle yaptığını dile getiren Görgün, şöyle konuştu:

Haluk-Görgün


“Oluşturduğumuz, ürettiğimiz, ihraç ettiğimiz kara, deniz, hava platformları ve bunların üzerinde kullanılan faydalı yükler, mühimmatlar. Sadece platform üretmek, sadece bu platformda kullanılan unsurları üretmek yetmiyor, bunların birbiriyle koordineli çalışmasını ve ihtiyaç duyulduğu şekilde kullanılmasını kolaylaştıran sistemleri temin edebilmek ciddi emek gerektiriyor.”

SSB Stratejik Sistemler ve Uzay Daire Başkanı Hacı Ömer Karakuzu ise sözleşmeleri imzalanan , TRG-230, SUNGUR, KARAOK füze sistemleri hakkında bilgi verdi.

Karakuzu, “Var olduğu binlerce yıldır kutsal bayrağımızın özgürce dalgalanmasını sağlayan, milletimize huzur, dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku salan, şanlı, yenilmez, cesur, güçlü, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimize sistemlerimiz hayırlı olsun.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bu tip sistemlerin hayata geçirilmesi büyük bir irade gerektiriyor”​

ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci de şirketin, söz konusu füze sistemlerini yerli ve milli imkanlarla geliştirmenin haklı gururunu taşıdığını ifade etti.

İkinci, “Bu tip sistemlerin hayata geçirilmesi çok büyük bir teknoloji, azim ve irade gerektiriyor.” dedi.

TAYFUN füzesinin, yurt dışına bağımlılığı ortadan kaldıracak bir sistem olduğuna dikkati çeken İkinci, TRG-230 füze sisteminin ise salgın döneminde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin talebi doğrultusunda geliştirilerek sahaya sürüldüğünü söyledi.

İkinci, SUNGUR Hava Savunma Füze Sistemi’nin, dünyadaki muadillerinden çok daha üst teknolojilere sahip olduğuna, KARAOK’un ise modern orduların olmazsa olmazları arasında yer aldığını anlattı.

TAYFUN Balistik Füzesi​

Genellikle 300 kilometreye kadar olan balistik füzeler ‘Taktik Balistik Füze (TBM)’; 300-1000kilometre arasında menzile sahip balistik füzeler ise ‘Kısa Menzilli Balistik Füze (SRBM)’ olarak tanımlanıyor. TAYFUN, Türkiye’nin ilk Kısa Menzilli Balistik Füze’si oldu.
görüntü


Böylelikle 1990’lı yıllardan beri Taktik Balistik Füze kabiliyetine sahip olduğu bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri, ilk kez bu alanda bir üst sınıfa çıkmış oldu.

Test atışları başarıyla tamamlanan TAYFUN Füzesi, Türkiye’nin şu ana kadarki en uzun menzilli füze sistemi oldu. TAYFUN’dan sonra ise gelecek.

Füzenin temel hedefleri ise stratejik düşman tesisleri olacak. TAYFUN Füzesi’nin motor, yakıt ve güdüm gibi birçok kritik temel bileşeni de Roketsan tarafından geliştirildi.

SUNGUR Füzesi​

tarafından HİSAR ve Stinger projelerinden elde edilen tecrübelerle geliştirilen SUNGUR, hareketli atış yeteneği, gece-gündüz hedef tespit, teşhis, tanımlama, takip ve 360 derece atış kabiliyetine sahiptir. Görüntüleyici Kızılötesi (IIR) Arayıcı Başlık kullanabilme kapasitesine sahip 8 kilometre menzilli SUNGUR, üstün özellikleri dolayısıyla dördüncü nesil MANPADS olarak nitelendirilmektedir.

SUNGUR Füzesi, 4 ila 4.5 kilometre yükseklikteki hedeflere nüfuz edebilmektedir.

IIR Arayıcı Başlık kullanması hasebiyle SUNGUR Füzesi, çok yüksek bir isabet yüzdesine sahiptir. Dünya’nın en modern MANPADS’leri arasında gösterilmektedir. SUNGUR Füzesi, sadece isabet yüzdesi değil; menzil ve irtifa limitleri açısından da ilk sıralarda bulunuyor.

