Bu tür olaylar maalesef geçen dönemde yaşanan vurgunların buzdağı gibi açık seçik ortada olan halidir.
Nazım imar planında konut-konut geliştirme bölgesi gibi görünen yerlerde arsa sahipleriyle bu tür sözleşmeler yapılıp arazinin çoğunluğundan vekalet alınarak belediyelere başvurular yapılıyordu. Belediye meclisi de çoğunluk hisseyi temsil ediyor diye imar yapma yetkisini devrediyordu. Sonuçta getirilen imar planı da meclisten geçirilerek hukuken geçerli hale geliyordu.
1 sene kadar büyükşehirin başına geçen Mustafa Tuna da aynı şekilde Dikmen'de kendi kardeşine 2018 rakamlarıyla 200 milyonluk avanta sağlamaya kalkıştı, neyse ki o plan derhal iptal edildi.
Düşünün, kendi kardeşinin inşaat firmasıyla anlaşan bir kooperatife alelacele hem 1,8 emsalle imar planı geçirtti, daha da arsızca bir rezilliği ise o arazide bulunan 7 dönümden fazla belediye arazisini de ölmüş eşek fiyatına kooperatife devretmeye kalktı.
Bu işlerde maalesef hep iştakipçiliği şeklinde vekalet sözleşmesi yapmışlar, öyle ki vekaleti alan eninde sonunda bir şekilde o avantayı koparacak şekilde düzenlenmiş.
Bakın benzeri bir durum yakında Belören'de yaşanacak. Hukuka aykırı işleri çok olan kooperatiflerin vekaletle %6, hatta şimdi %10 pay vermek için çırpındıkları bir plancı var, daha önce bir kaç kez püskürttük, ama adamlar pes etmiyor. Arsanın %10 kadarını bu tip sözleşmeyle devredip hem kendi açıklarını kapatmak, hem de o devasa paydan yedi sülalelik dünyalıklarını çıkarma peşindeler.