SUNGUR


Yakın gelecekte Roketsan’ın, SUNGUR Füzesi üzerinden bir havadan-havaya füze sistemi geliştireceği tahmin ediliyor. Ayrıca yine SUNGUR Füzesi üzerinden deniz platformlarında kullanılacak bir yakın hava savunma füze sistemi, kapsamında geliştirilmektedir.

KARAOK Füzesi​

KARAOK Omuzdan Atılan Tanksavar Füzesi’nin geliştirme faaliyetleri, bir süredir devam ediyor. Roketsan’ın en kısa menzilli tanksavar füzesi olan KARAOK, omuzdan atıldığı için geliştirilmesi en zor tanksavar füzeleri arasında yer alıyor. ABD üretimi Javelin, KARAOK’un rakibi konumunda yer alıyor.
Çap125 mm
Ağırlık< 16 kg (Füze + Tüp)
Menzil2.5 kilometre
Harp Başlığı TipiZırh Delici Tandem
Vuruş ModuDoğrudan Vuruş / Üstten Vuruş
Kullanım ModuAt-Unut
![görüntü329x500](upload://uEpcLckLOTV3a4m3gwIJB67CqS2.jpeg)
KARAOK Projesi’nde ilk etapta 1.5 kilometre menzil hedeflense de Roketsan, 2.5 kilometreye ulaşmayı başardı. KARAOK Füzesi TEK-ER tarafından omuzdan atılacağı için ağırlığı da oldukça optimize edildi. Ayrıca KARAOK, envantere girmeden ihraç edilmiş olabilir. Kısa süre önce Malezya’nın tedarik edeceği yönünde haberler çıkmıştı.

TRG-230 Füze Sistemi​

TRG-230 Füzesi, yüksek isabet ve tahrip gücü sayesinde 20-70 km menzil arasındaki yüksek öncelikli hedefler üzerinde yoğun ve etkili ateş gücü yaratmaktadır. TRG-230 Füzesi; Roketsan tarafından geliştirilen Çok Namlulu Roket Atar Silah Sistemi ile uygun arayüzlere sahip, farklı tipteki platformlar üzerinden de atılabilmektedir.

Teknik Özellikler​

Çap:230 mm
Füze Ağırlığı:215 kg
Menzil:20 – 70 km
Güdüm:ANS* + LAB**
Kontrol:Elektromekanik Tahrik Sistemli Aerodinamik Kontrol
Yakıt Tipi:Kompozit Katı
TRG-230

Harp Başlığı Tipi:Tahrip + Çelik Bilyeli
Harp Başlığı Ağırlığı:42 kg
Harp Başlığı Etki Yarıçapı:≥ 55 m
Tapa Tipi:Çarpma ve Yaklaşmalı
Vuruş Hassasiyeti [CEP]:≤ 10 m
Kaynak:
 

Türk savunma sanayiinden Suudi Arabistan’da gövde gösterisi​

Haber Merkezi 5 Şubat 2024

Türk Savunma Sanayii, 04-08 Şubat 2024 tarihleri arasında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ikinci kez düzenlenen World Defense Show (WDS) Fuarı’na 63 savunma sanayii firması ile katılım sağlıyor.

Dünyanın dört bir yanından üst düzey resmi delegasyonların katılımı ile gerçekleşen fuar, savunma endüstrisinin kara, deniz ve hava savunma sektörlerindeki en son teknolojilerini içeriyor.

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün World Defense Show Fuarı hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biz burada Türk firmaları ve Başkanlığı olarak ülkemizi temsil etmeye çalıştık. Sadece Savunma Sanayii Başkanlığı ya da sadece burada yer alan büyük firmalarımız, entegratör firmalarımız, alt yüklenicilerimiz değil, tüm savunma sanayiimizi temsil edecek şekilde burada yer aldığımızı değerlendiriyorum. World Defense Show’da altmış üç firmayla, en çok katılım sağlayan ikinci büyük katılımcı olarak yer alan ülke konumundayız. Toplam alanın yüzde on beşini Türk firmalarımız doldurdu.

Alan itibari ile de en fazla alanı kullanan ülke konumundayız. Fuarın dışında gün içerisinde çeşitli toplantılar da gerçekleştirdik. Şirketlerimizin İyi Niyet Anlaşmaları, geleceğe yönelik planlamalarını ortaya koydukları anlaşmalar da gerçekleştirdik. Hemen hemen her firmamızın irili ufaklı, geleceğe yönelik uzun süreli çalışmaları içeren birçok anlaşması var ve fuar boyunca da bunlar planlandı ve devam edecek. Biz de burada muhataplarımız ile görüşmeler yapıyoruz.

Dünyanın değişik yerlerinden katılan, bizim de ilişki içerisinde olduğumuz ülkelerin yöneticileri ile Bakanları ya da Savunma Sanayii Başkanlığı muhataplarımız ile toplantılarımız yapılıyor. Stantlara baktığımız zaman şirketlerimiz kullandıkları alt sistemleri veya faydalı yükleri veya mühimmatları kendi ürünlerinde de sergiliyorlar.

Olası fırsatlar konuşulurken toplantılara birbirlerini davet ediyorlar. Bu çok güzel bir gelişme. Biz bunların olumlu sonuçlarını ilerleyen zamanlarda daha da çok göreceğiz diye umut ediyorum. Hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.”

Tüm savunma alanlarında ağ oluşturması, ortaklık kurması, bilgi paylaşımı yapması, yenilikleri ve yetenekleri keşfetmesi için önemli bir platform oluşturan fuar, 08 Şubat’a kadar devam edecek.

Kaynak:
 

Nijerya için T129 ATAK dönemi: Türk taarruz helikopteri​

Haber Merkezi 6 Şubat 2024

görüntü


Nijerya, Türkiye’den tedarik ettiği T129 ATAK Taarruz Helikopterlerini kullanıma aldı. İki adet helikopterin göreve başlaması sebebiyle tören düzenlendi.

Güvenlik sorunlarıyla mücadele eden Nijerya’da, Türkiye’den tedarik edilen iki TUSAŞ T129 ATAK taarruz helikopterinin göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Benue eyaletinin başkenti Makurdi’deki Nijerya Hava Kuvvetleri (NAF) üssünde gerçekleştirilen törene; Devlet Başkan Yardımcısı Kashim Shettima, Savunma Bakanı Badaru Abubakar, Türkiye’nin Abuja Büyükelçisi Hidayet Bayraktar, Nijerya Kara Kuvvetleri Komutanı Taoreed Lagbaja ve çok sayıda davetli katıldı.

Başkan Yrdımcısı Shettima, törende yaptığı konuşmada, Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu’nun yeni alınan helikopterlerin konuşlandırılmasının hem ülke içinde hem de Batı Afrika bölgesinde güvenlik sorunlarının çözümüne önemli katkı sağlayacağına yönelik inancını dile getirdiğini aktardı.

Nijerya, son zamanlarda ülkenin farklı bölgelerinde silahlı çetelerin yanı sıra Boko Haram ve ISWAP gibi terör örgütlerinin saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. Türkiye’den tedarik edilen taarruz helikopterlerinin, Nijerya’daki güvenlik sorunlarıyla mücadelede yardımcı olması bekleniyor.

Nijerya-T129-ATAK


Nijerya Hava Kuvvetleri’ne ait T129 ATAK Helikopteri

Nijerya’ya yönelik 2 adetlik ikinci parti teslimatının, 2024 yılının ikinci çeyreği içerisinde gerçekleştirilmesi planlanıyor. Nijerya’nın, 6 adetlik mevcut T129 ATAK siparişi sayısını yükseltmesine kesin gözüyle bakılıyor.

ATAK helikopteri, sınıfının en iyi taarruz helikopteri olarak dünyada kabul görmüş durumda.

T129 ATAK Helikopteri​

T129 ATAK; 500 adet 20 milimetrelik top mühimmatı, 16 adet Roketsan CİRİT Füzesi, 8 adet L-UMTAS veya UMTAS Füzesi, 8 adet Stinger Füzesi veya 76 adet 70 milimetrelik roketle teçhiz edilebilmektedir.

Helikopter gücünü, her biri 1.373 shp’lik iki adet LHTEC-CTS800-4A Turboşaft Motoru’ndan almaktadır. Azami 281 km/sa hıza ulaşabilen helikopter; 3 saat havada kalış süresine, 537 kilometre menzile ve 15.000ft irtifa tavanına sahiptir.

Kaynak:
 

Suudi Arabistan’ın alacağı AKINCI TİHA sayısı açıklandı​

Haber Merkezi 5 Şubat 2024

görüntü


Suudi Arabistan’ın tedarik edeceği AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) sayısı açıklandı. İddiaya göre toplamda 60 adet AKINCI TİHA tedarik edilecek.

BAYKAR, geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ile AKINCI TİHA tedarikine yönelik 3.1 milyar dolar tutarında rekor bir sözleşme imzalamıştı. Suudi basını, Suudi Arabistan’ın tedarik edeceği AKINCI TİHA’ların adedini açıkladı.

İddiaya göre; Suudi Arabistan, toplamda 60 adet AKINCI TİHA tedarik edecek. Suudi Arabistan’da bir üretim hattı kurulmasını da kapsayan sözleşme kapsamında teslimatlar, 2025-2026 bandında gerçekleştirilecek. Öte yandan sözleşme, AKINCI TİHA’da kullanılacak mühimmatların yerli olarak Suudi Arabistan’da üretilmesini de kapsıyor. Bu doğrultuda Suudi makamları ile ASELSAN ve Roketsan arasında çeşitli sözleşmeler imzalanmıştı.

Şu ana kadar BAYKAR, 33 ülkeyle Bayraktar TB2 ve 9 ülkeyle AKINCI TİHA tedarikineyönelik sözleşme imzaladı.

AKINCI TİHA’nın birim maliyeti ne kadar?​

BAYKAR Haluk Bayraktar Suudi Arabistan


İhracat pazarında öne çıkan AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA)’nın birim maliyeti de merak konusu oldu. BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar’ın geçtiğimiz yıl Nikkei Asia’dan Sinan Tavşan’a verdiği demecin bir kısmı, kısa süre önce yayınlandı.

Bayraktar’a göre AKINCI TİHA, Bayraktar TB2’den 10 kat daha fazla adam/saatgerektiriyor ve Bayraktar TB2’ye göre 4 kat daha yüksek bir maliyete sahip.

Öte yandan Haluk Bayraktar’ın açıkladığı birim maliyetin, satış fiyatı anlamına gelmediğinivurgulamakta fayda var. Yine aradan geçen 1 yıl içerisinde AKINCI TİHA’nın kazandığı yeni kabiliyetler, Bayraktar TB2 ile arasındaki birim maliyet makasının açılmasına da neden olmuş olabilir.

AKINCI-TİHA

AKINCI SİHA Teknik Özellikler​

  • Haberleşme Menzili: LOS & BLOS
  • Kalkış ve İniş: Pist (Otomatik)
  • Seyir – Maksimum Hız: 130 – 195 Knots
  • Maksimum Kalkış Ağırlığı: 5,500 kg
  • Operasyonel – Maksimum İrtifa: 40,000 feet
  • Havada Kalış: 24 saat
  • Faydalı Yük Kapasitesi: 1500 kg
  • Kanat Açıklığı: 20 mt.
  • Faydalı Yük – ISR: Simultane EO/IR/LD, Çok Amaçlı AESA Radar & SIGINT
  • Yükseklik: 1 mt.
  • Faydalı Yük – Mühimmatlar: Lazer Güdümlü Akıllı Mühimmatlar, Füzeler & Uzun Menzilli Stand Off Mühimmatlar
  • İtki Tipi: 2 x 750 HP veya 2 x 450 HP Turboprop Motor
Kaynak:
 

ABD Senatosu’nda Türkiye’nin F-16 Blok 70 tedarikine itiraz​

Haber Merkezi 7 Şubat 2024

görüntü


Türkiye’nin F-16 Blok 70 tedarikine, ABD Senatosu’ndan itiraz geldi. Senatör Rand Paul, satışın yasaklanması amacıyla bir yasa tasarısı hazırladı.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, 26 Ocak 2024 tarihinde Türkiye’ye yönelik azami 23 milyar dolarlık F-16 Blok 70 tedarikini ilişkin bildirimi yayınlamıştı. ABD Kongresi’nin onayına sunulan tedarike yönelik olarak Senato’dan itiraz geldi.

tarafından derlenen bilgilere göre; ABD’li Senator Rand Paul, Türkiye’ye yönelik F-16 Blok 70 satışının engellenmesin dair bir yasa tasarısı hazırladı. Söz konusu yasa tasarısının onaylanması için ABD Temsilciler Meclisi ile ABD Senatosu’nda çoğunluk tarafından onaylanması gerekiyor. Söz konusu yasa tasarısı onaylanmaz ve başka herhangi bir itiraz gelmez ise 10 Şubat 2024 tarihine kadar satış ile ilgili olarak ABD Kongresi’nden onay çıkması bekleniyor.

Türkiye’ye yönelik F-16 Blok 70 bildirimi​

26 Ocak 2024 tarihinde ABD Savunma Bakanlığı, Türkiye’ye yönelik satışı için yabancı askeri satış (FMS) bildiriminde bulundu.

Türkiye için yapılan bildirim, yaklaşık olarak 23 milyar dolar tutarında bir bütçeyle 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı, 79 adet F-16 Blok 70 modernizasyon kiti ve beraberindeki birçok teçhizatın satışını kapsıyor. 40 adet F-16 Blok 70’ten 32 adedi tek, 8 adedi ise çift kişilik konfigürasyonda olacak.

Slovakya-F-16-Blok-70


Uçakların yanında ise; 48 F-110 Turbofan Motoru, 149 AN/APG-83 AESA SABR Radarı, 168 Entegre Viper Elektronik Harp Suiti, 858 LAU-129 Güdümlü Füze Lançeri, 44 M61 Vulcan Topu, 16 AN/AAQ-33 Sniper Gelişmiş Hedefleme Podu, 952 AMRAAM AIM-120C-8 Hava Hava Füzesi, 96 AMRAAM Güdüm Bölümü, 864 GBU-39/B Minyatür Bomba, 96 AGM-88B HARM Anti-Radyasyon Füzesi, 96 AGM-88E Gelişmiş Anti-Radyasyon Füzesi (AARGM); 401 AIM-9X Block II Sidewinder Hava Hava Füzesi ve ek birçok sistem tedarik edilecek.

Kaynak:
 

Türkiye ve Mısır’dan savunma sanayiinde iş birliği sinyali​

Haber Merkezi 7 Şubat 2024

görüntü


Türkiye ve Mısır, savunma sanayii alanında silahlı insansız hava araçları (SİHA) ile mühimmat başta olmak üzere farklı alanlarda iş birliği yapmayı hedefliyor.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Mısır’ın Askeri Üretimden sorumlu Devlet Bakanı Mohamed Salah El-Din Mustafa ile bir görüşme gerçekleştirdi. Suudi Arabistan’da düzenlenen World Defense Show Fuarı sırasında gerçekleşen görüşmede, iki ülke arasındaki savunma sanayii iş birliği konuları ele alındı.

tarafından derlenen bilgilere göre; Mısırlı bakan, askeri üretimden sorumlu bir Mısırlı heyetin Aralık 2023’te 3 farklı Türk şirketini ziyaret ettiğini hatırlattı. Bakan Mustafa, çeşitli mühimmatları birlikte üretmek için Türk şirketleriyle iş birliği yapmaya hazır olduklarını belirtti. Görüşme sonrasında Bakan Mustafa, Başkan Görgün’ün üzerine Türk savunma sanayii firmalarının stantlarında yer alan ürünlerle ilgili çeşitli incelemelerde bulundu.

İki ülke arasındaki iş birliği alanlarının, mühimmat üretimiyle sınırlı olmadığı değerlendiriliyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama sırasında Türkiye ile Mısır arasında SİHA tedarikine yönelik mutabakat olduğunu açıkladı. Mısır’ın, yakın gelecekte Türk ‘larının tedarikine yönelik bir sözleşme imzalaması ihtimali yüksek görülüyor.

Mısır Rafale


Daha önce Sovyet ve Rus menşeli bir envantere sahip olan Mısır Silahlı Kuvvetleri, son dönemde NATO standardında ekipman tedarikine ağırlık vermiş durumda. Mısır’ın başlıca silah tedarikçileri arasında ABD ve Fransa yer alıyor.

Kaynak:
 

Savunma Sanayii Başkanı Görgün: Türk savunma sanayimiz bugün ihtiyaçlarımızı yerli ve milli olarak üretebilir durumda​

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Görgün, savunma sanayisinin bugün geldiği noktada, gemilerden helikoptere, zırhlı araçlardan insansız hava araçlara kadar, Türkiye’nin ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak üretebilir durumda olduğunu bildirdi.​

08.02.2024-Ankara

Savunma Sanayii Başkanı Görgün: Türk savunma sanayimiz bugün ihtiyaçlarımızı yerli ve milli olarak üretebilir durumda


Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, ATO Congresium’da düzenlenen 6. Verimlilik ve Teknoloji Fuarı’nın açılışında yaptığı konuşmada, fuarda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Savunma sanayisi alanında verimlilikten anladıklarının, bilim, teknoloji ve yenilik kapasitesini yükselterek Türkiye’deki sorunlarının çözümüne, yaşam kalitesi ve rekabet gücünün yükselmesine, refah düzeyinin artmasına hız kazandırmak, ülkenin büyümesine katkı sunmak olduğunu anlatan Görgün, özellikle son yıllarda sektörde AR-GE ve teknoloji yatırımlarına ayrılan kaynağı hatırı sayılır miktarda artırdıklarını söyledi. Görgün, “Öyle ki savunma sanayisinin AR-GE harcaması, 2002 yılında 50 milyon dolar mertebesindeyken, günümüzde bu rakam 2 milyar doları aşmış durumda.” diye konuştu.

Görgün, AR-GE projelerinin etkisinin, mali büyüklüklerinin çok ötesinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Çünkü her bir AR-GE projesi, bir bağımlılık sorununu ortadan kaldıran çığır açıcı bir teknolojiyi ihtiva ediyor. Bizler Savunma Sanayii Başkanlığı olarak Türkiye Yüzyılı’nda, Savunma Yüzyılı’nda odağımız AR-GE ve teknoloji diyoruz. Vizyonumuzu ‘yenilikçi ve rekabetçi teknolojiler ile barışa hizmet eden, küresel bir marka ve değer haline gelmiş Türk Savunma Sanayii’, misyonumuzu ise ‘ülkemizin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını, teknolojik üstünlüğe ve küresel rekabet yeteneğine sahip çözümlerle karşılayarak savunma sanayisinin sürdürülebilirliğini sağlamak’ olarak belirlemiş durumdayız.”

“Çok hassas süreç yönetimi sergiliyoruz”​

Hedeflerine ulaşmak için hangi teknoloji alanlarına yatırım yapmaları gerektiğini, ince eleyip sık dokuyarak tespit ettiklerini belirten Görgün, “Bugün üretimini gerçekleştirdiğimiz birçok teknoloji ürünümüzde çok hassas bir süreç yönetimi sergiliyoruz. Diğer bir yandan elektronik harp yeteneklerimizle dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bir ürün yelpazesine kavuşmuş durumdayız. Ancak bu noktaya gelmek hiç de kolay bir şey değil.” dedi.

Görgün, Türkiye’nin haberleşme alanında dünyanın süper ligi seviyesinde yer aldığını bildirerek, şunları kaydetti:

“Biliyorsunuz Alper Gezeravcı şu an Dünya’ya dönüyor ve geçtiğimiz günlerde birçok kez uzaydan dünyamıza seslendi. Bugün özellikle uydu haberleşme sistemlerinde cep telefonu sinyalinin trilyonda biri seviyesindeki bir sinyali 36 bin kilometreden alıp işleyip anlamlı hale getirebiliyoruz hamdolsun Başardıklarımızın ötesine geçebilmek, daha derinlere inmek ve yarını bugünden düşünmek için bilimsel ve teknolojik araştırma ve geliştirme faaliyetlerimizde odaklı ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsiyoruz.”

“Yeni neferleri yetiştirmeyi hedefliyoruz”​

Nitelikli insan kaynaklarını geliştirmeye dönük bir dizi çalışma başlattıklarını belirten Görgün, şöyle konuştu:

"Savunma Sanayii Akademi bünyesinde verilen eğitimler, Vizyoner Genç kapsamında uygulanan programlar, Yüksek Öğretim Kurulu ile üniversitelere yönelik oluşturduğumuz içerik ve çalışmalar, açtığımız dersler, Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte müfredatını oluşturup işlerliğe aldığımız savunma ve havacılık odaklı Meslek Yüksek Okulları ve Mesleki Teknik Anadolu liselerimiz vesilesiyle savunma sanayisinin yeni neferlerini yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Yaptığımız bu çalışmalardaki temel amacımız yetenek yönetimi faaliyetleri ile verimliliğimizi maksimum düzeye çıkarmak ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği ‘Küresel Güç Türkiye Vizyonu’ doğrultusunda, Milli Teknoloji Hamlesi’ne katkı verecek çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmektir. Türk savunma sanayimiz bugün geldiği noktada, gemilerimizden helikopterimize, zırhlı araçlarımızdan insansız hava araçlarına, silah sistemlerinden uydu çalışmalarına, hava savunma sistemlerinden elektronik harbe kadar, ihtiyaçlarımızı yerli ve milli olarak üretebilir durumdadır."

“100 bin kişinin katılım sağlayacağı tahmin ediliyor”​

Türkiye Verimlilik Vakfı ve Ankara Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Cemalettin Kömürcü de yaptığı konuşmada, altıncısı gerçekleşen bu etkinliğe, bu yıl da büyük bir ilginin olmasını beklediklerini ifade etti. Önceki yıllarda fuara 500 bine yakın kişinin katıldığını belirten Kömürcü, bu yıl da 100 bin kişinin katılım sağlayacağının tahmin edildiğini söyledi.

Kömürcü, 3 gün boyunca 60’a yakın etkinliğin gerçekleşeceği fuar bölgesinde, panel, seminer ve sertifikasyon programları ile Türkiye’nin önemli teknoloji kurum ve kuruluşlarının çalışmalarını sergileyeceğini belirtti.

Türkiye’nin son yıllarda ürettiği teknolojilerin büyük bir çabanın ve gayretin eseri olduğunu söyleyen Kömürcü, “Çocukluğumuzda Hollywood filmlerinde izlediğimiz ve hayal kurduğumuz bu üretimler, bugün gerçek oldu. Biz de bu gerçekleri sergileme fırsatı buluyoruz.” diye konuştu.
 

TCG BURGAZADA, Doğu Akdeniz’de keşif, gözetleme ve karakol görevine başladı​

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), TCG BURGAZADA’nın NATO Müttefik Deniz Komutanlığı Deniz Muhafızı Harekatı 2024-1 komutasını devraldığını ve Doğu Akdeniz’de keşif, gözetleme ve karakol görevine başladığını bildirdi.​

08.02.2024-Ankara


Bakanlıktan yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“TCG BURGAZADA, 5 Şubat 2024 tarihinde Mersin limanında ‘NATO Müttefik Deniz Komutanlığı Deniz Muhafızı Harekatı 2024-1’ komutasını devraldı, bu kapsamda yer alan Deniz Güvenliği Harekatı’na yönelik Doğu Akdeniz’de keşif, gözetleme ve karakol görevine başladı. Deniz Muhafızı Harekatı’nın birinci gününde SAT komandoları tarafından gemiye çıkma eğitimleri yapıldı.”

Milli Savunma Bakanlığı ayrıca, SAT komandolarınca gemiye çıkma eğitimlerine ilişkin fotoğraf paylaştı.

 

Eskişehir havacılık ve savunma sanayisi 2023’te 436 milyon dolarlık ihracat yaptı​

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde savunma sanayisi ve havacılık alanında faaliyet gösteren firmalar, 2022 yılında 350 milyon dolar olan ihracat tutarını 2023’te 436 milyon dolara taşıdı.​

09.02.2024-Eskişehir

Eskişehir havacılık ve savunma sanayisi 2023'te 436 milyon dolarlık ihracat yaptı


Türkiye’nin havacılık ve savunma sanayisinde bilgi birikimi ve altyapıya sahip kentlerinden Eskişehir’deki bazı firmalar, uçak, helikopter ile İHA ve SİHA’ların motorlarının, sivil ve askeri uçakların da bazı parçalarının üretimi üzerinde çeşitli çalışmalar yürütüyor.

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 60 firma, 9 bin 500 çalışanla 2023 yılında savunma ve havacılık sektöründe 436 milyon dolarlık ihracata imza attı.

Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, AA muhabirine, Eskişehir’in ülkenin sanayi altyapısı en köklü kentlerinden biri olduğunu ve ciddi tecrübesi bulunduğunu söyledi.

2024%2F02%2F20240209_2_62483122_97568773.jpg


Bölgede havacılık ve savunma sanayisi alanında faaliyet gösteren yaklaşık 60 firma bulunduğunu dile getiren Küpeli, şöyle devam etti:

“Günden güne ciddi bir ihracat atağımız var. Birkaç yıl önce 150-200 milyon dolar olan savunma sanayi ve havacılık ihracatımız bugün 436 milyon dolar seviyelerine ulaştı. Eskişehir’deki firmaların savunma sanayindeki toplam ciroları yaklaşık 1 milyar dolar seviyelerine geldi. Bu anlamda Türkiye’deki savunma ve havacılık sanayinde en baştaki birkaç ilden birisidir. Eskişehir’de savunma sanayine hizmet veren şirketler arasında bazıları öne çıkıyor. 1’inci Hava Bakım Fabrikası ve TUSAŞ Motor Sanayii AŞ gibi kurumlar var. Bunlar da havacılık sektöründe oldukça iddialı ve ihracat yapan kurumlardır. Dünyada uçan iki uçaktan birinde mutlaka Eskişehir’de üretilen bir yedek parça vardır.”
  • “2030’a kadar 2,5 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var”
Küpeli, Eskişehir’in 2022 yılında 350 milyon dolar olan savunma sanayisi ihracatının 2023 yılında yaklaşık 436 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğine dikkati çekti.

2024%2F02%2F20240209_2_62483122_97568771.jpg


Kentin bu alandaki dış satımının daha da artacağını belirten Küpeli, şunları söyledi:

“Bu anlamda yatırımlar yapıyoruz. Bölgemiz katılımcılarına da ihracat konusunda hem teşvik hem de destek vermeye çalışıyoruz. Eskişehir Türkiye’de savunma sanayi alanında 3 ilden biri. İstanbul, Ankara’dan sonra da Eskişehir gelmektedir. Dünyada hem savunma sanayi hem de sivil uçakların yedek parçaları konusunda oldukça ciddi bir tecrübemiz var. Eskişehir’deki firmalarımız çok yoğun çalışmalar yapıyorlar. 436 milyon dolar civarında ihracatımız var. Bunu önümüzdeki dönemlerde 1 milyar dolar çıkarıp Avrupa pazarından da ciddi bir pay alacağız. 2030’a kadar özellikle savunma sanayi ihracatındaki hedefimiz 2-2,5 milyar dolardır. Özellikle sivil uçaklarda Airbus ve Boeing gibi firmalar var. Bunların da ana tedariklerinden bazılarını Eskişehir’de bizim firmalarımız yapıyor.”

Küpeli, kent ihracatının tümünü yüksek teknoloji ürünleriyle yapmak istediklerini ifade etti. Toplam dış satımları içinde yüksek teknoloji ürünlerinin payını 2026-2030 yıllarında yüzde 20’lere, daha sonra yüzde 25 seviyelerine ulaştırmak istediklerini dile getiren Küpeli, “Şu an için Eskişehir’in ihracatının içinde yüksek teknoloji ürünü ihracat oranı yüzde 16’lara gelmeye başladı. Türkiye’de bu anlamda en iyi kentiz. Eskişehir bu anlamda pozitif yönde ayrışıyor.” diye konuştu.

Nadir Küpeli, savunma ve havacılıkla ilgili firmaların hepsini Eskişehir’de üretim yapmaya davet etti. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin altyapısının iyi olduğunu belirten Küpeli, şunları kaydetti:

“Mükemmel çalışma alanlarımız var. Organize Sanayi Bölgesi’nin enerji, arz güvenliği fevkalade kuvvetli. Burada iş gücü, yan sanayi, yedek parça adına ciddi bir altyapı var. Bölgemizdeki bütün firmaların işlerini çözmek için 7 gün, 24 saat çalışıyoruz. Ülkemizin savunma sanayinde son yıllarda gösterdiği başarıları burada takviye ederek o gururu yaşayalım istiyoruz. Çünkü savunma sanayindeki yerlilik oranı 10-15 yıl önce yüzde 40’lı seviyelerdeyken bugün yüzde 80’lere dayandı. Bizim de bunda daha fazla payımız olsun, Eskişehir sanayisi bundan daha fazla pay alsın. Ordumuz, yurdumuz daha fazla milli araç gereçlerle bekamızı, güvenliğimizi sağlasın istiyoruz.”

 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Benzer konular